İstanbul'un otoparkları üzerine merak ettiğiniz her şey

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İstanbul Otopark İşletmeleri Ticaret A.Ş (İSPARK) Genel Müdürü Kadir Gurbetci, kentte "otopark mafyası" ve "değnekçiliği" yüzde 90'ı aşan oranda bitirdiklerini söyledi.

Gurbetci, yaptığı açıklamada, İstanbul'da 2,5 milyon civarında araç bulunduğunu ve her gün ortalama 600 yeni aracın trafiğe çıktığını, bu araçların yüzde 80'inin otomobil olduğunu hatırlatarak, kentte günde bir milyondan fazla aracın hareket halinde olduğunu kaydetti.

Günde ortalama 2 saat seyir halinde olan araçların 22 saati park halinde geçirdiğini dile getiren Gurbetci, bu araçların yüzde 25'inin otopark ücreti ödediğini söyledi.

Kadir Gurbetci, İstanbullular'ın evinde, iş ve gün içerisinde de bir başka yerde olmak üzere ortalama 3 yerde aracını park ettiğini, bunun da kentteki otopark ihtiyacını artırdığını belirterek, "İstanbul'da yaklaşık 800 bin araçlık otopark ihtiyacı var. Bu da 1000 otopark anlamına geliyor" dedi.

Kentte, özel ve tüzel kuruluşlar tarafından işletilen yaklaşık 125 bin araçlık otopark bulunduğunu dile getiren Gurbetci, bu nedenle cadde ve sokak kenarlarına da araçların park edilmesi zorunda kalındığını bildirdi.

Gurbetci, İstanbul'daki mevcut açık ve kapalı otoparkların tam kapasiteyle çalıştırılamadığını da ifade ederek, "Mevcut otoparklardaki doluluk oranı yaklaşık yüzde 65, otoparkların yüzde 35'i ise boş. Bu da yaklaşık 20 bin araç ediyor. Uzunluğu 5 metreden 20 bin araç arka arkaya sıralandığında 100 kilometrelik bir yer işgal eder" dedi.

İstanbul'da 2004-2006 yılları arasında 520 bin aracın trafiğe girdiğini de ifade eden Gurbetci, "Bu 520 bin aracı arka arkaya sıralarsak 2 bin 600 kilometre uzunluğa ulaşır" diye konuştu.

Kentte 18 bin taksi, 16 bin servis minibüsü bulunduğunu da vurgulayan Kadir Gurbetci, araç sahiplerinin otoparkların yanı sıra sayısı 63 bin olan sokaklara da park ettiğini belirtti.

-VAR OLAN ALANLARIN KULLANIMI-

"Kentteki parklanmanın yaklaşık yüzde 85'i cadde ve sokaklardaki park yerleri tarafından karşılanıyor" diyen Kadir Gurbetci, İSPARK'ın bu veriler çerçevesinde kentteki otopark sorununu çözümlemeyi ve vatandaşlara daha kaliteli bir hizmet sunmayı öncelikleri arasına aldığını kaydetti.

Amaçlarının, parklanmanın trafik yönetimindeki önemine dikkat çekmek olduğunu vurgulayan Gurbetci, "Her isteyen her istediği noktada aracını park etmemeli, edemez de... Öteden beri söylenen 'otoparkımız yok' sözü doğrudur, eksik var. Ancak var olan otoparkların da yeteri kadar kullanılmadığı da bir gerçek" diye konuştu.

-200 "DEĞNEKÇİ"YE İŞ-

Kentte uzun yıllar niteliksiz işletmeci, "mafya" ve "değnekçiler"in otopark sorununu rant kapısı haline getirdiklerini ifade eden Gurbetci, 2005 yılı sonuda faaliyete başlayan İSPARK'ın ilk işinin vatandaşı rahatsız eden bu duruma son vermek olduğunu söyledi. Gurbetci, şöyle konuştu: "Şu ana kadar İstanbul'da otopark mafyası ve değnekçileri yüzde 90'ı aşan oranda bitirdik. 20 yıldan beri 11 kardeşle bu işi yaptığını söyleyen 'ben bundan sonra evimi nasıl geçindireceğim' sözleriyle

önümüze çıkan kişi ve gruplar oldu. Emniyet ve zabıta ile de birlikte yumuşak bir metodla bu kişilere yaklaştık. Bu işin bir kanun gereği olduğunu, artık denizin bittiğini onlara anlattık. Büyük oranda başarılı olduk. Şu anda ağırlıklı olarak Beyoğlu ve Şişli'de olmak üzere sayıları 40'ı bulan 7-8 grup kaldı. Belli bir mühlet sonunda bu gruplar da bitecek. Otopark mafyası ve değnekçilik yıl sonuna kadar tamamen tarihe karışacak."

