KAGİDER: Her AVM'ye kreş, çalışan anneye 300 lira destek!
KAGİDER Başkanı Gülden Türktan, AÇEV'le birlikte yürüttükleri çalışmadan çıkan, Devletin çalışan kadınlara ayda 300 lira kreş desteği vermeli sonucunu hükümetle paylaştıklarını söyledi
Kadın girişimciler, kadın istihdamını artırmak için kolları sıvadı. KAGİDER Başkanı Gülden Türktan, AÇEV’le birlikte yürüttükleri çalışmadan çıkan, “Devletin çalışan kadınlara ayda 300 lira kreş desteği vermeli” sonucunu hükümetle paylaştıklarını söyledi. Türktan, kreşlerin, güvenli, şeffaf ve geç saatlere kadar açık mekanlar olan AVM’lerde açılabileceği önerisini getirdi.
Gazetelerin ekonomi sayfalarında yurtiçinden ve dışından girişimci kadınların başarı öykülerine rastlarsınız, büyük şirketlerin, finans kuruluşlarının tepe yöneticileri olan kadınlarla yapılmış röportajlar görürsünüz, onlarca şirketi çatısı altında barındıran holdinglerin ortakları arasında yer alan kadınlarla ilgili haberler okursunuz. Gelir ve istihdam dağılımıyla ilgili bir çıkarım yapmak için sadece yazılı ve görsel medyadaki algının yarattığı verilerden yola çıkacak olsaydık, kadınların pek çoğunun kayıtlı bir işi olduğunu, gelirin kadınla erkek arasında adil bir oranda bölüşüldüğünü söyleyebilirdik.
Servetin yüzde 1’i kadınlarda
Oysaki gerçek bu değil. Evet, dünyada pek çok zengin kadın var ama dünya üzerindeki tüm kadınlar toplam olarak, dünyadaki servetin sadece yüzde 1’ine sahipler. Dünyadaki kadın istihdam oranı yüzde 40 düzeyinde. Elbette ortalamayı Batı ülkeleri yükseltiyor. Doğuya doğru gidildikçe oran düşüyor. Örneğin Türkiye’de yüzde 24’lerde. Türkiye’de 1 milyon 300 bin TOBB üyesi, yani girişimci var. Ama kadınlar, bunların yüzde 10’unu bile oluşturmuyor.
Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) bu konuda somut, ayakları yere basan önerileri var. Neredeyse her mahalleye yayılan alışveriş merkezlerinde (AVM) kreşler açılsın, çalışan kadınlar çocuklarını bu güvenli ve geç saatlere kadar açık olan mekanlardaki kreşlere bıraksın, devlet de çocuk başına bu kadınlara ayda 300 lira destek sağlasın diyorlar. Daha önemlisi bu önerilerini hükümetle paylaşıyorlar. KAGİDER Başkanı Gülden Türktan, hükümetin kreş çalışmasını bir yıl içinde sonuçlandıracağını söylüyor.
* Türkiye’de kaç bin kadın girişimci var
TOBB’un araştırması sonucunda ortaya çıkan 80 bin rakamı var. Ancak TOBB’daki kayıtların bir bölümü kadın adının geçtiği işletmeler. Kadın o şirkette çalışıyor mu, çalışmıyor mu bilinemiyor. Mesela şirket erkeğe ait ama anonim şirket olması için 5 kişi olması lazım biliyorsunuz, bu nedenle eşinin, kızının adını koymuş olabiliyor. Veya bir jest yapmış olabiliyor. Buna rağmen maalesef 80 bin sayısı tespit edilmiş.
Aileye ve devlete karşı savunu
* KAGİDER üyesi olmak, girişimcilere ne kazandırıyor
Öncelikle çok önemli bir network sağlıyor. Kadın girişimini artırmak üzere organize olmuş bir yapıyız. Odağımızı savunu üzerine kurduk. Kadınların çalışması için aileye karşı, düzenlemelerin kadın lehine olması için devlete karşı savunu gibi.
Mevzuat çok önemli. Bakın, kadın istihdamını artırmak için 5 yıl süreyle prim indirimi getiren ve 2 yıl önce devreye sokulan teşvik düzenlemesinde bir dizayn sorunu vardı. Bir firma, daha önce sigortası olmayan bir kadını ilk kez işe alıyorsa, ilk yıl sigorta priminden muaf olacaktı. Cümle hatası yüzünden bu uygulamadan yalnızca sigorta primlerini taksitle ödeyebilen firmalar yararlanabilmişti. Bir cümle hatası yüzünden kadın teşviği çok geniş bir yere gidemiyordu. Konuyu önceki Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’e ilettik. Hemen ilgilendi ve düzeltildi. Düzeltmeden sonra 2009’da 59 bin kadın ve genç bu kapsamda işe alındı. Çalışma hayatında kadına yer açılmasına yönelik projelerimiz var. Bakın, işe gitmek için kadın çocuğunu veya yaşlı aile ferdini nereye bırakacağını bilemiyor. Bunun için AÇEV’le birlikte yaptığımız bir proje var.
Bir yıl içinde sonuçlanacak
* Nasıl bir proje bu
Çocuk bakım evi ve yaşlı bakım evi projesi. KAGİDER ve AÇEV kadın istihdamını artırmaya yönelik çalışan kadınlara aylık bazda verilecek bir çocuk bakım ve eğitim hizmetleri teşvik modeli üzerinde çalışıyor. Bu kapsamda bağımsız danışmanlık ve denetim şirketi PwC, teşviğin kamu finansman modellemesini gerçekleştirdi. Bu çalışma okul öncesi eğitim dönemindeki çocuklar için kadına verilecek aylık 300 TL miktarında bir teşviğin devlete 2011 senesinden 2023 senesine kadar toplam 35 milyar TL net fayda getireceğini ve kadın istihdamını yüzde 29’a yükselteceğini ortaya koydu. Çalışma Bakanımız Faruk Çelik’le henüz görüşemedik. Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’le görüşüp, Faruk Bey’e öyle gideceğiz.
