05 / 11 / 2024

İnşaat sektöründe 2020 umudu! Değerler yükseliyor!

İnşaat sektöründe 2020 umudu! Değerler yükseliyor!

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör aracılığıyla ilgiyle takip edilen Ocak 2020 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayımladı. Analizde, küresel ve ulusal ekonominin dışında inşaat sektörüne ilişkin veriler değerlendirildi.




Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör aracılığıyla ilgiyle takip edilen Ocak 2020 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu açıkladı. Elazığ’daki depremin öncesinde hazırlanan rapora ilişkin yapılan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) açıklamasında, yaşanan afetin bir kez daha deprem odaklı ve çevreye duyarlı sürdürülebilir kentleşme ihtiyacını acı bir şekilde ortaya koyduğu vurguladı. TMB açıklamasında, “Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bu elim hadise müteahhitlik kriterlerini doğru belirleyecek yasal altyapının tamamlanması ve etkin biçimde uygulanması, yapı denetimlerinin hassasiyetle yapılması, kentsel dönüşüm sürecinin vakit kaybetmeden depreme karşı sıfır toleransla gerçekleştirilmesinin büyük önemini yeniden ortaya koymuştur. Deprem değil, ihmal ve kusurlu yapılar öldürür. Bu afetleri gündeme geldikçe konuşulan olaylar olmaktan çıkarmalı, deprem odaklı ve çevreye duyarlı kentleşme vizyonunu sürdürülebilir kılmalıyız.” dedi.

Resesyon endişelerinden kırılgan toparlanmaya geçildi

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Ocak 2020 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nda, dünya ekonomisinin 2020, resesyon korkularının tırmandığı 2019 yılından daha olumlu bir havada ancak tedirgin bir başlangıç yaptığını ifade ederken, gelişmiş ya da gelişmekte olan ekonomilerde çeşitli iyimser senaryolara karşın kırılganlıkların sürdüğü söylendi. Raporda, geçtiğimiz yıl bir çok bölgede, ekonomilerdeki olumsuz ayrışmalar ve çıkar çatışmalarıyla derinleşen jeopolitik riskler ile sosyal huzursuzlukların, küresel konjonktür üzerinde belirleyici olmayı sürdürmesinin beklendiği belirtilirken, “Küresel ısınma ve sonuçları halen gerçek anlamda kestirilemeyen dijital devrimin yol açabileceği sorunlar da önümüzdeki dönemin öne çıkan riskleri olmaktadır.” şeklinde açıklandı.

Türkiye ekonomisinin ise zorlu geçen 2019’a dipten dönüşe dair sinyaller arasında ve “en kötünün” geride kalıp kalmadığı tartışmalarıyla tamamladığının açıkladığı raporda, “Jeopolitik riskler ve belirsizliklerle dolu bir gündemde büyüme hızını 2020 - 2022 döneminde yüzde 5 düzeyinde sürdürmek gibi zorlu bir hedef ile karşı karşıya bulunulmaktadır.” İfadeleri kullanıldı.

Yarım kalan projeler ekonomiye kazandırılmalı

Türkiye ekonomisinde başlayan canlanmanın devam ettirilmesi ile kısa ve orta vadeli hedeflerin yakalanabilmesi için inşaat sektörünün katkısının önemli olduğu belirten Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) İnşaat Sektörü Analizi’nde, şu ifadeler kullanıldı: “Mevcut tabloda inşaat sektörü için önümüzdeki dönemde kentsel dönüşüm sürecinin yeniden canlandırılması, kamu – özel işbirliği (KÖİ) projelerinin önceliklendirilerek verimlilik kriterleri çerçevesinde uygulanması ile büyük altyapı projeleri için uygun maliyetli dış finansman temin edilmesinin önemine işaret edilmektedir. Bununla birlikte, geçtiğimiz aylarda KÖİ ile tamamlanan şehir hastanelerine ilişkin olarak yeni projelerin finansal model değişikliği ile genel bütçe dahilinde sürdürüleceği açıklanmıştır.”

Raporda, yatırım ve ödenek programı yapılarak öngörülebilirliğin sağlanması, projelerin önceliklendirilmesi, ödeneklerin netleştirilmesi ve belli bir tamamlanma yüzdesine sahip projelerin bitirilerek bir an önce ekonomiye kazandırılması ihtiyacının öne çıktığı söylendi Bu çerçevede inşaat ve yatırım faaliyetlerine özel bir nevi Orta Vadeli Ekonomik Program istenildi.

