İşte Kanal İstanbul'un geçeceği köyler!
Güzergâhı belli olan Kanal İstanbul projesi, Dursunköy ve Baklalı köylerinin kıyısından geçecek. Burada arazisi olan köylüler, sevinçle projeyi bekliyor..
Güzergâhı resmen açıklanan Kanal İstanbul projesi, iki köyün kıyısından geçecek. İlk etapta köylerinin su altında kalacağını düşünen Dursunköy ve Baklalılar 'yeni boğaza' komşu olacaklarının açıklanmasıyla bir ‘Oh’ çekmiş. Burada arazisi olanlar sevinçliyken, geri kalanlar ise şehirleşme endişesi yaşıyor. Dursunköy'ün muhtarı Güngör Özer, “O koca binalar gelirse ne yaparız” şeklinde ifadelerde bulunuyor.
Hürriyet Gazetesi'nden Cansu Şimşek'in haberine göre, 450 nüfusu olan Dursunköy’ün 20 yıllık muhtarı Güngör Özer, Kanal İstanbul projesinin kıyısından geçeceği köyünü şu şekilde anlatıyor:
“Doğduğumdan beri buradayım. Çocukken hayvanlarımız vardı. Torbamızı sırtımıza alır hayvanlarımızla sabahtan akşama kadar kırlara giderdik. 100-150 baş hayvanımız vardı. Tarlalar çok bereketliydi, işçiler tarafından günde iki kez oraklanırdı.
Arpa, buğday ve yulaf ekilen sayısız arazi vardı. Şimdi köyümüzde hayvancılık neredeyse bitti. Çünkü artık süt de et de para etmiyor. Yemler çok pahalı. Günde 500 kilo süt verebilecek 100 hayvanım var, iki sene önce elimdeki tüm hayvanları sattım. Tarım ve hayvancılık kooperatifimiz bile kapandı.”
Köy kahvesinde gerçekleşen sohbette arazisi olanlar sevinçliyken, geri kalan kesim ise tedirgin. Köylerinin kaldırılması halinde apartmanda nasıl yaşayacaklarını bile bilmediklerini belirtiyorlar. Muhtar Özer ise içinde bir yatır bile bulunan 600 yıllık köylerindeki değişimi şöyle anlatıyor:
ARAPLAR ARAZİ ALDI
“Kanal İstanbul konusunda hem heyecanlıyım, hem üzgünüm. Biz sakin köy hayatımızdan çok memnunuz. O koca binalar gelirse ne yaparız diye düşünüyorum. Köyün % 80’i satıldı. Yatırımcılar, büyük firmalar ve hatta Araplar birçok yerden arazi aldı. Umarım köy kahvemiz elimizde kalır. Lüks dairelerden, rezidanslardan, villalardan bahsederken, artık kimse bize köy evi yaptırmaz. Zaten yok seviyesine gelmiş hayvancılık ve çiftçilik tamamen biter. Köyümüz eski tarihini korusa yeter. 1970’li yıllarda ailecek birleşip 21 kişilik bir otobüs aldık. Amcam şoför, ben muavindim. Buradan Edirnekapı’ya en fazla 1 saatte giderdik. Şimdi 2 saatte gidebilen şanslı! Arabasız yollardan bahsederken, rezidansları konuşur olduk.”
DEVLETE KARŞI GELİNMEZ
Kırım’dan göçmen gelen babası sayesinde Dursunköylü olan 81 yaşındaki Arif Bayır, 1934’te evleri sırf bayırda diye bu soyadlarını aldıklarını hala neşeyle anlatıyor. “Eskiden çok fakirdik burada. At arabamız vardı, şehre odun taşırdık. Şimdi çok değerlendi diyorlar şaşırıyorum.” 1957 yılı seçimlerinde Menderes’in vaadiyle köyde ilk kez tapu aldıklarını söylüyor: “60 dönüm arazi verdi. Aramızda paylaştırıldı. O yıldan bugüne köyümüz aynı ama köyde adam kalmadı. Yatırımların yapılacağını duyunca emlakçılar geldi, arsalar tutanın elinde kaldı. Benim tepede ufak bir arsam var. İnşallah torunlarımın işine yarar. Yoksa ben ne yapayım artık araziyi, toprağı.” Bayır, Kanal İstanbul için “Kalabalık olacak buralar. Huzur kalmayacak. Biz nereye gideceğiz. Fakat babam bize ‘devlete karşı gelinmez’ derdi” diyor.
BURALARDA KALAMAYIZ
Kanal İstanbul'a komşu olacak diğer köy ise Baklalı. Yaklaşık 1800 kişilik Baklalı köyünün muhtarı Selim Şen, aynı zamanda bir çiftçi. Köylerinin diğer köylere oranla Türkiye’nin her yerinden göç aldığını, özellikle 3. Köprü inşaatı sayesinde nüfusun azalmadığını, çiftçilik ve hayvancılık konusunda ise direndiklerini ifade ediyor. Tarihte Fatih Sultan Mehmet’in avlanmaya geldiği yer olarak köylerinin bilindiğini belirten Şen, “Dededen toruna çiftçilik devam ediyor. Azalsa da bitirmemek için elimizden geleni yapıyoruz” diyor. Şen, Kanal İstanbul projesinin ilk açıklandığında köyün içinden geçeceğini duyduklarını ve korktuklarını anlatıyor:
“Yine de ‘Dünya projesi’ deyip elbette saygı duyduk. Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, ‘Dursunköy ve Baklalı yerleşkeleri sakinleri olumsuz etkilenmeyecek’ dediğinde bir ‘oh’ çektik. Başka bir yaşam bilmiyoruz. Apartmanda nasıl yaşanır bilmeyiz. Şehre gidince hemen geri dönmenin yolunu arıyoruz. Baklalı köyünün dörtte üçü zaten havalimanı inşaatıyla satıldı. Şimdi durmadan el değiştiriyor. Biz buralarda artık nasıl kalırız, bilmiyorum. Bu bir memleket meselesi, yapılacaksa elbette yanındayız ama muhtar olarak tek endişem çoğu yaşlı köy nüfusunun mağduriyet yaşamaması.”
BAKSANA DÜNYA BİZİM BAKLALI’YI KONUŞUYOR
84 yaşındaki Hasan Asan 37 sene önce çiftçilik yapmak için Baklalı’ya gelmiş. “Herkesten daha buralıyım” diyen Asan, projeden çok memnun: “1988’de bir motor almıştım, çamurdan yolsuzluktan evimize gidemezdik. Kanal İstanbul buraya geleceği için çok mutluyum. Kanal İstanbul’la yatıp kalkıyoruz yıllardır.” Hasan Asan her gün Kanal İstanbul hakkındaki gelişmeleri takip etmek üzere gazete alıyor.
“Baksana bütün dünya Baklalı’yı konuşuyor” diyen Asan: “Ben burada insanların işsizlikten kırıldığı günleri gördüm. Krizleri gördüm. İş sağlanacağı için, bölgedeki gençler iş bulacağı için çok memnunum. Her şeyden öte, yıllardır çalışıyorum ve 19 torunuma bir dikili ağaç bırakabileceğim elimdeki arsalarla.” diye konuşuyor.