* Çalışma ne zaman somut sonuca ulaşır
Bir yıl içinde ulaşması lazım. Hükümet ben bu projeyi bitireceğim diye deklare etmiş.
* Bu çalışmanın sonuca ulaşmasının ardından kadınlar için ne gibi imkanlardan söz edebiliyor olacağız
Çocuğunuzu bırakıp işe gitmek isteseniz, 700 - 1000 TL verip bir bakıcıya baktıracaksınız. Yüksek maliyet yanısıra, bakıcının kültür seviyesi başta olmak üzere bir sürü sorunla da karşı karşıya kalıyorsunuz.
Oysa kadın istihdamını artırmak için çalışan kadınlara aylık bazda verilecek 300 TL civarında bir çocuk bakım ve eğitim hizmeti teşviğinin çok yararlı olacağına inanıyoruz. Bu noktada AVM’ler işlevsel olabilir.
Geç saatlere kadar açık olmaları, park sorununun olmaması, güvenlik ve transparan olması açısından AVM’ler uygun bir çözüm gibi görünüyor. İşten çıkıp eve giderken alışveriş merkezinden ekmeğinizi, domatesinizi alıyorsunuz, çocuğunuzu da oradan alıp evinize gitmeniz en doğrusu olacak. Böylece kadınların gözü arkada kalmaksızın çalışabilecekleri bir ortam olacak.
Kadının çalışmaya teşviği için kreş çözümünün ülke çapında yer almasına ve transparan olmasına hizmet edecek bir çözüm bu. Bir mahalle köşesindeki mekanda bakılan çocuğu göremiyorsunuz, daha şeffaf ortamlar olmalı. İstanbul’daki AVM’lerin sayısı 100’ü aştı. Bu, bir o kadar transparan, düzgün okul öncesi çocuk bakım merkezi demek. Ve buralarda kalifiye kadınlar çalışacak.
Fırsat eşitliği için yedi kriter
* Fırsat Eşitliği Modeli’ne (FEM) bugüne kadar kaç firma başvurdu Bunların içlerinde sertifika almaya hak kazananlar oldu mu
Dünya Bankası’yla yürütüyoruz bu projeyi. Şirketlerin bazılarında çok iyi prosedürler var bazılarında maalesef hiçbir prosedür yok. İşe uygunluğa bakmadan keyfine uyanı seçme gibi uygulamalar var. Doğru işe doğru insanın yerleştirilmesi önemli. Bu noktada 7 adet FEM kriteri belirledik: Yönetimin fırsat eşitliği konusundaki taahhüdü. İşe alım ve seçmede fırsat eşitliği. Eğitim fırsatlarına erişimde eşitlik. Performans değerlendirme ve terfide fırsat eşitliği. Kariyer destek uygulamaları. Geribildirim ve şikayetlerin izlenmesi. İletişim ve kurumsal reklamlar.
İki bakanlık eşitlik sınavında
* FEM’e kaç firma başvurdu
İlk etapta açıkçası beklentimizin de üstünde bir talep geldi. Sektörünün önde gelen büyük şirketlerinden 11 kurumdan başvuru oldu. Sırada bekleyen 40 firma var. Kamu kurumları da konuyla ilgileniyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu sertifikayı almak için ilgileniyor.
* Bu sertifika, firmaların ne işine yarayacak
Bu sertifikayla, “Doğru işe, doğru adam alıyorum ve kadına şans vermekten korkmuyorum” demiş oluyorsunuz aslında. “Kadına karşı herhangi bir önyargım yok” diyorsunuz. Rafta gördüğünüz ürünün sertifikalı bir ürün olduğunu, böyle bir üreticiden geldiğini görüyorsanız onu alıyorsunuz. Tüketici, bu kadın - erkek fırsat eşitliğine saygılı bir şirkettir diyor.
Ortadoğu’nun her ‘mahallesinde’ bahar başka türlü yaşanıyor
* Arap Baharı’nın kadın aktivistleriyle İstanbul’da buluştunuz. Bu buluşmadan size kalan izlenim ne oldu Ortadoğu’da dengelerin, bir taban hareketiyle mi, yoksa kökü dışarıda bir ivmeyle mi yeniden kurulduğu sorusu bir tarafa bırakılacak olursa, sizce kadınlar bu süreçten kazanımlarla çıkabilecekler mi
Aktivist kadınların hem kadın hakları hem de ülkenin özgürlüğü için çalıştıklarını gördüm. Türkiye’de rastlayamayacağınız aktivist kadınlar vardı. Çok çok hoştu. Ama ne çıkacak Çok umutlu değilim ama fırsat var. Arap baharı karışık bir şeyi, tek bir şey altında toplamak gibi geliyor bana. Oysa Lübnan bambaşka bir ülke, Tunus, Libya bambaşka ülkeler.
Hepsine toptan bir bahar dedik ama her mahallede bahar başka türlü yaşanıyor. Kadın hakları, kadın fırsat eşitliği, kadın bağımsızlığı konusunda da çok farklı bu ülkelerin durumu.
SONGÜL HATISARU/Milliyet