Herkes zeminini bilecek!
Depremin merkez üssünden kilometrelerce uzaktaki yapıların yıkılmasının nedenlerinden biri de zemin sıvılaşması. Bu sebeple Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA), sıvılaşmaya yatkın alanlar haritası hazırlıyor. Herkes kendi zemininin durumunu öğrenebilecek.
Depremlerde, merkez üsten 140 kilometre uzakta olup fay hattında olmayan yapıların bile yıkılmasına sebep olan ve komşu yapılarla ayrışan ‘çürük diş’ olgusunun bir sorumlusu da ‘zemin sıvılaşması’. Hürriyet'ten Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre; buna karşı adım adan Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA), 2.5 milyon yıllık tortu analizlerine dayanan ‘sıvılaşmaya yatkın alanlar haritasını’ 2023’e kadar bitirecek. Proje bittiğinde her vatandaş pafta bazında oturduğu zeminin ‘sıvılaşma duyarlılığını’ öğrenebilecek.
Meclis Deprem Araştırma Komisyonu’na bilgi veren MTA Yer Bilimleri Koordinatörü Doç. Dr. Selim Özalp, “En son İzmir depreminde gördük; yapı hasarlarını bir kenara bırakacak olursak, yıkımların bir kısmı maalesef bu yüzden oldu. Fay hattı oradan geçmiyordu ama evler yıkıldı. Benzer şekilde 1999’da Halkalı’da, Avcılar’da evler yıkıldı. Bunlar hep o sıvılaşmanın getirdiği sonuçlar” diye konuştu.
‘UZAK DURUN’
Doç. Dr. Selim Özalp, sözlerine şu şekilde sürdürdü:
“Karar vericilerin hizmetine sunmak amacıyla Türkiye Bölgesel Ölçekli Sıvılaşma Yatkınlık Haritaları Projesi başlatıldı. Son 2.5 milyon yıl içerisinde çökelmiş, orada birikmiş, genelde gevşek tortulardan oluşan alanların haritası yapılıyor. Biz buna ‘kuvaterner harita’ diyoruz. Bu kuvaterner tanelerin özelliğine göre, genelde ‘alüvyon’ dediğimiz, ‘delta’ dediğimiz gevşek alanlar kırmızıyla gösteriliyor, ‘uzak durun’ anlamındadır. 2020 itibariyle Karadeniz’de, Doğu Anadolu’nun da olduğu bir alan çalışılmakta. 2023’e kadar kitapçık şeklinde yayınlanacak.”
SONUÇTA RİSKLİ ALAN
MTA Genel Müdür Yardımcısı Ercan Demiryürek, konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında 2023 sonuna kadar tamamının raporlarını çıkaracağız. Sıvılaşma yatkınlık haritalarında ‘riskli’ diye gösterdiğimiz alanlarda eğer yer altı suyunda yükselme olmazsa belki deprem anında sıvılaşmadan kaynaklı yıkım olmayabilir. Ama sonuçta yapı gereği bu malzeme, ‘Kuvaterner yaşlı alan’ denilen riskli alandır. Yapılaşmada belediyelerin, imar müdürlüklerinin ona göre belirlemeleri gerekir.”
HASARSIZ BATIYOR
Araştırma Komisyonu Başkanı Recep Uncuoğlu ise şunları söyledi:
“Sıvılaşmanın etkilerini Sakarya’da da çok net gördük. Zemin taneleri arasındaki kapiler basıncın kaybolmasıyla taşıma gücünü yitiriyor, üzerindeki bina adeta batıyor. Binanın zemin artı 1’inci katlarının dahi hasar almadan toprağa gömüldüğü tablolar yaşadık. Deprem sonrasında birçok sokakta yer altı sularının bina temellerinin etrafından dışarı fışkırdığını, değişik renkli balçığın sokağa, asfaltın üzerine çıkacak kadar fazla olduğunu gözlemlemiştik.”
TOPRAK ŞEHRİ YUTMUŞ
MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, şu ifadeleri kullandı:
“Tarihi vesikalarda, Antakya’da 526 yılında büyük bir deprem olduğu ve şehrin toprak tarafından yutulduğu ifade ediliyor. Aynen ifade bu. Şimdi anlıyoruz ki bu muhtemelen zemin sıvılaşması dediğimiz hadise yaşanmış. Yani Asya deltasında kurulmuş, yaklaşık 1 milyon insanın yaşadığı ve yapı açısından son derece kötü bir yerleşim yeri Antakya. Özellikle Hatay kısmını da içeren parselin yayınlanmasını gerçekten merakla bekliyorum.”