22 / 12 / 2024

Fatih Akın'ın Çamburnu'ndaki çöp toplama tesisine karşı yaptığı film Cannes'da gösterildi!

 Fatih Akın'ın Çamburnu'ndaki çöp toplama tesisine karşı yaptığı film Cannes'da gösterildi!

Çöp toplama tesisine karşı köylülerin verdiği mücadeleyi, ‘Cennetteki Çöplük’ belgeselinde anlatan Fatih Akın, “Bu yapım, tüm filmlerimden daha Türk” dedi



65. Cannes Film Festivali Özel Gösterimler bölümünde ‘Cennetteki Çöplük’ adlı belgeseli gösterilen yönetmen Fatih Akın, STAR’a konuştu...


Filmin çekim süreci çok uzun, 2007- 2012 yılları arasında. O kadar malzemeyi nasıl topladın ve nasıl kurguladın?


En zor aşama buydu. Çamburnu’nda yapılan çekimler postayla Almanya’ya gönderiliyordu. Ben time code’larını not alarak DVD izliyordum. Montajcı İngiliz olduğu için tercüme edilmesi  gerekiyordu. 200 saat çekim malzemesi vardı. Onu tercüme etmek lazımdı. Çekimleri konularına göre grupladı.


Neye göre grupladınız?


Bu sadece çöp üzerine bir film değil. Türkiye’de köy hayatını anlatan bir film. Büyükşehir insanıyım, yurt dışında yaşıyorum ve Türkiye’de köy hayatını hiç bilmiyordum. Benim yaşamımdan hiç de farklı olmadığını paylaşmak istedim izleyiciyle, özellikle de yurt dışındaki izleyiciyle. Mesela imam... Rock konsere gidiyor, sonra müezzinlik yapıyor! Aslında ben orayı atmak istedim, ama montajcım “Kalması lazım” dedi. 


Sadece Doğu Karadeniz için geçerli değil, öyle değil mi?


Hasankeyf için de geçerli, Sinop için de geçerli... Almanya için de geçerli. Biz Almanya’da tıbbi atıkları ayıklıyoruz iyi güzel de nükleer çöpleri temizleyemiyoruz. Afrika’ya gönderiyoruz, başka Çamburnu gibi yerler yaratıyoruz. Buradaki seyirci de bunu görüyor. Sadece Türkiye için geçerli değil, bu bir sembol. Japonya’da göstersek seyircisi ne türlü karşılayacak merak ediyorum, çünkü Fukuşima oldu orada... Sorunlara yol açan mekanizmalar her yerde aynı. Ben orayı seçtim çünkü o köyün çocuğuyum, o topraktan geliyorum.


Köylünün tüketim toplumunun tek üretimi olan çöpten ne kadar çok çektiğini görüyoruz. Bu konuda ne düşünüyorsun?


Hiçbirimiz kötü doğmadık. Ama çöple ilişkimiz değişti. Plastik kutuyu elma gibi doğaya atıyoruz. Bilinç yaratmak lazım. Atmak kötü bir hareket değil, bilmemezlikten kaynaklanıyor. Ama filmde görüyoruz ki artık çocuklar okulda karbondioksidin zararlı olduğunu öğreniyor.


Trabzonlu köylüler beni çok etkiledi


Sen kendini çevreci olarak tanımlar mısın ideolojik olarak?


Hepimizde bir Kızılderili özentisi var ya, new age falan. Doğayla, toprakla iç içe yaşıyorlar. Her şeyin bir ruhu olduğuna inanıyorlar, animistler. O duyguyu yaşamak için Amerika’ya gitmeme gerek yok. Trabzon’a köyüme gidersem, oradaki halk doğayla iç içe. Bunu gördüm ve onlardan bir şeyler öğrendim. O insanlar beni çok etkiledi.


En başta nasıl haberin oldu Çamburnu çöplüğünden? Tatile gittiğinde mi öğrendin yoksa hemşerilerin seninle temasa mı geçti?


Bob Dylan’ın kitabını okudum 2005 yılında. Anneannem Karslıdır, oradan Trabzon’a geçti ve Ukrayna’ya yerleşti diyordu. Bir merak yarattı bende. Benim dedem de Trabzonlu ve oraya hiç gitmemiştim. ‘Yaşamın Kıyısında’ da bir baba oğul hikayesi. Babamı aldım “Beni gezdirsene oralarda” dedim. İlk olarak o zaman gittim. O zaman anlattılar bana. Bir aktivizm yarattı. Zaten protesto ediyorlardı. Size yardım edeceğim dedim. O zaman popülerdim, ‘Duvara Karşı’yı yapmıştım.


Çamburnu ekibi de geldi. Ne hissettiler?


İlk defa ve ağlayarak seyrettiler filmi.


Peki ne olacak? Dünyaya dağıtılacak mı?


Dünya satışları iyi gidiyor. Ben bu filmi aslında Türk filmi olarak görüyorum. Bütün filmlerimden fazla Türk. İstanbul Hatırası’ndan fazla Türk. Benim en Türk filmim budur.


ALİN TAŞÇIYAN / Star


Geri Dön