Sektörel

Konut fiyatlarında düşüş olmaz

İstanbul'da 6 bin konutluk projenin sahibi olan Ağaoğlu Grubu'nun Başkanı Ali Ağaoğlu, 'Konut fiyatlarında düşüş bekleyenler yanılıyor. Çünkü inşaat malzemelerinde fiyatlar yükseliyor. Tüketici doğru yerde doğru projede ödeyebilecek taksitleri buluyorsa b

Ali Ağaoğlu, İstanbul'un en eski müteahhitlik şirketlerinden Ağaoğlu Grubu'nun sahibi. Grup, İstanbul'da Toplu Konut İdaresi'nden (TOKİ) sonra 6 bin konutluk projesiyle ikinci büyük inşaat şirketi durumunda. Ali Ağaoğlu, Anadolu yakasında yıllarca topladığı arsalarda şimdi "lüks değil nitelikli" dediği konut projeleri gerçekleştiriyor. My konsepti adını verdiği farklı projeleriyle yabancı yatırımcıların da ilgi odağı olan Ağaoğlu, bugünlerde ise Türkiye'de yaşanan belirsizlik ortamı nedeniyle "mutsuz..."
Türk ekonomisinde kriz değil bir durgunluk yaşandığını söyleyen Ağaoğlu, bu durumun kaynağının ABD'de yaşanan mortgage krizi değil, Türkiye'nin kendi içindeki siyasi kavgalardan kaynaklandığını ifade ediyor Ağaoğlu, "Ekonomi onuncu gündem maddesi olamaz. Yaşadığımız şeye bakın eften püften maddeleri gündem maddesi yaptık. Yarım metre çaput muydu kaderimiz. Hiçbir zaman parti kapatılmasını istemeyiz. Ama yüzde 47 oy aldım diye de her şeyi yapamazsınız. Maalesef uzlaşma kültürümüz yok" diyor.
Siyasi belirsizlik yüzünden gayrimenkul sektöründe bir bekleme dönemi yaşandığını anlatan Ağaoğlu, "İşadamı da, çalışan da, yabancı da önünü göremez durumda" yorumunu yapıyor. Ağaoğlu bu süreçte fiyatların geri gitmesinin ise mümkün olmadığını belirterek "İnşaat malzemeleri fiyatlarında ciddi artışlar var. Sadece demirde artış yüzde 60-70. Fiyatlar düşmez. Konut almak için bunu bekleyenler kaybeder" diyor.
Dünyada ekonomik kriz gayrimenkul sektöründe patladı. Mortgage'dan kaynaklanan ciddi bir kriz yaşanıyor.
Dünyada mortgage krizi dediğimiz kriz, ABD'de normal kredi faizleri yüzde 5'lerdeyken özellikle fırsatçı bankaların ödeme kabiliyeti olmayan göçmenlere, işsizlere yüzde 9-10'lara varan oranlarla kredi vermesinden kaynaklandı. Varoşlara tefeci faizleriyle kredi verdiler. Krizin ana kaynağı buradan kaynaklanıyor. ABD'de 8 trilyon dolarlık bir mortgage potansiyeli var. Bunun yüzde 10'u batsa 700-800 milyar dolar olur. ABD hükümeti bunun 400-500 milyar dolarını karşıladı. 200 milyar dolar daha destek vereceğini söyledi, bunu absorbe ediyor şu anda.
Ancak ABD'de konut fiyatlarının çok düştüğü, bankaların elinde konut stokları oluşmaya başladığı yönünde haberleri okuyoruz...
ABD'de krediler yeniden yapılandırılıyor. ABD'de nitelikli konut fiyatları düşmedi. Düşenler varoşlardaki satışlardan kaynaklanıyor. Mesela Meksikalı bir göçmene tefeci faiziyle evler satıldı. Sorun burada yaşanıyor ve fiyatlar da burada düşüyor. Şehirlerde doğru düzgün projelerde sorun yok. Tabii ki satışlarda düşme var. ABD'de yılda 1 milyon 200 bin konut satılıyordu şimdi 600 binlere düştü. Asıl etkilenen ve tetikleyen ödeme gücü olmayanlara açılan kredilerden oldu.
Türkiye'ye yansıması nasıl oldu? Sektörde bu krizi nasıl hissediyorsunuz?
Türkiye'de gayri safi milli hasılanın yüzde 4'ü oranında konut kredisi stoku var. Dolayısıyla bunun Türkiye'ye yansımasını beklemek yanlış. Yansıma yok denecek kadar az. Türk insanının konuta bakışı farklıdır. Arabasının taksidini ödemez ama evinin öder. Konutu çocuğunun geleceği olarak görür. Biz bu sektörde çok proje üreten bir firmayız. 1994'de de 2001'de de krizler sırasında çok konut üretiyorduk. Bankalarda ve finans kesiminde konut kredisi diye bir ürün dahi yoktu. Biz kendi finansman sistemlerimizle finanse ediyorduk. O dönemleri çok iyi atlattık. 2001 krizinde yüzde 5-10 aksama oldu ki bu kriz Türkiye'nin yaşadığı en büyük krizlerden biriydi. Burada bir kısım ertelemeler oldu, yine batak olmadı. İşini kaybeden insanlardan taksit ertelemesi oldu. Türk insanı borcuna sadıktır.
Ancak Türkiye'de şu anda ekonomide ciddi bir sıkıntı, daralma yaşandığı gerçek. Bir krizden söz edilemez mi?