"İstanbul'da parklanmaya yüzde 90 oranında hakim olurken zorluklar tabii ki çektik" diyen Gurbetci, değnekçi ve otopark mafyası ile mücadele ederken bu kişilerin gerçek durumunu tespit etmek için evlerine bile giderek çevreden sorguladıklarını ifade etti.

Gurbetçi, "Bu işi gerçekten evinin ihtiyacı için yapanları da kurumda istihdam ettik. 1300 personelimiz içinde yaklaşık 200'e yakını değnekçi dediğimiz kişiden oluşuyor. Bunlara görgü kuralları, iletişim, motivasyon, aidiyet hissi, kurumsallık, büyük şehir, dünyada otoparkçılık gibi konularda eğitim verdik. Elbise giydirmek suretiyle bu arkadaşları kuruma kazandırdık" diye konuştu.

İstanbul cadde ve sokaklarında daha önce otopark mafyası ve değnekçilik yapan yaklaşık 700 kişi bulunduğunu da dile getiren Gurbetci, cadde ve sokakları sahipsizlikten kurtardıklarını anlattı.

Her gün 50 bin İstanbullu'ya park hizmeti verdiklerini dile getiren Gurbetci, "Park ücretlerini özellikle otoparklarda makul tutmaya çalışıyoruz. İki saatlik park ücreti 3-4 YTL, hatta akşama kadar 5 YTL olan otoparklarımız var. Bunu insanlar mecbur kalmadıkça kentin merkezine girip, yollara park etmesin, ana damarları tıkamasınlar diye yapıyoruz" dedi.

Açık ve kapalı otoparkların 24 saat görev yaptığını, sokak kenarlarındaki park yerlerinde ise son araç oradan ayrılana kadar İSPARK görevlisinin beklediğini anlatan Gurbetci, "Artık araçlar emniyetli bir şekilde park edebiliyor. Gece işletmeciliği yaptığımız yerlerde de konutta oturanlardan ücret almıyoruz. Bunun için bir evrak da talep etmiyoruz, beyan yeterli" şeklinde konuştu.

-SOKAKLARDAN 40 MİLYON YTL GELİR-

İSPARK'ın 2007 yılı ciro hedefinin 53 milyon YTL olduğunu dile getiren Gurbetçi, şunları kaydetti: "Bu ciro otopark gelirlerinden sağlanıyor ve bunu da büyük oranda

tutturabileceğimize inanıyorum. Biz uygun fiyatlarla halkı otoparklara çekmek istiyoruz. Eğer biz değnekçilerin rakamları ile işletmecilik yapmış olsaydık, 53 milyon YTL'lik ciro hedefimizi 3 katlardık. Ama bizim amacımız sosyal belediyecilik, trafik akışına katkı sağlamak ve halkımızı bu kültüre alıştırmaktır."

"İstanbul'daki 53 milyon YTL'lik otopark gelirinin yaklaşık yüzde 75'i cadde ve sokak kenarındaki parklanmalardan elde ediliyor" diyen Gurbetci, bunun da parasal olarak yaklaşık 40 milyon YTL olduğunu bildirdi.

İSPARK Genel Müdürü Kadir Gurbetci, gelirlerinin yüzde 25'inin Büyükşehir Belediyesine verildiğini, geri kalan kısmı ile personelin maaşı, sigorta primi ödendiğini, kalan para ile otopark yatırımı yapıldığını anlattı.

Gurbetci, İSPARK'taki en düşük maaşın net 810 YTL olduğunu da kaydederek, "Yani otopark ücreti olarak verilen 3-4 liraların tamamı bumerang gibi devlete, millete ve personele dönüyor" dedi.