Kentsel dönüşüm medeniyet projesidir!

Gazetemizin ev sahipliğinde düzenlenen "Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı"nda hayata dair her şey vardı... İnsan... Mekân... Refah... Ortak yaşam...

Devlet, bürokrasi, belediye başkanları, dünyayı inşa eden müteahhitler, bankacılar, akademisyenler iç içe idi.

Kentsel dönüşüm, "medeniyet projesi" olarak tanımlandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, açılışını yaptığı kurultayda hem düne dair dirençleri hatırlattı hem de geleceğe dair vizyonunu paylaştı. Hafızalar tazelendiğinde gerçekler de gün yüzüne çıktı. Öyle ya 2003 şartlarında "500 bin konut yapılacağı" ilan edildiğinde istihza edenlerin birçoğu bugün  TOKİ  projeleri sayesinde ev sahibi oldu. TOKİ'nin kurulduğu 1984'ten 2002'ye kadar 19 bin konut yapabilen Türkiye'nin, AK Parti döneminde 2003-2015 arasında 710 bin konutu tamamlaması başlı başına bir başarı öyküsü. "Dünyada mekân. Ahirette iman" düsturu da zaten millet tarafından siyaseten takdir edildi. Şimdi hedef, 2023'e kadar 1.2 milyon konut.

Cumhurbaşkanı'nın işaret ettiği üzere "teknoloji ile kentleşmeyi bütünleştiren çalışmalar, yatay binalar, özgün mimariden eserler ve mahalle kültürünün canlandırılması" yeni dönemin kilometre taşı olacak.

Bugünlerde piyasaların gözü kulağı yeni Merkez Bankası Başkanı'nda... Ekonominin gerekleri ile milletin beklentileri, siyasetin hedefleri ile küresel sistemin istekleri arasında nasıl bir denge kuracağı merak edilmekte. Murat Çetinkaya'nın çalışma dönemine, "faizin gerçekçi belirlenmesi" süreci damgasını vuracak. Merkez Bankası'nın politika araçlarındaki bağımsızlığının korunması ile faizi oluşturan suni faktörlerin ayıklanması bundan sonra birlikte değerlendirilecek.

Bu hassas konunun, İstanbul'da katıldığım kurultayla da ortak paydası vardı. "Finansman!"

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahmin edildiği gibi yine faiz konusuna işaret etti ve bankalara, konut kredisi faizlerinin ödenebilir düzeye indirilmesi için çağrıda bulundu. Tabii unutulmaması gereken husus, 2023'e kadar 6 milyon konut yapımı ve yenilenmesi gereğine bankaların ve mevzuatın da uyum sağlaması zorunluluğu. Gayrimenkul sektörünün, sadece bankalardaki mevduatlara dayalı fonlarla büyütülmesi mümkün değil. İkincil piyasaların oluşturulması, bireysel emeklilik hesaplarının sağlam projelerde değerlendirilmesi de düşünülmek durumunda. Kentsel dönüşüm hukukunun da güncel ihtiyacı karşılamadığı göz önünde tutulmalı. Parsel, bina bazında küçük çaplı dönüşümle, çürük bir daireye karşılık lüks iki daire talebiyle, ağır işleyen yargıyla, dava hakkını istismar eden sivil toplum örgütü mantığıyla ve ideolojik takıntıyla bir yere varılamayacağı da hesaba katılmalı.

Sabah