İş Portföy, gayrimenkul yatırım fonu kuruyor!
İş Portföy, bu yıl ilk yarıda gayrimenkul yatırım fonu ve girişim sermayesi altyapı fonunu yatırımcıya sunmaya hazırlanıyor. İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan, "Reel ekonomiye kaynak aktaracak duruma gelen bu fonlara, ilgi yüksek olacaktır''' diyor.
Türkiye'de portföy yönetim sektörü 126 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Sektörün ulaştığı büyüklük, bugüne kadar gerçekleştirilmesi mümkün olmayan projelerin hayata geçirilebilmesi olanağını da beraberinde getirdi. Geçmişte yatırım yapılan enstrümanlar hisse senedi, hazine bonosu, ters repo gibi çok bilinen fınansal araçlarla sınırlıydı. Son dönemde ise yapılan yasal düzenlemeler ve sektörün büyümüş olmasının yarattığı güçle, doğrudan reel ekonomiye kaynak aktarabilir, yatırımcıların yeni ve farklı ürün taleplerini karşılayabilir duruma gelindi. Yeni ürün ve hizmetler konusunda sektörün öncü şirketlerinden biri de İş Portföy Yönetimi. 27,3 milyar TL büyüklük ile fon portföy büyüklüğünün yüzde 21,7'sini yöneten İş Portföy, gayrimenkul yatırım fonu ve girişim sermayesi altyapı fonu için çalışmalarda son aşamaya geldi. İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan hem bu yeni ürünleri hem de piyasa beklentilerini Ekonomist'e anlattı.
Öncelikle gayrimenkul yatırım fonunuzu anlatır mısınız?
Gayrimenkul yatırım fonu kuruluş talebimiz, SPK tarafından olumlu karşılandı. Fonumuz için mayıs ayında talep toplama sürecini başlatmayı öngörüyoruz. Yatırımcılarla yaptığımız ön görüşmelerden aldığımız izlenim, fona gelecek talebin asgari 200 milyon TL'ye ulaşacağına işaret ediyor. Piyasaların olumlu bir seyir izlemesi durumunda, bu rakamın 400 milyon TL'ye kadar yükselmesini bekliyoruz.
Nitelikli bireysel yatırımlar, yatırım fonları, emeklilik fonları ve kurumsal yatırımcılar bu ürünümüze yatırım yapabilecek. Özellikle emeklilik fonlarının görece yüksek verimli, volatilitesi ve diğer finansal araçlarla korelasyonu düşük bu yatırım aracına ihtiyacının olduğunu düşünüyoruz. Bu fon türüne yabancı yatırımcıların da ilgi göstermesini bekliyoruz. Fonun yatırım stratejisi; büyük şehirlerin merkezi yerlerinde yer alan ofis binalarına uzun vadeli olarak yatırım yaparak kira getirisi elde etmek ve değer artışından yararlanmak.
Girişim sermayesi altyapı fonu da gündeminizde. Bu fon ile ne hedefliyorsunuz?
Büyük ölçekli bu projelerin finansmanında biz de yer almak istiyoruz. Bu amaçla, altyapı projelerinin finansmanına destek sağlayacak bir girişim sermayesi altyapı fonu kurmak amacıyla yapılan fizibilite çalışmalarımızı tamamladık. Çok kısa bir süre içinde SPK'ya müracaatımızı yapacağız. Bu yılın ilk yarısı itibarıyla fonu yatırımcılara sunmayı hedefliyoruz. Yatırımcılarla yapılan ön görüşmelerden edindiğimiz izlenime göre fona gelecek asgari talebin 100 milyon TL düzeyinde olmasını bekliyoruz. Altyapı fonları, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de proje finansmanlarında önemli roller alabilir.
Ayrıca hisse senedine çevrilebilir nitelikteki borçlanma araçlarının ihracının gerçekleştirilmesi durumunda ise projelerin yüksek getiri olasılığının fon yatırımcıları için değerlendirilmesi olanağı bulunacak. İş Portföy olarak kuracağımız fonla, sektörün öncüsü olmanın yanı sıra ekosistemin de oluşmasına katkıda bulunabileceğimizi düşünüyoruz.
Altyapı fonlarının Türkiye Varlık Fonu ile işbirliği yapma olanağı var mı?
