İzmir'deki kentsel dönüşüm bir an önce yapılmalı!
Milliyet Gazetesi köşe yazarı Engin Uğur Ağır, bugünkü köşesinde İzmir'deki kentsel dönüşümü kaleme aldı.
Milliyet Gazetesi köşe yazarı Engin Uğur Ağır, bugünkü köşesinde İzmir'deki kentsel dönüşümü kaleme aldı.
İşte Engin Uğur Ağır'ın 'Yarın geç olmasın canlar yanmasın' başlıklı yazısı...
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, geçtiğimiz günlerde oldukça önem arz eden bir konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Hüseyin Aslan, kentsel dönüşümün bir an önce bitirilmesini talep etti.
30 Ekim 2020'de İzmir'de meydana gelen üzücü deprem sonrasında 6 ayın geçtiğini, mecliste siyasi partilerin söz konusu düzenlemeyle ilgili görüş birliğinde olduğunu, fakat alınan kararın uygulanmadığını dile getiren Aslan, “Artık zaman geçirmeden kenetlenmemiz lazım. Acil güçbirliğine gidilmeli. Uygulama safhası hemen başlamalı. Unutmayalım ki, İzmir’de yıkılan binaların hemen hemen hepsi, 1992-1999 yılları arasında ruhsatlandırılmış ve 1975 yılındaki yönetmeliğe göre yapılmış. Benzer bir depremde aynı acıları tekrar yaşamayalım” açıklamasında bulundu.
Elektriği, yolu, suyu olmayan zor koşullardaki arazilerde nitelikli projeleri başarılı bir şekilde hayat geçirip tamamaldıklarına vurgu yapan Aslan, “Gerektiğinde elimizi taşın altına koymaya çekinmeyiz. Biz bu kentin adına yakışır sağlıklı ve planlı gelecek kurmak için güçbirliği yapmaya hazırız” diye konuştu.
İzmir’de meydana gelen depremde evlerinin yıkılmasın karar verilen çok sayıda vatandaşın şaşkın olduğuna vurgu yapan Aslan, “Kişiler kara kara düşünüyor. Dönüşümde nasıl yol izleyeceğini bilemiyor. Devletten alacağı kredi miktarını biliyor, ancak geri ödemede kafaları karışık. Sadece emekli aylığıyla bu işin üstesinden gelemeyeceğini düşünüyor birçok sakin. Hükümetin bu konuda vatandaşa yardımcı olması lazım. Şu anda 0.40 olan faiz oranının daha da aşağı çekilmesi, vade süresinin de en az 20 yıl olması gerekir ki, mülk sahibi ödeme sıkıntısı yaşamasın” ifadelerini kullandı.
Aslan’ın dediği gibi, tüm siyasilerin artık bu konuda iş birliği yapması gerekiyor.
Vatandaşın bilgilendirilmesi için yapılması gerekenler hemen yapılmalı; az, orta ve çok hasar gören binalar acil olarak yıkılıp, yerine yenileri yapılmalı ancak tabii ki ada bazında.
Karşılıklı konuşmadan cesaret mi alınıyor?
İzmir depremine önem vermeyen cengaverler, jeofizik uzmanı Dr. Oğuz Gündoğdu’nun açıklamalarını dikkatle dinlemeli.
30 Ekim 2020'de meydana gelen yıkıcı sarsıntının Sisam merkezli olduğuna dikkat çeken Gündoğdu, son günlerde yaşanan depremin düşey değil, doğru atımlı olduğuna vurgu yaptı. Gündoğdu, “Sisam depreminde hemen bütün faylar harekete geçti. Doğru veya düşey atımlı depremlerle enerjilerin çoğu boşaldı. Sadece İzmir fayı hareket etmedi. Kıyıdan boydan boya İzmir yarım adasını geçiyor. Bu faydaki enerjide hiçbir kıpırdanma yok. İzmir fayının hareket göstermemesi deprem beklentisini artırıyor. İzmir’deki faylar İstanbul’daki gibi büyük değil. Olası İzmir depreminin büyüklüğü ile ilgili bir şey diyemem ancak, hasar verici deprem olacağı kesin” açıklamasında bulundu.
Gündoğdu’nun bu açıklamasından sonra da Ege Denizi'nde depremler arttı. Önce Datça, sonra Sındırgı ve sonrasında Kuşadası açıklarında meydana gelen depremler İzmir’de de hissedildi. Özellikle kıyı şeridi ilçeler yaşayan vatandaşları tedirgin etti.
Şimdi, evleri az, orta ve çok hasar görmüş olan fakat kentsel dönüşüm için anlaşmaya varmayan konut sahiplerine şu sorular sorulmalı:
“Neye güvenerek evinizin sağlam olduğunu düşünüyorsunuz?
Deprem sonrası yapılan testleri neden önemsemiyorsunuz?
Yarın, jeofizik uzmanı Gündoğdu’nun da açıkladığı gibi, İzmir merkezli bir depremde evinizin yıkılmayacağına nasıl emin olabiliyorsunuz?
Konutlarını terk etmeyen kişiler olarak, birbirinizle yaptığınız görüşmelerden cesaret mi alıyorsunuz?
Binamıza bir şey olmaz diye dillendirilen söylemler çoğunlukta olduğu için güven duygusu mu artırıyor?”
Gündoğdu’nun açıklamalarının önemsenmesi gerekmez mi?
Yarın olası bir depremde enkaz altında kalırsanız, bu sorumluluk kimin olacak?
Birbirinizi gaza getirip, “Binamız sağlam, yapılan test sonuçlarına inanmıyoruz” diyerek ipatlamaya çalıştığınız nedir?
Sizlerle aynı binada yaşayan, test sonucuna güvenen ve dönüşüme gitmek isteyenleri neden vebal altında bırakıyorsunuz?
Hiç kimse sağlam evini bırakıp, kirada oturmaz. Şu an boş tuttuğu evini de vebal altında kalmak istememesi sebebiyle ne kiraya verir, ne de satışı yapar...
Zaman kısalıyor, uzmanların da söylediği gibi. Karar verin ve geç kalmayın. Benzer olay Bayraklı’da Rıza Bey Apartmanı’nda da meydana gelmiş ve çok acı şekilde sonuçlanmıştı.