İntifa hakkı ortaklığın giderilmesi!
İntifa hakkı, sahibine hakkın konusu şey üzerinde tamamıyla istifade hakkı tanıyor. İntifa hakkı ortaklığın giderilmesi nasıl açılır? İşte ortaklığın giderilmesi davasında intifa hakkı sahibinin durumu..
İntifa hakkı ortaklığın giderilmesi!
Şahsi irtifak hakları grubunda yer alan intifa hakkı, sahibine hakkın konusu şey üzerinde tamamıyla istifade hakkı tanıyor. Bu hakkın kullanımı sözleşmede aksine hüküm yoksa başkasına devredilebiliyor. İntifa hakkı ancak mirasçılara geçemez. Hak sahibinin hayatı ile sınırlı oluyor.
İntifa hakkı ortaklık davasının açılabilmesi için davacının mülk üzerinde gerçek bir paydaşlığının bulunması gerekiyor. Bir taşınmaz malda, mülkiyet hissesi olmayıp intifa hakkı bulunan şahsın ortaklığın giderilmesi davası açması mümkün değildir. İntifa hakkı sahibi kuru mülkiyetin sahibi değildir. İntifa hakkı sahibinin intifaya söz konusu olan gayrimenkul üzerinde sadece yararlanma ve kullanma hakkı vardır. Bunun dışında gayrimenkul üzerinde fiili ve hukuki bir işlem yapma tasarrufuna sahip değildir.
Ortaklığın giderilmesi davasında intifa hakkı sahibinin durumu
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/125
Karar: 2011/4220
Karar Tarihi: 05.04.2011
ÖZET: Dava konusu edilen ve satışına karar verilen arsa nitelikli taşınmazın tapu kaydının şerhler hanesinde davacının yarı payı üzerinde davalının intifa hakkının olduğu belirtilmiştir. Davacı paydaşın payı üzerinde intifa hakkı kurulduğu hususunda diğer paydaşlara kanunda öngörülen biçimde bir bildirimde bulunulmamıştır.
İlgili düzenleme paydaşlardan birinin üç ay içinde paylaşma isteminde bulunma halini intifa hakkının kurulduğunun tebliğinden itibaren başlatmaktadır. Taşınmazdaki pay üzerinde intifa hakkı kurulduğu davalılara tebliğ edilmediğine göre satış suretiyle paydaşlığın giderilmesine ilişkin olarak açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satış yoluyla paydaşlığın giderilmesine, intifa hakkının paya düşecek bedel üzerinden devam etmesine karar verilmesi gerekir.
(4721 S. K. m. 644, 700)
Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Karar: Uyuşmazlık, 5 parsel nolu taşınmazın paydaşlığın giderilmesine ilişkindir. Mahkemece taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalılar F. T. ve A. Y. vekili ile davalı İ. Y. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmaza satış aşamasında yeniden değer takdir edilebileceğine göre temyiz eden davalılar F. T. ve A. Y. vekili ile davalı İ. Y. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Temyiz eden davalılar F. T. ve A. Y. vekili ile davalı İ. Y. vekilinin satış parasının bölüştürülmesine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların dava konusu 5 No’lu parsele birlikte malik olduklarını, davalı H. S.’nın taşınmazda intifa hakki bulunduğundan davada usulen taraf gösterildiğini, taşınmazın aynen bölünmesinin mümkün olmadığını, tarafların paydaşlığın giderilmesi konusunda uzlaşamadıklarını belirterek, taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiştir. Davalılar F. T. ve A. Y. vekili, taşınmazın öncelikle aynen bölünmesini, mümkün değilse satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini istediklerini beyan etmiştir. Davalı İ. Y. vekili, bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin düşük tespit edildiğini belirtmiştir, İntifa hakkı sahibi davalı H. S. duruşmalara katılmamış ve bir savunmada bulunmamıştır.
Olaya uygulanması gereken 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700. maddesi <bir paydaşın kendi üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder> hükmünü taşımaktadır. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi’nde bulunmayan bu yeni düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa, satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir. Diğer yandan dava intifa hakkı sahibinin haklarını yakından ilgilendirdiğinden satış yoluyla satış yoluyla paydaşlığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur.
Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 5 parsel nolu 733 m² arsa nitelikli taşınmazın tapu kaydının şerhler hanesinde davacının 1/2 payı üzerinde 13.08.2007 tarihi itibariyle davalı H. S.’nın intifa hakkının olduğu belirtilmiştir. Davacı paydaşın payı üzerinde intifa hakkı kurulduğu hususunda diğer paydaşlara Türk Medeni Kanunu’nun 700. maddesinde öngörülen biçimde bir bildirimde bulunulmamıştır. Anılan yasa maddesi paydaşlardan birinin üç ay içinde paylaşma isteminde bulunma halini intifa hakkının kurulduğunun tebliğinden itibaren başlatmaktadır. Taşınmazdaki pay üzerinde intifa hakkı kurulduğu davalılara tebliğ edilmediğine göre 17.05.2010 tarihinde satış suretiyle paydaşlığın giderilmesine ilişkin olarak açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir. Yukarda açıklanan esaslar karşısında mahkemece pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satış yoluyla paydaşlığın giderilmesine, intifa hakkının söz konusu paya düşecek bedel üzerinden devam etmesine karar verilmesi gerekirken Türk Medeni Kanunu’nun 700. maddesinin uygulanmasında yanılgıya düşülerek taşınmazın intifa hakkı ile yükümlü olarak satışına karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz eden davalılar F. T. ve A. Y. vekili ile davalı İ. Y. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.