05 / 11 / 2024

Hasan Erdem: Bursa'nın geleceği termal turizmde!

Hasan Erdem: Bursa'nın geleceği termal turizmde!

18 yıllık Başaran Ulusoy egemenliğini yıkmaya çalışan ‘TÜRSAB Hepimizin’ grubunun adayı Hasan Erdem ile hem Bursa’nın turizm potansiyelini hem de birlik seçimlerini değerlendirdik. Erdem’e göre Bursa’nın tanıtımında öne çıkaracağı özellik termal turizm.





Bu yılı hem gelen turist hem de gelir bakımından gerileme ile kapatan turizm sektörünün dinamikleri aralık ayında yapılacak TÜRSAB Olağan Genel Kurulu’na kilitlenirken, 18 yıllık Başaran Ulusoy egemenliğini yıkmaya çalışan ‘TÜRSAB Hepimizin’ grubunun adayı Hasan Erdem ile hem Bursa’nın turizm potansiyelini hem de birlik seçimlerini değerlendirdik. Erdem’e göre Bursa’nın tanıtımında öne çıkaracağı özellik termal turizm.


Kısa adı TÜRSAB olan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği'nin 5-6 Aralık tarihlerinde yapılacak 22. Olağan Genel Kurulu kıyasıya rekabete tanıklık edecek. Birliğin 18 yıllık başkanı Başaran Ulusoy’a karşı harekete geçen ‘TÜRSAB Hepimizin’ grubu Emin Çakmak ile ‘TÜRSAB Yeniden’ grubu ise Firuz Bağlıkaya'nın liderliğinde seçim yarışına katılırken, Bursa bu yarışa iki adayla katılacak. ‘TÜRSAB Hepimizin’ grubundan giren yönetim kurulu adayları Hasan Erdem ve Zeynep Aksu, 9 bin üyesi bulunan TÜRSAB’ta yeni yapılanmaya destek vererek, Bursa’nın etkin destinasyonlar kapsamına dâhil edilmesini sağlayacak.


YALNIZLAŞTIRILDIK


TÜRSAB’ın 1972 yılında 1618 sayılı yasa ile kurulmuş kamu yararına bir birlik olarak Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla kurulduğunu dile getiren Yönetim Kurulu Adayı Hasan Erdem, “Biz bu birliğin mensupları olarak 18 yıldır başımızda olan ve birliği yöneten, seyahat acentelerinin güçlenmesi için gerekeni yapmayan bir yönetimle karşı karşıya kaldık. Acentecilik mesleğinin köreltilmesine, gelir kaynaklarının azaltılmasına, itibarının zedelenmesine yol açan bir yönetimle karşı karşıya kaldık. Mevcut başkan Başaran Ulusoy, seyahat acentelerinin, Türk turizminin güçlendirilmesi gereken bir birliğin başkanı gibi değil de sanki babasından miras kalmış, hiçbir akla ve fikre başvurmayan, bilgi birikimine, sektörde etkin kişiler gerek duymadan ‘tek adam’ zihniyetiyle TÜRSAB’ı yönetti. Türkiye turizminin belkemiği acenteler, 18 yıldır yalnızlaştırıldı. TÜRSAB’ın bel kemiği acenteler üvey evlat muamelesi görüyor. Yanlış ve ayrımcı yönetim biçimiyle küçük ve orta ölçekli acenteler batma noktasına getirildi. Artık bu gidişe ‘dur’ deme vakti geldi. “TÜRSAB HEPİMİZİN” ve birliliğimiz, herkesi kucaklamalı ve acentelerinin kalkınması için uğraşmalı” dedi.


NEDEN ‘TÜRSAB HEPİMİZİN’


TÜRSAB’ın 9 bin üyesi olduğuna ve bünyesindeki acentelerin yüzde 90’ının mevcut yönetimden rahatsız olduğuna dikkat çeken Hasan Erdem, “Artık herkesin temsil edildiği şeffaf bir yönetime ihtiyaç var. TÜRSAB acenteleri kendisi tarafından yönetilmeli. Biz TÜRSAB bir kişinin değil tüm acentelerin, hepimizin sloganıyla yola çıktık. Son yıllarda bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Kişisel çıkarların değil, Türk turizminin gelişmesi için harekete geçtik. Yanlış yönetilen çok önemli bir kurumun eskiden olduğu gibi güçlenmesi, bacasız sanayinin yeniden etkin rol oynayacak yapıya kavuşması ve itibarını yeniden kazandırmak, amacına uygun bir yönetim anlayışıyla geleceğe taşınmasını istiyoruz. 3-5 büyük operatörün patronlar kulübü olmaktan çıkarılmalı. Bu nedenle 9 bin acente ile el ele, kol kola vererek 18 yıldır biriken sorunları çözeceğiz. Acenteler adına kaybettiğimiz zamanı geri alacağız. Türk turizminde varlığı olmayan TÜRSAB’ı yeniden saygın konuma getireceğiz” dedi.


