30 / 09 / 2024

La Residencia Mallorca iki malikaneden oluşuyor!

La Residencia Mallorca iki malikaneden oluşuyor!

çılgın eğlencenin gölgesinde kalan güzeller güzeli Mallorca'nın tadı bu ay çıkar. Sonbaharı tüm görkemiyle yaşayan adanın en iyi oteli La Residencia ise bu keşfi lüksle buluşturuyor




MALLORCA DENDİĞİNDE Akla ilk gelenler 'deniz, güneş, kum' üçlemesi ve sabaha dek süren 'beach party'ler oluyor ki bu da son derece doğal. Zira İspanya'ya bağlı Balearia Adaları'nın en büyüğü Mallorca, 550 kilometrelik sahil şeridine ve dünyanın dört bir yanından turistin akın ettiği 40'ın üzerinde popüler plaja sahip. Yine de Akdeniz'in ortasındaki bu adayı sadece eğlenceli bir yaz destinasyonu olarak görmek haksızlık. Dağların eteklerine serpiştirilmiş gibi duran irili ufaklı kasabaları, nefes kesici manzaraya sahip taş villaları, oryantal etkilerin hissedildiği Akdeniz mutfağı servis eden iki bin 500'ün üzerinde restoranı ve kış aylarında dahi yüzünü esirgemeyen güneş sayesinde yumuşak iklimiyle Mallorca çok daha fazlasına sahip. Sırtını, adanın kuzeybatı sahili boyunca uzanan Serra de Tramuntana sıradağlarına dayayıp, yüzünü uçsuz bucaksız turkuaz sulara dönen La Residencia Hotel'in elegan atmosferi ve yalın lüks anlayışı ise bahsi geçen 'öteki Mallorca'yi keşfetmek için bire bir.

La Residencia Hotel, besteci Frederic Chopin ve İngiliz yazar Robert Graves'in başını çektiği pek çok sanatçıya ev sahipliği yapmış Deia kasabasında bulunuyor. Gerçi buraya 'otel' demek çok da doğru değil zira La Residencia, 120 dönümlük yeşil bir arazinin ortasında, taş duvarları, ahşap panjurlu yüksek pencereleriyle dikkat çeken 16'ncı ve 17'nci yüzyıl tarihli iki malikaneden oluşuyor. Ama binaları boş verin, buraya gelir gelmez kendinizi bahçeye atın. Neredeyse bin yıllık zeytinliklerin, narenciye ve badem ağaçlarının gölgesinde kendinize kuytu bir köşe bulun; aromatik baharatların rayihası ve kuş sesleri eşliğinde rüyalara daim... Emin olun kimse gelip sizi rahatsız etmeyecek zira buradaki lüks anlayışı başınızda nöbet tutan hizmetlilerden geçmiyor. 'Asıl lüks zamansızlıktır' mottosunu benimseyen La Residencia'da amaç, 24 saatin yetmediği metropol stresini bertaraf edip 'hayattan mola' almanızı sağlamak.

La Residencia'da natürel tonlarda dekore edilmiş 36 oda ve 31 süit bulunuyor. Otel, tarihi malikanelerin mimarisine el sürülmeden modernize edildiği için hiçbir oda birbirine benzemiyor ve dolayısıyla 'ev' hissini de koruyor. Dağ manzaralı odalar, havuza nazır süitler, özel teras veya balkonu olanlar ya da bitkilerin bakımıyla ilgili el kitapçıklarının verildiği botanik bahçeli süitler arasından yapıyorsunuz tercihinizi. Bunlara ek olarak La Residencia'da müstakil bir villa kiralamak da mümkün. Ana binaya birkaç dakikalık yürüyüş mesafesindeki üç katlı villa, şöminesi, ısıtmalı havuzu ve bahçedeki barbeküsüyle kalabalık aileler veya arkadaş grupları için ideal. Odalarda ve otel koridorlarında göreceğiniz tabloların tümünün orijinal olduğunu da belirtelim zira La Residencia hayli geniş bir sanat koleksiyonuna sahip. Ağırlıklı olarak çağdaş Mallorcalı sanatçılardan oluşan koleksiyonda Velasquez, Caravaggio veya Titian gibi ustaların eserleri de bulunuyor ve tabii ki bunlar odalarda değil otelin Tafona Sanat Galerisi'nde sergileniyor. Galerinin küratörü Cecile Sheridan her yıl en az 15 sergi düzenleyerek fotoğraftan seramiğe kadar her disiplinden gelen çağdaş eserlere spot tuttuklarını belirtiyor.

