23 / 11 / 2024

Konut reklamları neden birbirine benzer?

Konut reklamları neden birbirine benzer?

Pazar günü, gazete sayfalarını ağır ağır sayfaları çeviriyorsunuz, tam sayfa bir konut ilanı geçiyorsunuz. Bir sayfa sonra yine bir konut ilanı yine tam sayfa geçiyorsunuz bir sayfa sonra yine bir ilan, peki konut reklamları neden birbirine benzer?





Konut ilanlarının altlarındaki imzalan alın, birini diğeriyle değiştirin bir fark oluyor mu? Yine hiç bir fark yok. İnsanlar okumadan geçip gidiyorlar. 


Gelelim nedenlerine; Bir ilanda başlık, "Stoper"dır. Yani sayfayı çevirdiğiniz zaman öyle bir başlık atmalısınız ki okuyan, sayfayı geçerken psikolojik olarak durup bakmalı. Yani, başlık ciddi şekilde dikkatini çekmeli. İlan başlığını durup okuyan bir okuyucu mutlaka ilanın diğer taraflanna da dikkat edecektir. İşin grafik yapısının da diğer ilanlardan mutlaka farklı olması gerekmektedir. 


Farklılık nerelerde olabilir? Kullanılan ebat, tabak gibi tam sayfa olmaz. 

Burada işin ustalığını anlatmayacağım çünkü bilgimi rakipler yürütebilirler. Cenajans müşterisi Selçuklu Holding'in kuruluşu olan Selin Yapı'nın Rings projesi, dikkat ederlerse ne demek istediğimizi anlarlar. İşin en önemli tarafı "Maıketing Orientation". Mantıklı, tecrübeli ve pazarlama tarafı yüksek iş adamlarının müşteriyi etkileyecek sözleri bularak ilana yerleştirmeleridir. 


Ölüyordu, dirildi Birkaç örnek vermek istiyorum. 

Halen İstanbul Etiler'de bulunan Alkent, ilk çok binalı korumalı bahçeli özel bakım elemanlarının bulunduğu projeydi. Rahmetli Üzeyir Garih, (hayatımda çok sevdiğim bir ağabeyim) birkaç kere ajansa gelerek; "Bu projeyi sen yap ama şartlarım var; Biz bu projeyi ve bu konutlan sadece parası olana satmak istemiyoruz. Şirketlerin genel müdürü seviyesindeki önemli yatırımcılar almalı burayı. Kaliteli bir sınıf oluşturmak istiyoruz ve bu sebeple de zamanın fiyakalı dergilerine ilan vererek satacağız bu konutlan. Sen yap" demişti. Kendisini iki sefer ellerinden öperek geri çevirdim. Mantığım şuydu; Türkiye'de bütün büyük şirketlerin yöneticilerinin aldıklan maaşlarla bu konutlara sahip olmalan mümkün değildi. Dolayısıyla bu mantıkla bu iş satılmayacaktı. Nitekim Üzeyirbey bir iki reklam şirketi ile düşüncelerini tatbik edip satış yapılamayınca mal, ölü doğmak üzereyken bana geldi. Hatırladığım kadarıyla 2 milyon liralık bir çek bıraktı. "Ne halt edersen et" dedi ve gitti. Allah selamet versin Atalay Bey (bu projenin satış sorumlusu) bizimle muhataptı. Bu beyefendi ve bilgili adamla 6 ayda tüm konutları sattık. 

Ticarette ayrun olmaz Eğer ticaret yapıyorsak ve özel sektörse "Ali alsın. 

Veli almasın" mantığıyla mal satılamaz. Türkiye'nin o tarihte neredeyse l'er milyon adet günde satan Hüniyet, Tercüman, Günaydın ve Milliyet gibi büyük gazetelerini kullanarak kampanyayı yürüttük. O tarihlerde televizyonlarda konut ilanı yapılmazdı. Çünkü gazetelerdeki reklamlar son derece etkili netice verirdi. Bu sebeple biz de bu medyayı kullandık. 


Çok başanlı olduk. Daireler kapış kapış satıldı, gitti, bitti. Atalay Bey'den rica etmiştim "Bana bahçe katında bir mütevazi daire ayırın ihtiyarlığımı belki orada geçiririm" demiştim. Bir sabah toplantımızda bana "Nail bey kardeşim, Alkent'te sana ayırdığımız daireyi dün akşam geç saatte pazarlık etmeden peşin para veren bir müşteriye sattım. Bilgin olsun" demişti. 


Bu satış başarısı özellikle yeni bir anlayış içinde yapılan ilk site denemesinde çok başarılı olmuştu. Alarko'yla çalıştığımız zamanlarda, ikinci işimiz Alkent 2000'in satış kampanyasıydı. Bir kış ayında Üzeyir Bey'in eski model Mercedes'iyle Çekmece Gölü'nün tepesinde bir araziye geldik. Arabadan inmek mümkün değil. Rüzgar uçuruyor. 

"Biz burayı aldık. Planı, projesi hazır. Çocuklarla konuş, yap kampanyanı sat" dedi. 


Eski İstanbul'u ve muhteşemliğini anlatmaya başladık medyada. 

Reklamla değil haberle. "O muhteşem sokakları, arnavut kaldırımı taşıyla yapılmış caddelerde ayağınız iki taşın arasına girdiğinde kırılır" demedik tabi. Lağım sularının cadde kenarlarından aktığından bahsetmedik. Bağırsak gibi kısa boylu elektrik direklerinden sarkan kablolardan da bahsetmedik. Romantik bir İstanbul anlattık. Reklamlarda da özlenen bu İstanbul'u yeniden yaratıyoruz mantığıyla Alkent 2000 villalarını satışa sunduk. Fazla detaya girmiyorum çünkü yine Cenajans'ın hünerini ve sinini açıklamamam lazım. Elimizdeki ve kafamızdaki bilgiler Cocacola formülü kadar değerlidir. Bunun için Cenajans'ı tüm uğraşlarına rağmen sefil iblisler beceremediler. Alkent 2000 birinci faz hatırlıyorum ki, bir haftada satıldı ve bitti. 2. faz da bitti. 3. faz inşaatına daha başlanmamıştı ki bu sefer bir iblisin sefil bıçağıyla öldürülen Üzeyir Ağabey gitti. Nail Efendinin de Alarko'yla işi bitti. Daha sonraki konut tecrübelerimizde, belki de daha evveldi hatırlayamıyorum Emlak Bankası'nın Kredi Bankası'yla birleşmesi dahil olmak kaydı ile tüm banka ve konut kampanyalarını Cenajans yaptı. Mesela 10 günde 8 bin daire satılıyordu. 

Çılgın işler yaptık! Mesa, Nurol, Tekfen, Enka... hizmet verdiğimiz kuruluşlar oldular. Şimdi 'bismillah'la Selçuklu Holding'in kuruluşu Selin Yapı'nın Rings konutlarının reklam ve tanıtım kampanyalarıyla hayatımıza devam ediyoruz. 

Konut satmak, banka reklamı yapmak gibi zor bir iştir. Tanıtım ve satış Cenajans'ın asli görevi olarak hep devam etmiştir. Bize danışmak serbesttir. Tam sayfa sıralarına girmeden danışmak isterseniz, sohbete hazırız. Ancak unutmamak lazımdır ki; bü' reklam ajansı, o konuda bir reklam verenle çalışabilir. Bu işin şerefidir. 


Nail Keçeli/Gözlem Gazetesi


Geri Dön