ACENTALAR EZDİRİLİYOR


TÜRSAB yönetiminin yıllardır üzerine düşeni yapmadığını belirten Erdem “TÜRSAB, Türkiye turizminin lokomotifidir. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Turist akışı, ülkenin turizm gelirlerinin artması, hep acenteler üzerinden gerçekleşir. Bu nedenle TÜRSAB muadili kurumlar kendi ülkelerinde acenteleri başlarının üzerinde tutarlar. Onların daha çok gelir elde etmesi, ülkeye turist çekmek için daha çok çabalaması için uğraşırlar. Tüm gelişmiş ülkeler de durum böyledir. Biz de ise acenteler, bırakın desteği köstek ile karşı karşıya. Yönetim;  acenteleri ikinci plana atılıyor, tur operatörlerine, internet satış sitelerine, yurtdışı firmalarına, hava yolu şirketlerine kısaca herkese ezdiriliyor. Bu böyle gitmez” dedi.


ÖNCÜ OLMALIYIZ


5 Aralık’ta yapılacak genel kurul için hazırlıkların hızla sürdüğünü belirten Hasan Erdem, yeni dönem hedefleri arasında Ar-Ge çalışmaları başlatmak, birliğin bel kemiğini oluşturan acentelerin pastasını büyütmek, Türkiye’yi en iyi şekilde tanıtmak ve pazarlamak olduğunu söyledi. Erdem, “İnanıyoruz ki TÜRSAB hak ettiği şekilde yönetilirse Kültür ve Turizm Bakanlığı da etkin bir şekilde çalışır, diğer sektör temsilcileri de etkinlik kazanır. Bir masa 4 ayaküstünde durur. Bu ayaklardan bir sallanırsa denge sağlanamaz. TÜRSAB, Bakanlık, rehberler ve otellerden oluşan bu yapılanmada dengeyi bozanın TÜRSAB olduğunu düşünüyoruz. Çünkü birlik asli görevini yapmıyor, sessiz kalıyor. TÜRSAB turizme öncülük yapması gerekirken, bunu yapmıyor. Herkes görevini yaparsa sistem doğru işler. Bunu yapabilmesi içinde proje üretmesi, AR-GE çalışmalarına öncelik vermesi gerekiyor” dedi.


YASAL DÜZENLEME ŞART


TÜRSAB’ın kuruluşuna zemin hazırlayan ve 1972 yılında çıkarılan 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’nun günün koşullarına uygun hale getirilmesi için 2007 yılında revize edildiğini hatırlatan Hasan Erdem, “Ancak, revize edilen yasa ilk yasadan daha kısıtlayıcı. Çünkü ilk yasa daha demokratikti. Bu yasa gelişen ve büyüyen turizm sektörünü kucaklarken, revize edilen yasa ile acentelerin sorunlarına çözüm üretmesi gerekirken tam tersine uygulamalar devreye girdi. Acenteleri kaosa sürükledi. Biz bu yasanın yanlış çıkarıldığını, ilgili bakanlığın da TÜRSAB’ın mevcut yönetimi tarafından yanlış yönlendirildiğini düşünüyoruz. Önceliğimiz bu yasayı düzenlemek olacak. Böylece 1618 Sayılı yasa üyesini cezalandıran değil, üyesinin yanında olan bir yasa olacaktır” dedi.


SEYAHAT PORTALI KURULACAK


Acentelerin en büyük sıkıntısının, gelişen teknolojiyle birlikte rakiplerin globalleşmesi olduğunu belirten TÜRSAB Yönetim Kurulu Adayı Hasan Erdem, dünya devi şirketlerin internet üzerinden geniş kitlelere, hatta evlere bile ulaştığına dikkat çekti. Erdem, “Türkiye’de vergi ödemeyen bu devler internet üzerinden pazarımızı ele geçiriyor, acentelerimizin ekmeğini elinden alıyor. Haksız rekabete yol açıyorlar. TÜRSAB büyük bir güçtür ve bunun önüne geçecektir. Gelinen son noktada pazar payları yüzde 70’lere ulaşmış durumda. Acilen çözüm üretmek ve acentelerimize alternatif yaratacak bu mecralara, güçlü rakip olabilmek amacıyla yönetime geldiğimizde dünya devlerine rakip, dünyanın en büyük ‘Seyahat’ portalını kuracağız. Her acente bu sitenin paydaşı olacak ve bu site üzerinde gelirlerini artıracak” dedi.


