22 / 11 / 2024
fuzul

Konutu kiralayıp kirada oturana vergi avantajı!

Konutu kiralayıp kirada oturana vergi avantajı!

Şükrü Kızılot Hürriyet Gazetesi'ndeki Mali Yaklaşım adlı köşesinde konutu kiralayıp kirada oturana vergi avantajı başlıklı yazıyı kaleme aldı 




 

Bazı kişiler, sahibi bulundukları konutu kiraya verip, kendileri kira ile başka konutlarda otururlar. Bu kişilerin sahibi bulundukları konutu kiraya vermelerinden elde ettikleri kira gelirleri, gayrimenkul sermaye iradı sayılır ve dolayısıyla gelir vergisi mükellefi olurlar. Gelir Vergisi Kanunu’nun 74/10. maddesi ile sahibi bulundukları konutu kiraya verenlerin başka bir konutta kira ile oturmaları durumunda, elde ettikleri kiradan, kendilerinin kira ile oturdukları konutlara ödedikleri kirayı gider olarak indirilmesine izin verilmiştir.

Ancak bu durumda olup da kira gelirinden ödedikleri kirayı düşmek isteyenlere, bazı sınırlamalar getirilmiştir. Sınırlamaya göre kira gelirlerinden önce diğer gerçek giderlerin indirilmesi, daha sonra kalan tutardan ödenen kiranın düşülmesi gerekmektedir. Dolayısıyla düşülebilecek kira gideri miktarı, kalan tutarla sınırlıdır. Bu nedenle kendi konutlarını kiraya verenlerin, elde ettikleri kira gelirinden daha fazlasını gider olarak indirmeleri ve bu yolla varsa diğer gelirlerinden indirebilecekleri gider fazlası yaratmaları yahut izleyen yıla devreden zarar oluşturmaları mümkün değildir.

KİRA SÖZLEŞMESİ

Bazı durumlarda, kirada oturulan evin kontratı yani sözleşmesi, eş adına olabilir. Kira kontratının eş adına olması halinde de, eşle birlikte oturulan konut için ödenen kira bedellerinin evlilik birliğinde müşterek bir gider olması nedeniyle, kira gelirinden indirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Ödenen kiranın, kira gelirinden indirilmesi için “gerçek gider” yönteminin seçilmiş olması gerekmektedir. Götürü gider yöntemini seçenler, kira ile oturdukları konutun kira ödemesini gider olarak indiremezler.

İŞYERİ KİRALARI

İşyeri kira geliri elde edenler ise ödedikleri konut ya da işyeri kirasını, tahsil ettikleri kira gelirinden düşemezler.

Diğer yandan, evini kiraya verip konut kiralayanlar kira ödemelerini, kiraya verdikleri muhtelif yerler varsa, elde ettikleri toplam kira gelirlerinden değil, sadece konut olarak kiraya verdikleri yerlerden elde ettikleri kira gelirlerinden düşebilirler. Bu giderleştirme olanağı, sahibi oldukları gayrimenkullerini konut olarak kiraya verenlere tanınmıştır. Bu nedenle kiracının sıfatı önemli olmayıp, kullanım şekli önemlidir. Kiracı, bir ticari işletme veya şirket olabilir. Kiracı, kira ödemesini stopajlı olarak da yapabilir. Bu nedenle sahibi oldukları dairelerini, örneğin bir anonim şirkete kiraya vererek kirada oturanlar da anonim şirketin bu daireyi personeline lojman olarak kullandırması halinde, aldıkları kiradan kendi konutları için ödedikleri kirayı gider olarak düşebilirler (Dn. 3. D.’nin, 09.10.1986 tarih ve E. 1986/1208, K. 1986/1965 sayılı Kararı).
Ayrıca dar mükellef kapsamında olmaksızın, çalıştığı kurum adına yurtdışında görevlendirilenlerin, yurt dışında oturdukları konut için ödedikleri kira tutarının da Türkiye’de elde ettikleri konut kira gelirinden indirmeleri de mümkün. Çünkü Gelir Vergisi Kanunu’nun 74/10. maddesinde, ödenen kiranın yurt içinde veya yurt dışında ödenmiş olmasına ilişkin bir ayrım yok.

İNDİRİLECEK GİDERLER

Sahibi bulunduğu konutu kiraya verip, kendisi kirada oturanlar;

1) Kiraya verilen konut için kredi kullanılmışsa, kredi faizlerini,
2) Konut olarak kiraya verilen konutun, iktisap (edinme) yılından itibaren 5 yıl süre ile iktisap bedelinin yüzde 5’ini,
3) Kiraya verilen konutla ilgili onarım giderlerini,
4) Kiraya verilen konutla ilgili emlak vergisini,
5) Kiraya verilen konutla ilgili amortismanları,
6) Kendileri kirada oturuyorlarsa, ödedikleri kira tutarını,
gider olarak kira gelirinden indirebilirler.
Bunları düşünce, ortada vergiye tabi bir gelir kalmazsa dahi yine beyanname verilir ama vergi ödenmez.

BEYANNAME VERİLMESİ
Konut kira geliri elde edenler, elde ettikleri yıllık konut kirasının 2.600 TL’yi aşması halinde, ikametgahlarının bağlı bulunduğu vergi dairesine, beyanname vermek zorundalar.
Buna göre örneğin, 2010 yılı kira gelirlerinin, 1-25 Mart 2011 tarihinde verilmesi gerekiyor.
Hesaplanan vergiler, Mart ve Temmuz aylarında, iki eşit taksitte ödenir.
Beyanname verilirken; kira sözleşmeleri, bankaya yatırılan kiraların makbuzları vs. nin de vergi dairesine verilmesi gerekmiyor. Ancak bu belgelerin 5 yıl süre ile saklanması ve istendiğinde, vergi denetim elemanına ibraz edilmesi gerekir.

Hürriyet Emlak/Şükrü Kızılot


Geri Dön