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 2019 yılını değerlendirdiği raporda genel ekonomi ve sektöre ilişkin özetle şu tespitlere yer verildi:

Ekonomideki daralma, sektörün istihdamını etkiledi

2019’un ilk 9 ayında ekonomi yüzde 1, inşaat sektörü ise yüzde 9,8 oranında düştü. Yaşadığı daralma sonucunda sektörün istihdamdan aldığı pay, yüzde 7 seviyesinden yüzde 5,8’e gerilemiş durumda. TÜİK’in işgücü istatistiklerine göre; sektörde istihdam edilen kişi sayısı Ekim ayı itibariyle geçen yıl 1,9 milyon seviyesinden bu yıl 1,6 milyon seviyesine indi.

10 bin proje hedefi aşıldı

Türk müteahhitlik firmaları, yurtdışına açıldıkları 1972’den 2019’un sonuna kadar 126 ülkede toplam 400,4 milyar ABD Doları tutarında 10 bin 108 proje üstlendi. Sektör, 2019 yılında ise yurtdışında toplam tutarı 18 milyar ABD Doları olan 438 proje üstlendi. Böylelikle dünya ekonomisindeki dalgalanmalar ve Türkiye’nin bölgesinde yaşanan siyasi sıkıntıların etkisiyle yaşanan kayıplarla yıllık 20 milyar ABD Doları seviyesi aşılamamış, ancak toplam proje sayısında 10 bin hedefi geçildi. Geçen yıl özellikle Ortadoğu’da Türkiye aleyhine oluşturulan algı neticesinde 3 milyar ABD Doları kadar iş kaybı yaşandığı görülmekte. Türk müteahhitlerinin süren teminat mektubu temini ve kontr-garanti kabulü sorunları da iş kaybı yaratıyor.

Sektördeki katmadeğer yükseliyor

Yurtdışında bugüne kadar en çok proje üstlenilen sektörlerin dağılımında kümülatif olarak ilk 5 sırada konut, karayolu/tünel/köprü, ticaret merkezleri, enerji santralleri ve havalimanları bulunmakta. Geçtiğimiz yıl sektörel dağılımda karayolu/tünel/köprü projelerinin yüzde 15,9’luk pay ile konut projelerini (yüzde 13) geçmesi ise projelerdeki katma değerin yükselmesi açısından dikkat çekti.

Lider pazar yine rusya

Geçtiğimiz yıl proje büyüklüklerine göre en fazla iş alınan ülkeler Rusya Federasyonu, Katar, Kuveyt, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Suudi Arabistan, Irak, Macaristan ve Sırbistan olarak sıralanıyor. Lider pazar Rusya’da 6,1 milyar ABD Doları büyüklüğünde toplam 56 proje üstlenilirken, ülkeyi toplam 1,2 milyar ABD Doları tutarında 7 proje ile Katar ve 1 milyar ABD Doları tutarında 8 proje ile Kuveyt izlemekte.

Finansman ve teminat mektubu sorunları büyüyor

Sektörün son yıllarda pazar çeşitliliğini artırması memnuniyet verici olmakla birlikte, ağırlıklı olarak az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde proje üstlenmesi nedeniyle finansman sorunu da artarak sürüyor. Türkiye’de yerleşik bankalar tarafından verilen teminat mektupları ve kontr-garantilerin bazı istisnalar dışında iş yapılan ülkelerde doğrudan kabul edilmemesi büyük sıkıntılara neden oluyor. Türkiye’nin son aylarda düşüş kaydeden risk primi bu süreçte kamu ve özel sektörümüzün elini güçlendiren sevindirici bir gelişme olmuşsa da sorunun devletlerarası görüşmelerle aşılması ihtiyacı devam ediyor.

Konut satışlarında kıpırdanma başladı

Sektörde finansman sıkıntısı ve talep daralması ile oluşan arz - talep dengesizliğinin etkisi geçtiğimiz dönemde de devam etti. Faiz indirimleri ve ekonomik göstergelerde toparlanmanın başladığına yönelik işaretlerle sektörün özellikle konut segmentinde ikinci el satışlar tarafında bir kıpırdanma dikkat çekiyor. Gelinen noktada, krediye talep ile yatırımların ve istihdamın artırılması konusunda sektörün desteklenmesi olumlu olarak değerlendiriliyor. Bu adımların, ekonomide belirsizliklerin giderilmesini ve öngörülebilirliğin artmasını sağlayacak politikalarla beslenmesine yönelik ihtiyaç sürüyor.

Güven endeksi arttı

Ekonomik Güven Endeksi, yılın son ayında Tüketici Güven Endeksi’ndeki düşüşün sınırlandırmasına rağmen yüzde 2,6 oranında artarak 93,8 oldu. Böylece endeks, Temmuz 2018'den bu yana en yüksek düzeye ulaşmıştır. Endeksin oluşturulmasında kullanılan tüketici güven endeksi dışındaki diğer güven endeksleri artmış ve sırasıyla reel kesim 108,7, hizmet sektörü 93,2, perakende ticaret 102,6 ve inşaat sektörü 68,9 değerlerini aldı.

Türk müteahhitleri 10 yıldır dünya 2'ncisi!


Geri Dön