Koronavirüs salgını prefabrik modüler çelik binalara talebi artırdı!
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını prefabrik modüler çelik binalara talebi artırdı...
Tüm dünyadaki dengeleri değiştiren koronavirüs salgını ile beraber prefabrik modüler yapılara olan ilgi artarken, söz konusu yapılar da sektörün gözdesi oldu.
Dorçe Prefabrik Yapı ve İnşaat tarafından yapılan açıklamaya göre, prefabrik modüler çelik yapılara yönelik yaklaşımlar ve algı değişiyor.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre, tüm dünyada oldukça hızlı bir biçimde yayılan ve çok kısa bir zamanda tüm hayatı etkileyen koronavirüs salgını, birçok sektörde olduğu gibi müteahhitlik alanında da bazı şeyleri değiştirdi. Sektörel olarak masaya yatırıldığında uzun senelerden beri trend olan ve dünyanın pek çok bölgesinde yaygın olarak tercih edilen prefabrik modüler yapılar, salgın süreci ile inşaat sektörünün de gözdesi oldu.
Geçmişte, prefabrik modüler çelik yapılar denince akla, tek ya da çift katlı portatif (taşınabilen) kabinler, şantiyelerde işçi yaşam alanları şeklinde kullanılan tek tip konteynerler, deprem, kitlesel yer değiştirme hareketleri gibi doğal afetler ve acil durumlar sonrasında kurulup anlık ihtiyaçları karşılayan basit donanımlı yapılar, panel sistemli özel mülk şeklinde dizayn edilen villalar gelirken, artık daha donanımlı ve kapsamlı yapılar ön-üretimli modüler yapı sistemleri öne çıktı.
- Geleneksel inşaat tekniklerinin aksine ön-üretimli modüler yapı sistemleri tercih ediliyor
Gelenekselleşmiş inşaat tekniklerinin yerine, hazır yapı elemanlarının sahada hızlı montajı, çevre dostu ve dönüştürülebilir binalar olması, maliyet kontrollerinin yapılabilmesi, zamandan tasarruf edilebilmesi, ham maddeye ulaşımın güç olduğu zorlu coğrafyalarda geleneksel inşaat metotlarının iş gücü maliyetini artırması, gelişmiş ülkelerdeki iş gücü maliyetlerinin yüksek olması gibi nedenlerden dolayı prefabrik (ön-üretimli) modüler yapı sistemlerine olan ilgi de her geçen gün artmaya devam ediyor.
Son zamanların gözdesi olan prefabrik yapı sistemlerinin önemi ve global pazardaki bilinirliliği, ilerleyen teknoloji ve gelişen üretim sistemleriyle beraber hızlı bir biçimde artıyor. Prefabrik yapı sistemlerinin tercih edildiği durumlar masaya yatırıldığında ise; deprem ve afet bölgeleri, çok hızlı olarak hayata geçirilecek olan projeler, eş zamanlı biçimlerde farklı lokasyonlarda yapılan projeler veya malzemenin olmadığı imkansızlıkların olduğu alanlardaki kapsamlı organizasyon gerektiren projeler ön plana çıkıyor. Yaşanan bu durum için, konutlar, okullar, hastaneler, sahra hastaneleri, karakollar, askeri kamplar - üsler, uçak - helikopter hangarları, mühimmat depoları, poligonlar ve eğitim merkezleri örnek olabiliryor.
- Dorçe, uluslararası tüm projelerde üst yapıları Türkiye'deki fabrikasında üretip ihraç ediyor
Son zamanların yıldızı olan prefabrik modüler çelik yapılar konusunda Dorçe Prefabrik Yapı ve İnşaat A.Ş Türkiye'nin global ölçekte bilinen bir markası olarak ön plana çıkıyor. Yüksek üretim kapasitesi, hızlı tedarik süreçleri ve lojistik-montaj kabiliyetleri ile dünyanın her noktasında ortaya çıkacak olan ihtiyaçlara göre üretim sağlanıyor. Bugün itibariyle geldiği noktada Dorçe, yerel ve uluslararası kalite standartlarına uygun fabrikasıyla, prefabrik modüler yapı konusunda Avrupa'nın en büyük üreticisi konumunda bulunuyor. Dorçe, uluslararası tüm projelerde kullanılan üst yapıları Türkiye'deki fabrikasında üretip ihraç ediyor. Kurulduğu tarihten bu yana toplamda 60'dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştren ve toplam 15 ayrı ülkede şirketleri bulunan firmanın, salgın döneminde dahi 6 ülkeye ihracat faaliyetleri sürüyor.
Yatırımlarına son sürat devam eden Dorçe, Venezuela'da hastane projeleri, Malezya'da işçi kampları ve Avustralya'da konut projeleri gibi faaliyetlerin dışında Afrika, CIS (Commonwealth of Independent States) ve Sibirya'da dünyanın en büyük petrol, gaz, maden ve yenilenebilir enerji firmalarına, sivil toplum örgütlerine ve kamu kurumlarına yönelik olarak çeşitli projeleri başarılı bir şekilde tamamlayan global bir şirket. Dorçe, Abu Dabi'de toplam olarak 42 bin kişi kapasiteli işçi yaşam şehirleri, Türkiye-Suriye sınırında toplamda 100 bin kişilik mülteci tesisleri, Sibirya'da toplamda 20 bin kişilik gaz işleme tesisinin işçi kampı gibi büyük boyutlu ve yüksek üretim kapasitesi gerektiren projelerle öne çıkıyor.