Evet, faaliyet gösteren tüm ülke varlık fonlarının portföy yönetim sektörü ile iş birliği yaptığını biliyoruz. O nedenle, Türkiye Varlık Fonu ile sektörün iş birliği içinde olacağını düşünüyoruz. Bu iş birliği iki yönlü olabilir. Türkiye Varlık Fonu tarafından kuracak alt fonlara emeklilik fonlarının yatının yapabilmesi mümkün. Diğer taraftan portföy yönetim sektörü tarafından oluşturulan hisse senedi, bono, gayrimenkul ve altyapı fonlarına stratejisinin uyumlu olması halinde Türkiye Varlık Fonu'nun da yatırım yapabileceği değerlendiriliyor.
Yabancı ülkeler esnek fonunuz, 2016 yılında yüzde 54,78'le en yüksek getiriyi sağladı. Bu yılki performansı nasıl olur?
Anadolu Hayat Emeklilik Büyüme Amaçlı Yükselen Ülkeler Esnek Yatırım Fonu'muzda geçen yıl finansal piyasalarının performansı açısından ön plana çıkan Brezilya ve Rusya'nın ağrılıklarını doğru zamanlama artırdık. Gelişmekte olan ülkelere olan ilginin bu yılın ilk ayında da devam edeceğini öngörerek, 2017 yılına da iyi bir başlangıç yaptık. ABD Başkanı Trump'ın politikalarının gelişmekte olan ülkeleri çok fazla etkilemeyeceği, bu ülkelerin finansal varlıklarının fiyatının düşük olduğu kanaati, gelişmekte olan ülkelere sermaye girişinin devam etmesini sağlıyor. Bu nedenle, 2017 yılında BRIC Plus fonumuzun görece iyi performansını devam ettirmesini bekliyoruz.
Yılın ilk yarısı için piyasaları etkileyecek temel gelişmeler neler olacak?
Yurtdışında ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın özellikle vergi indirimleri ve altyapı yatırımları gibi teşvikleri içeren mali politikalarının netleşmesi önemli olacak. Diğer taraftan izlenen bu politikalara FED'in faiz politikası ile nasıl tepki vereceği, piyasalar tarafından çok yakından takip ediliyor.
Yurtiçinde Fitch'in kredi notunu indirmesinin yabancı sermaye akımları üzerinde olumsuz bir etki yaratması beklenmemekle birlikte, bankaların sermaye yeterlilik rasyolarında bir miktar düşüş olabileceği ancak bunun yönetilir seviyede kalacağı tahmin ediliyor. Merkez Bankası'nın sıkı duruşunu enflasyon görünümünde bir iyileşme olana kadar sürdürmesi bekleniyor ve bu çerçevede TL varlıkların risk primleri olumlu etkileniyor. Aynca, büyümeyi desteklemek adına kamu teşviklerinin genişletilmesi şimdilik bütçe üzerinde önemli bir etki yaratmamış olsa da bu alandaki göstergeler yakından izlenmeli. Anayasa değişikliklerine ilişkin referandum süreci yurtiçindeki en belirleyici gelişme olacak.
Yatırım araçlarında beklentiler
HİSSE SENEDİ: 2016 yılında Türk hisse senedi piyasası diğer gelişmekte olan ülkelerden olumsuz yönde ayrıştı. Merkez Bankası'nın (MB) uygulamaya başladığı para politikasının yanı sıra, 2017 yılı için net kârlarda beklenen yüzde 14'lük artış da dikkate alınınca Türk hisse senedi piyasasının cazibesinin artığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde hisse bazında seçimler daha belirleyici olacak. Temettü ödeme kapasitesi yüksek, borçluluk oranı düşük, döviz cinsi gelir—gider yapısı dengeli, istikrarlı büyüme potansiyeli olan hisseler, ön plana çıkar.
DÖVİZ: MB'nin sıkılaşma adımları, yılbaşından itibaren diğer gelişmekte olan ülkelerden önemli ölçüde olumsuz yönde ayrışmış olan TL'deki değer kaybını durdurarak, TL'nin dalgalanma derecesini benzer ülke seviyelerine indirdi. Küresel risk iştahında bir bozulma olmadığı sürece, parasal sıklaştırmanın devamı kur cephesinde artışların önüne geçecek.
FAİZ: 2017'ye girerken TL'deki hızlı değer kayıpları ve aşırı hareketlilik sonrasında MB, döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli etkisi nedeniyle kısa vadede enflasyonda belirgin bir yükseliş öngördü. Enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla da parasal sıklaştırmanın artırılmasına karar verdi. Önümüzdeki dönemde MB'nin sıkı duruşu, enflasyonun tepe noktasına ulaşacağı mart-nisan ayına kadar devam edecek. Küresel faizlerde ciddi yükselişin olmadığı bir ortamda, orta uzun vadeli faizlerin aşağı yönlü hareketinin devam etmesini sağlayacak.
Ekonomist