27 / 11 / 2024

KKTC Maraş tekrar iskana açıldı!

KKTC Maraş tekrar iskana açıldı!

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Maraş'ın tekrar açılma kararını kaleme aldı...




Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Maraş'ın tekrar açılma kararı için, "Ama Doğu Akdeniz’deki gelişmelere bütüncül bakıldığında aslında 1974’ten bu yana en ciddi adımın atıldığını söyleyebilirim. Çünkü Maraş’ın iskana açılması demek, Türkiye’nin Doğu Akdeniz kartını yeniden dağıtma kararı aldığını gösterir" dedi

Türkiye'nin 1974 harekatından sonra Kıbrıs’ta atılmış en önemli adımı nedir derseniz, dünkü kararı gösteririm.

Sözünü ettiğim, 1980 ihtilalinin Devlet Başkanı Kenan Evren’in, “Rumlarla pazarlık yapmak için orayı aldık” diye açıkladığı, harekattan bu yana da hayalet mahalle olarak kimsenin içine sokulmadığı Gazimağusa’daki Maraş bölgesi.

KKTC’de yeni kurulan hükümetin Başbakanı Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, dün kameraların karşısına geçip,  “Hayalet Kent” olarak da anılan bir zamanların ünlü tatil bölgesi Maraş’ın statüsünün netleşmesi için harekete geçme kararı aldıklarını açıkladı.

Annan Planı’nda Rum tarafına bırakılması öngörülen Maraş’ın yeni statüsünün belirlenmesi için KKTC ile Ankara’nın birlikte envanter çıkaracağını da kayda geçirdi.

EN CİDDİ ADIM

Bunun ne önemi var ki denilebilir…

Ama Doğu Akdeniz’deki gelişmelere bütüncül bakıldığında aslında 1974’ten bu yana en ciddi adımın atıldığını söyleyebilirim.

Çünkü Maraş’ın iskana açılması demek, Türkiye’nin Doğu Akdeniz kartını yeniden dağıtma kararı aldığını gösterir.

Anlaşılan o ki bu konuda iktidarı ve muhalefeti ile Ankara’da tam bir mutabakat söz konusu; hem de İstanbul seçimi nedeniyle birbirine girdikleri bir dönemde…

Bunun en önemli göstergesi de önceki gün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin TBMM Grubundaki sözleriyle gelmiş, KKTC için yeni bir stratejiye geçilmesi gerektiğini söylerken, devlet olarak tanıması için de atağa geçilmesi gerektiğinin altını çizmişti.

Anlaşılıyor ki  Ankara  bu konuda bütüncül adım atıyor.

Bir yandan ikinci sondaj gemisini Akdeniz’e çıkarmaya hazırlanırken, diğer taraftan MEB ilanı veya Libya ile MEB Anlaşması yapmak için plan hazırlığını tamamlamış bulunuyor.

Siyasal söylemle de bunu destekliyor.

LİMAN ANLAŞMASI

Öte yandan da Akdeniz’deki hak ve menfaatlerin korunması, deniz enerji sahalarındaki işgallerin önüne geçilmesi için Türkiye, KKTC’de bir liman kurulmasını hedefliyor.

Bu konudaki planlar da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Dışişleri Bakanlığı’na sunulmuş bulunuyor.

Bütün bunlara bakarak KKTC’nin Ada’da tüm müzakere yollarını kapadığı ve yeni bir aşamaya geçtiği söylenebilir mi?

Henüz erken…

İKİ DEVLETE Mİ?

Ancak şurası kesin ki federasyondan iki devletli çözüme yönelimin Rum tarafında yapacağı etki belli.

Buna bir de Türkiye’nin iki sondaj gemisi ile Doğu Akdeniz’e açılmasının Rum tarafında yarattığı tepkiyi de yabana atmamak gerekir. 

Hele buna bir de kıta sahanlığından çok daha etkin olan, Türkiye’nin MEB ilanı eklenirse durum daha da karmaşıklaşacak.

Libya ile devam eden görüşmeler de cabası…

Bundan Rum tarafının hoşnut kalacağını söylemek olanaksız…

O ZAMAN BİRLİKTE ÇIKARIR

Böyle bir durumda meselenin gelip dayanacağı yer de belli…

Madem Ada’nın çevresinde çıkan hidrokarbon varlıklar iki topluma eşit düzeyde ait, o zaman Rum kesimi de sondajlarına ara verir ve iki toplum bir araya gelip birlikte çıkarmaya başlar.

Çıkarılan petrol veya doğalgazdan elde edilen gelir de Kıbrıs sorununun çözümünde kullanılır…

Diğerinin güç almak için yaslanmak zorunda kaldığı üçüncü ülkelerin paydaş hale gelmesinin de önüne geçilir.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) bu yönde adım atmaz ise olacağı bellidir; Türkiye kendi egemenlik alanlarında adımını atmayı sürdürür.

Kimse de böyle bir dönemde Doğu Akdeniz’i yeniden çatışma alanı haline getirmek istemez.

FEYYAZ SARAÇ HÜKÜMETİ

Hele ki şu an Libya’nın BM tarafından tanınan, Avrupa’da da Fransa dışındaki başat ülkeler tarafından da desteklenen Libya’daki Feyyaz  Saraç hükümetine de Ankara çok büyük destek verdi.

Karşı cephede duran ve Türkiye ile de arası hiç de iyi olmayan Haftar’ın iktidarı ele geçirmesinin önüne geçmesi için de Feyyaz Saraç’ın taleplerinin karşılanmasına aracılık etmişti.

Bunun içinde SİHA’lar da mevcuttu…

Şimdi Libya ile Türkiye MEB Anlaşması yapmak istiyor…

Eğer bu gerçekleşirse Doğu Akdeniz’de hem Libya hem de Türkiye önemli bir kazanım elde eder; ötekinin hakkını almasını engeller.

Bu konuda her iki ülkede fikri düzeyde uzlaşının sağlanmış durumda…


Geri Dön