Allah bir daha 2001 krizi gibi bir krizi yaşatmasın bize. O dönemde ekonomik olarak sıkıntıyı beyaz yakalı kesim, iyi eğitimli kesim yaşadı. Daha önceki krizlerde işini kaybedenler vasıfsız insanlardı. 2001'de başta finans kesiminde çalışanlar olmak üzere beyaz yakalılar işini kaybetti. Şu anda yaşadığımız ise siyasi istikrarsızlıktan kaynaklanıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde siyasi istikrarsızlık ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Türkiye'de şu anda ekonomik olarak herhangi bir olumsuz durum yok. Cari açık biraz yüksek ama finanse edilebiliyor. Ama maalesef son dönemde oluşan siyasi belirsizlik, sıkıntıların ana nedeni.
Siyasi belirsizliğin kaynağı size göre ne?
Türkiye'de her yıl 1 milyon gence iş ve aş vermek zorundayız. Kaynağa ihtiyacımız var. Dolayısıyla dış ticaret açığı veriyorsunuz. Yabancı sermayeye ihtiyacınız var. Bu nedenle Türkiye'de ekonomi hiçbir zaman 10'uncu gündem maddesi olmaması lazım. Yaşadığımız şeye bakın eften püften maddeleri gündem maddesi yaptık. Onlarla yatıp kalktık, ekonomi geride kaldı. Yarım metre çaput muydu kaderimiz? Bunu mu tartışacağız. Türkiye ekonomisini geride bırakamaz.
AK Parti'nin kapatılma davası nedeniyle yaşanan siyasi gerilim bitecek gibi görünmüyor...
Tabii ki hiçbir zaman halkın seçtiği bir partinin kapatılmasını istemeyiz. Yasaklarla bir noktaya gidilmez. Ama yüzde 47 oy aldım diye de her şeyi yapamazsınız. Yani toplum olarak büyük özelliklerimiz var ama maalesef uzlaşma kültürümüz yok. Yüzde 47 oy aldım diye her şeyi yaparım demek de yalnış. Bunu bu şekilde cezalandırmak da yanlış. Yani yanlışı yanlış üzerine yapıyoruz. Birbirimizin gırtlağını sıkmakla meşgulüz. Halbuki dünya almış başını gidiyor. Uzlaşmasını bilmemiz lazım. Bir an önce siyasi tartışmaları yerine oturtmamız lazım.
Konut taleplerinde nasıl bir gelişme yaşanıyor. Düşüş, erteleme var mı?
Türk insanının konuta hâlâ inanılmaz bir talebi var. Çünkü mevcut yapı stokunun yüzde 70'i kullanılacak evsafta değil. Deprem yönünden güvensiz, niteliksiz dolayısıyla yeni konuta talep var. Ama insanlar önünü göremedikleri dönemde tedirgin olup, borçlanmaya çekiniyorlar. Konut dünyanın her yerinde zengin ülkelerde bile uzun vadeli finansmanla alınır. Şimdi parası olan da acaba ne oluyor, diye beklentiye girdi. Konuta ihtiyacı olup da ödeyebilecek gücü olan insanlar da borçlanmaktan imtina ediyor. Önünü göremiyor.
Sektörde ertelenen projeler var mı?
Tabii insanlar biraz daha temkinli. Biz ertelemiyoruz. Bu sene 4-5 projemizin çalışması sürüyor. Devreye sokacağız. Erteleme düşüncemiz yok. Ama tedirgin miyiz? Tabii ki tedirginiz. Daha temkinliyiz, daha tedirginiz. Önümüzü biraz daha görmek istiyoruz açıkçası. Bu tedirginlik hem işadamında, hem çalışanda var.
Konut kredilerinde bir sorun yaşanıyor mu?
Konut kredileri zaten çok düşük. Sıkıntılı olanlar ise binde yarımlar bile değil. 2005'den itibaren konut kredileri çok düşük oranlara geriledi. Bu şartlarda kullandırıldı. Sistemi istismar etmek isteyen kişiler konutlarını eşine dostuna devrederek aldıkları konut kredilerini başka alanlarda kullandı. Normal ticari kredi yerine kullandı. Bankalar da seçici olamadı. Biz çalıştığımız bankayı çok yakından takip ediyoruz şu anda en ufak bir aksama yok.
Özellikle İstanbul'da konut fiyatlarının şiştiği, çok yükseldiği söyleniyordu. Konut fiyatlarında düşüş başladı mı? Tüketicilerin bir bölümü de bunu bekliyor.
İstanbul'da fiyatlar yüksek değil. Fiyat düşüşünü beklemek de doğru değil. Çünkü inşaat malzemelerinde fiyatlar yükseliyor. Örneğin demire bir yılda yaklaşık yüzde 60-70 zam geldi. Bence fiyatlar yukarı doğru çıkmak zorunda ama durgunluk nedeniyle artmıyor. Bazı projelerde düşüş olabilir ama bu genel bir eğilim olmaz, bireysel olur. Tüketici doğru yerde doğru projede ödeyebilecek taksitleri buluyorsa hemen alsın, beklemesin. Her zaman kazanır. Senelerdir bu işi yapıyoruz. Alıp da zarar edene rastlamadım. Ama almayıp bekleyen insanlar da her zaman kaybetmiştir.
Yabancı fonların Türkiye'ye ilgisi azaldı mı?
2007'nin ilk çeyreğinde yurtdışı yabancı yatırım 8 milyar dolardı şu anda 1 milyar dolara geriledi. Bu bile olayın vahametini gösteriyor. Zaman geçirmeden siyasi belirsizliğin giderilmesi gerekir. Çünkü insanları en çok korkutan şey önünü görememektir. Hem yerli yatırımcıyı tedirgin ediyor, kaldı ki yabancı bizden daha ürkektir. Yerli böyle düşünüyorsa yabancının ürkmesi doğaldır.