Konut stoku en az 1 milyon 261 bin adet!
Piyasaya ne kadar konut arz ediliği belli. Bu konutların ne kadarı satıldı, o da biliniyor. Bu iki rakam arasındaki fark konut stokunu ortaya çıkarıyor.
Eylül ayı sonu itibarıyla Türkiye'deki konut stoku en az 1.261.898 adet düzeyinde bulunuyor. İşte Dünya Gazetesi köşe yazarı Alaattin Aktaş'ın konuyla ilgili bugünkü yazısı...
Arşimet yüz yıllar önce ''Bana dayanacak bir yer gösterin Dünya'yı yerinden oynatayım'' demiş ya, biz de dayanacak , yani kıyaslanacak verilerden yola çıkarak böylesine iddialı bir sayıyı ortaya atıyoruz.
Bu yılın Eylül ayı sonu itibarıyla Türkiye'deki konut stoku en az 1.261.898 adet düzeyinde bulunuyor.
Konut stokuna ilişkin sayıya ulaşmak için birkaç veriye ihtiyaç var. Neler mi bunları sıralayalım:
Birincisi, ne kadar konut tamamlanmış ve kullanıma hazır hale gelmiş, yani konut arzı.
İkincisi, ne kadar sıfır konut satışı gerçekleşmiş, yani konut talebinin düzeyi.
Bu iki veriye de sahibiyiz. TÜİK iki veriyi de düzenli olarak açıklıyor.
Konut stokuna ilişkin sayıyı niye ''en az'' vurgusuyla aktardığımızı da belirtelim. Konut satışına ilişkin istatistikler tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde 2013 yılından itibaren tutulmaya başlandı.
Önceki dönemlerde yalnızca il merkezleri ve merkez ilçelerdeki satış istatistikleri tutuluyordu. İşte bu yüzden konut stokuna ilişkin verileri 2013 yılından başlatmak durumundayız ve önceki dönemlerden devreden hiç stok olmadığını varsayıyoruz. Ancak elbette önceki yıllardan kalan stok da vardır.
YAPILAN-SATILAN=STOK
Denklem böylesine basit aslında. 2013 yılı başından bu yılın eylül ayı sonuna kadar yaklaşık 5.3 milyon konut için yapı kullanma izni verilmiş.
Bu dönemde satılan konut sayısı ise yaklaşık 4 milyon adet.
Dolayısıyla arz ile talep arasındaki yaklaşık 1.3 milyonluk fark konut stoku demek. Biraz önce de belirttiğimiz gibi 2012 sonu itibarıyla stoku sıfır kabul ediyoruz, çünkü elimizde önceki dönemlere ilişkin veri yok.
Belediyelerin yapı kullanma izni verdiği konutların tümü ikamet amaçlı değil, o ayrıntıyı da da vurgulamak gerek. Ama bunların sayısı toplamı etkileyecek ve eğilimi de değiştirecek boyuta ulaşmıyor.