BYK YASAL STATÜYE KAVUŞACAK


Türkiye’nin 38 turizm bölgesinden oluştuğunu, bu sayının 21’e indirilmesi için çalışacaklarını belirten Hasan Erdem, “Böylece ülkemizdeki turizm potansiyelini ve yaşanan sorunları masaya yatırma imkânı bulacağız. Ancak bu konuda yapacağımız ilk iş Bölgesel Yürütme Kurulları’nı (BYK) yasal zemine taşımak olacak. Her bölge kendi yönetimini belirleyecek. Bir anlamda Türkiye 21 turizm bölgesi özerk bir statüye kavuşacak ve elde edilen gelirin büyük bir bölümü yine o bölge için harcanacak” diye konuştu.


TERMAL TURİZM KİMLİĞİ


Bursa’nın turizm kimliğinin iyi belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Hasan Erdem, kent için öne çıkan destinasyonun jeotermal ve sağlık turizmi olacağını kaydetti. Bunu yapabilmek içinde turist profilinin iyi analiz edilmesi ve buna göre yapılanmaya gidilmesi gerektiğini savunan Erdem, “Bursa’nın var olan değerleriyle Orta Doğu turizmi için vazgeçilmezi. Onlar her koşulda geliyorlar ve gelmeye de devam edecekler. Ancak turist profilinde çeşitlilik sağlanmak isteniyorsa Avrupa’ya yönelmek gerekiyor.  Ne yaparsanız yapın, siz genç Avrupalı turisti Bursa’ya getiremezsiniz. Çünkü genç Avrupalılar’ın tercihi ‘deniz, güneş ve kum’ ile eğlencedir. Bursa’da bunlar yok. Bu nedenle şehrin turizm kimliğini tanımlanırken, kültür ve sağlık turizmini tercih eden yaşlı Avrupalılara yönelmelidir. Bu da ancak jeotermal turizm yatırımlarıyla gerçekleşir” dedi.  


‘HAMAMKÜTÜRÜ’ ALGISI


Bursa’nın sınırlarında barındırdığı jeotermal kaynaklar nedeniyle Avrupa kıtasının en zengin şehri olduğunu kaydeden TÜRSAB Yönetim Kurulu Adayı Hasan Erdem, buna karşın neredeyse kentin Çek Cumhuriyeti’ndeki Karlovy Vary’in elde ettiği değerleri yakalayamadığını söyledi.  Karlovy Vary’nin kaplıcaları ve sanatoryum - otelleriyle yılda 10 milyon turist çektiğini, turizm gelirinin ise 10 milyon doları bulduğunu belirten Erdem, “BU küçük kasabada her turist profiline uygun turizm altyapısı hazırlanmış. Bursa’ya bakıyoruz gerek altyapı gerekse jeotermal potansiyel açısından kat be kat Karlovy Vary’den üstün gelen turist sayısı 1 milyonu bile bulmuyor.  Bursa’ya baktığımızda sosyoekonomik yapının, kültürün, kaynakların var olduğunu görüyoruz. Peki, neden bir Çek kasabası olan Karlovy Vary’nin önüne geçemiyoruz. Yapmamız gereken var olan potansiyeli kullanmak ve yatırımcıları doğru bilgilendirmek. Ama bunları hayata geçirebilmek için önce zihinlerdeki ‘hamam kültürü’ algısını değiştirmemiz gerekiyor. Termal turizmi ‘hamamcılık’ olarak görüyoruz. Bu zihniyetle bir yere varamayız” dedi.


DAĞYENİCE YANLIŞ LOKASYON


Sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin dev projesi olarak lanse edilen ‘Dağyenice Termal Tatil Köyü’ projesinde lokasyonun yanlış olduğunu belirten Hasan Erdem, “Dağyenice, Doğancı, Atlas ve Çalı köy sınırlarında 818 bin metrekarelik inşaat alanına yapılması planlanan Termal Turizm Merkezi, yer seçimi açısından son derece yanlış bir çalışmaydı. Yapmak istiyorsanız daha uygun lokasyonlar var. Bana göre Kültürpark’ın altında ve Tabakhaneler bölgesi jeotermal kaynaklar açısından son derece zengin. Tabakhaneler’den Botanik Park’a kadar olan alan ‘termal turizm’de etkin kullanılabilir. Alemdar ve Sırameşeler bölgesinde 30 metrelik yol açın, Botanik Park’a bağlayın, insanlar yürüyüşlerini burada yapıp, sağlık kürlerini de Sıcaksu Kentsel Dönüşüm Bölgesi’nde gerçekleştirsinler. Böylece hem kente turist çekilecek hem de sağlık turizmine ivme kazandırılacaktır” dedi.



Yeni Dönem



Geri Dön