Sektörel

Konut satışlarında hareket var!

Habertürk Gazetesi köşe yazarı Abdurrahman Yıldırım bugün ki köşe yazısında ''En düşükten alma refleksi ile konut ve otoda canlılık'' başlığını ele alıyor. İşte Yıldırım'ın köşe yazısı;

Mart ayı sonuna yaklaştığımızda açıklanan veriler ve yapılan anketler karışık bir ekonomik durumu ortaya koyuyor.


-İhracat yüzde 10’un üzerinde düşüyor ve muhtemelen mart ayında da bu düşüş devam ediyor.

-İthalat da büyümeye, ihracata, iç talebe bağlı geriliyor. Ocak ayında yüzde 13 geriledi.

-Sanayi üretimi ocakta yüzde 2.2 geriledi, şubatta da bu durum devam edebilir.

-Kapasite kullanımı geriliyor, mart ayında yüzde 72.4’e indi.

-Üretim kesiminde bütün bu gerilemeler Reel Kesim Güveni’ni de geriletiyor. En çok gerileme de genel gidişatta ve toplam siparişlerde görülüyor.



TÜKETİMİN NERESİ ZAYIF: Buradan dönelim tüketim tarafına. Tüketici Güveni’nde de hızlı bir gerileme söz konusu. Üretici tarafında düzenlenen anket ile tüketici tarafında yapılan anketler aynı yönü işaret ediyor. Bir çelişki yok. Ne de olsa üreticiler de tüketiciler de aynı geminin içinde. Gelecek hafta açıklanacak milli gelir rakamları da bize yurtiçi talep yavaşlamasının devam ettiğini gösterebilir.



-Bütün bunlara rağmen şubat ayı konut satışları yüzde 15 arttı, kredi ile alınan konut sayısındaki artış yüzde 54’ü buldu. Genel eğilimin tersine bir hareket var burada. Üstelik konut satın alma gibi, hanehalkının ortalama 7 yıllık ödemesini gerektiren en büyük harcama kalemi. Doların yüzde 10 arttığı bir dönemde oldukça şaşırtıcı bir gelişme. Burada iştahı artıran en büyük faktör konut kredi faizlerini en düşük düzeyinde yakalama isteği olabilir.


-Hanehalkının ikinci en büyük harcama veya satın alma kalemi otomobildir. Oto satışları da yeni yıldan itibaren tam gaz gidiyor. Otomobil ve hafif ticari araç satışı yılın ilk iki ayında yüzde 33 arttı. Taşıtların kredi kartıyla satın alınmasında şubat ayında yüzde 5.7 artış kaydedildi. Bu artış oranı geçen yılın aynı ayında eksi yüzde 5.2 düzeyindeydi. Ekside artıya geçiş var.


- Geçen yılın şubat ayı belki otomobil almak için kötü bir aydı. Çünkü faiz oranları fırlamış, kur fırlamış ve siyasi belirsizlik artmıştı. Bu yıl ise dolarda artış var ama ülkemizde otomobiller genelde Euro’yla ve yenle satılıyor. Bu paraların değeri, özellikle Euro’nun değeri kayda değer oranda düştü. Bu da oto fiyatlarına yansıdı.


-Ocaktan itibaren aynı zamanda modeller yenileniyor. Dolayısıyla alımlar koşulların da uygun olmasıyla model yenilemenin başlangıcına doğru yoğunlaşıyor artık.


-Tıpkı konut kredi faizinde olduğu gibi, burada da otomobili Japon Yeni ve Euro’nun değer kayıpları nedeniyle en düşükten satın alma refleksini halkımız göstermiş bulunuyor. Bunca yıldır fırtınalı havalarda gemisini batırmadan bugünlere getirenlerin gelişmiş refleksleri yeniden çalışmış durumda. Eğer önümüzdeki dönemde Euro ve yen daha gerilemez ve faizler de düşmezse, bu dönemde alım yapanlar kârlı çıkacaktır. Tersi durumda ise alınan riskin gerçekleştiğini söyleyeceğiz.


-Bu iki büyük kalem dışında kalan ekonomide, yurtiçi tüketimde, ihracatta dolayısıyla üretimde canlılık yok. Bu çerçevede gelecek hafta salı günü açıklanacak geçen yılki büyümenin yüzde 3’ün altında kalması bekleniyor.



-Yukarıdaki veriler bu yılın ilk çeyreğinde galiba reel bir büyümenin ortaya çıkamayacağına işaret ediyor. Devam eden çeyreklerde pozitif büyümeye geçebiliriz. Ama bu büyüme öyle eskisi gibi yüksek oranlarda olamayacak. Ta ki genel gidişat düzelene, siyasetin önü aydınlanana ve ekonomide reformlar yapılana kadar.


Habertürk - Abdurrahman Yıldırım