Akşamüstü çayı veya yemek öncesi kokteylinizi alabileceğiniz Son Moragues Teras Bar, Akdeniz manzarasına nazır uzun soluklu kahvaltılar için Son Fony restoranın yanı sıra otelin asıl gurme durağı 'El Olivio-Zeytin' restoran. Üstüste dokuz yıl şarap ve şarap kültürü dergisi 'Wine Spectator' tarafından ödüllendirilen ve Conde Nast'ın 'Gold' listesinde yer alan restorandan içeri gir-diğinizde sizi 16'ncı yüzyıldan kalma, zeytin ezmeye yarayan devasa bir değirmen taşı ve mum ışığıyla aydınlatılmış masalar karşılıyor. Otel misafirlerini ev konforundan uzaklaştıran tek mekan burası demek yanlış olmaz zira restoranda 'black dress' olmasa da 'smart casual' kıyafet zorunlu. El Olivio'nun ödüllerinin arkasındaki isim ise mutfağa 12 yaşında giren, İspanya dördüncülüğü ve Baleria Adaları şampiyonu unvanlarını elinde bulunduran şžef Guillermo Mendez. Yengeçli kavun salatası; ıstakozlu rezene çorbası; trüf ve keçi peynirli ıspanak yatağında levrek; baharatlı ve ananaslı ördek; vanilya reçellli foie gras; narenciye şerbetli ve badem bisküvili kakaolu sorbet Mendez'in tadım mönüsünden ilk göze çarpanlar. Yedi farldı tabaktan oluşan ve her biriyle eşleştirilmiş şarapların da dahil olduğu şžef Masası' mönüsünü denemek isterseniz kişi başı 163 euro'luk fatura ödemeniz gerekiyor. Restoran aynı zamanda vejetaryen lezzetleriyle de nam salmış durumda. Lavanta sirkeli sakızkabağı carpaccÜ®o; Hindistan cevizi köpüklü balkabağı ve portakal çorbası; trüflü buğday risotto Guillermo   Mendez'in hayal gücünün ürünleri. Bu arada belirtmeden geçmeyelim yıl içerisinde çeşitli gastronomi etkinlikleri düzenlenen otelde 19 Kasım'da şef Mendez özel bir siyah trüf mönüsü servis edecek.

La Residiencia'nın doğanın ortasındaki konumu ve atmosferi hayli dinlendirici ama bunu hızlandırmak için otelin spa mönüsünden de yardım alınabilir. Öyle afili isimlerden oluşan uzun bir masaj listesi beklemeyin; profesyonel yedi terapistin öngörüşme sonrasında kişiye özel yazdığı programlarda renk ve ışık terapisi, bioritim düzenleyici, aromaterapi gibi Doğu ve Batı sentezi alternatif uygulamalar bulunuyor. Bölgenin verimli topraklarında yetişen turunçgillerle yapılan 'Citrus Siesta' masajı ve pozitif enerji vermesi için çakralara elmas yerleştirip, elmas tozlu bakım ürünlerinin kullanıldığı 'Diamond' uygulamasını denemenizi tavsiye ederiz.

Jakuzi, buhar odası, sauna, kapalı havuz derken spa'daki tatlı rehavetten kurtulup dışarı çıkmayı başarabilirseniz özel eğitmenlerle dağ tımanışı, bisiklet turu ya da tenis maçları gibi sportif aktivitelere de katılabilirsiniz. Bir Harley Davidson kiralayıp yakın kasabaları keşfetmek, yerel şarap üreticilerini gezmek, nevaleyi eşeğin sırtındaki heybelere yükleyip dağın eteğinde pikniğe çıkmak ya da helikopterle adayı kuşbaşı seyretmek de diğer alternatifler arasında. Palma de Mallorca Uluslararası Havaalanı'na 40 dakika mesafedeki otelde konaklamanın bedeli standart odalar için 255 euro'dan başlıyor ve bu rakam süitlerde bin 320 euro'ya kadar çıkıyor. Müstakil villanın üc reti içinse otel yönetimiyle iletişime geçmeniz gerek. Buraya yapacağınız ziyaret için elinizi çabuk tutmanızda fayda var zira Mallorca'nm en önemli gurme festivallerinden kabul edilen Zeytin Festivali 13 - 14 Kasım'da kutlanıyor. La Residencia Hotel'e yarım saat uzaklıktaki Caimari kasabası festivalin merkezi kabul ediliyor. Tüm sokaklar zeytin dallarıyla süsleniyor ve kasaba merkezindeki büyük değirmen taşma eşekler bağlanarak geleneksel zeytin presleme metodu canlandırılıyor. çevreye kurulan pazarlarda ise yerel üreticilerin zeytinyağları, doğal sabunlar, güzellik ürünleri, elişi ahşap objeler, bölgeye has badem ve incir satılıyor. Henüz dumanı tüten köy ekmeğini zeytinyağına banıp yerken bir yandan da şarabınızı yudumlamak istiyorsanız bu festival kaçmaz.
Forbes


 

 


 


Geri Dön