Herkes inşaat projesi yapmalı mı?

Depremden geç de olsa ders alındığı için artık ‘dayanıklı’ evler yapılıyor. Ali Ağaoğlu söylemişti:  “Vaktiyle inşaatların yüzde 80’i deniz kabuğu, tuzlu kum, çıt diye kırılan hurda demirle yapıldı.” Geçen zamanla birlikte çürüyen yapısı nedeniyle deprem bir yana üflesen yıkılacak konutlar elbette çok. Yüzde 80 olmasa da önemli bir kısmı. Artık depreme dayanıklı konutlar yapılıyor da, başka bir sorun var. Malum İstanbul şantiye kenti gibi, sürekli yeni binalar, yeni gökdelenler yükseliyor. Yakın zamanda birkaç ‘kötü’ tecrübe yaşandı da, insanlar ev hayali kurarken, batan şirket nedeniyle birikimlerinden oldular. 

Her önüne gelen inşaat yapabilmeli mi? Liberal ekonomi demek, daha önce hiçbir tecrübesi olmayan insanların büyük büyük inşaatlara soyunması mı demek? Bu pazar günü AKŞAM gazetesinde yeni bir görevimi ifa etmeye başlayacağım. Artık iş âlemi söyleşi konuğum olacak. İlk konuk da bu yıl 50’nci yılını kutlayan Dumankaya Grubu’nun ikinci kuşak yöneticisi Barış Dumankaya. 

Keyifli sohbetimizin pazar günü okumayacağınız bir bölümünü aktarayım dedim. Barış Dumankaya’ya sordum: “Sektörünüz sadece insanların barınmasıyla ilgili değil. Canıyla, vaat edilen hayat kalitesiyle ilgili. Sektöre giriş bu kadar kolay olmalı mı?” 

DEVLET NOT VERSİN, TECRÜBEYE BAKILSIN

Barış Dumankaya diyor ki, “Sektörde tecrübe çok önemli. Gir çık yapılabilecek bir sektör değil. Gireyim para kazanayım, çıkayım denilecek bir sektör değil. Mesela benim yaptığım konutlarda sadece satış sonrası hizmet için 70 kişi istihdam ediyorum. Ben girip çıkmış olsaydım, benden ev alan mutfağında bir problem olduğunda kimi arayacak? Ben her gün 24 saat problemi çözmek zorundayım.” Liberal ekonomide insanlara ket vurulabilir mi?  TOKİ  çok da iyi bir örnek. TOKİ ihaleye çıkıyor, ihale şartnamesinde belirtiyor: Örneğin 100 bin metrekare inşaat yapmış olma şartı getiriyor. İhaleye girecek olanlar da geçmiş inşaat dökümlerini belgeliyor. 

Niye bunu yapıyor TOKİ? 

Tecrübeyi önemsediği için. Daha dün işe başlayan, bugün 100 bin, 500 bin metrekarelik taahhüt işine soyunamıyor. Barış Dumankaya, “Umarım sektör örgütleri bunu dile getirmeye başlar” diyor. Beklentisi şu: “Biz arazi geliştiricilerin hükümetimizden bununla alakalı bir beklentimiz var. Geçmişi olmayana büyük proje verilmemeli. Metrekare tecrüben 100 bin metrekare konut mu 100 bin metrekareye kadar konut yapabilirsin. Devlet burada daha fazlasına ruhsat vermeyecek. 3 apartman yapmışsın 500 metrekareden toplamda 1500 metrekare eder, aynı alanda konut yapabilmen lazım. Öyle ki adam farklı bir sektörden, inşaatı hiç bilmiyor geliyor 220 bin metrekarelik projeye giriyor. Yapmaya çalışıyor bazıları başarıyor bazıları zarar ediyor. Sonuçta zarar gören de sektör oluyor, vatandaş oluyor.” İnşaat sektörünün kıdemlileri, bir nevi rating sistemi istiyor. 

 Funda Özkan/Akşam Gazetesi