KONUTDER Başkan Yardımcısı Kabadayı'dan kentsel dönüşümün hızlanması için altın değerinde öneriler!

Gayrimenkul sektörü, son üç senedir hızlı bir şekilde yükselen fiyatlar, artan barınma problemi, maliyetler ve krediye erişim zorluğu ile zorlu bir dönemden geçiyor. Bunun yanı sıra, deprem kuşağındaki İstanbul’un depreme hazırlanması da kritik öneme sahip. Riskli binaların yenilenmesi hususu da tüm dikkatleri kentsel dönüşüme çeviriyor.

TALEBİN 30 YIL BİTME ŞANSI YOK

Dünya gazetesinden Hamide Hangül’ün haberine göre, Türkiye’de genç nüfus, her sene yaklaşık 800 bin ihtiyaç ve deprem gerçeğinin güvenli konut ihtiyacını artırdığına dikkat geçen KONUTDER Başkan Yardımcısı ve Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, “Önümüzdeki belki 20- 30 sene yeni konuta talebin bitme şansı bulunmuyor. İstanbul’da riskli 650 bin konutun yenilenmesi lazım. Bu, yalnızca konutla da bitmiyor. Alt yapının da depreme dayanıklı olması lazım. Bu yüzden, depreme dayanıklı şehirler inşa etmeliyiz” diye konuştu.

“KANUNU GÜÇLENDİRMELİYİZ”

Riskli binaların yenilenmesi ve kentsel dönüşüm konusunda İstanbul’da şu anda çalışmaların yapıldığının altını çizen Kabadayı, “Kanunla çok hızlı bir şekilde, dönüşümü hızlandırmalıyız. Yasayı güçlendirerek, deprem riski olan bölgelerde artık insanların tercihine bırakmayıp, deprem risk analizleri gerçekleştirerek, haritaları oluşturarak, dönüşüme hız vermeliyiz” dedi.

Kentsel dönüşümün önündeki en büyük bariyerlerden birinin kimsenin ikamet ettiği yerden gitmek istememesi olduğunu aktaran Kabadayı, “Vatandaşların çoğu, bulunduğu yerden ayrılmak istemiyor. Bu yüzden, bizim, acil dönüşmesi gereken yerlerdeki insanlarımızı, geçici rezerv alanlara geçmesini sağlayarak, dönüşüm sona erdikten, 1 yıl ya da 3 yıl sonra, geri sağlam binalarına gelmelerini sağlayacak bir model üzerinde çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.

KENTSEL DÖNÜŞÜM METREKARELERE SIKIŞTI

 Dönüşüme yönelik imar planlarının çözülmesi, uzlaşma süreçlerinin sona ermesi ve kentsel dönüşüm yasasındaki düzenlemelerin önemini vurgulayan Kabadayı, “Mesela uzlaşma oranının yüzde 51 seviyesine çekilmesi, dönüşümün hızlanmasında önemli bir etken olur. Ne yazık ki kentsel dönüşümde süreçler, metrekareye sıkışmış halde. ‘Kaç metre vereceksin?’, ’80 mi, 91 metrekare mi?’ diye 1-2 metrekare için pazarlık yapılıyor. Oysa hak sahipleri oluşacak değerin farkına varsalar, farklı bir noktaya gelecek” şeklinde konuştu.