İstanbul Sapphire, Probase World Cup'ta 44 paraşütçünün son durağı!
'Probase World Cup'ın yarın sona erecek İstanbul ayağında; 17 ayrı ülkeden, 44 paraşütçü, Avrupa'nın en yüksek binası Sapphire'den atlayacak
Redbull ekibinin paraşütçüleri Miles Daisher ve Joakim Sommer; bu tehlikeli sporu ve uçmanın hayatlarındaki yerini anlattı
JOAKIM SOMMER
YÜKSEKLİK KORKUM VAR KALBİM DELİ GİBİ ATAR!
İlk uçma deneyimini küçükken evlerinin bahçesindeki ağaçlarda asılı olan halatlar sayesinde yaşayan 25 yaşındaki Joakim Sommer; dört yıldır base jump'la uğraşıyor. Sommer; paraşüt sporunun farklı bir türü olan ve daha çok gökdelenlerden atlamaya yönelik bu sporu yapmasına, zamanında annesinin karşı çıktığını söylüyor.
Base jump'la nasıl tanıştınız?
Küçüklüğümden beri en büyük hayalimdi. Motocross yaptığım dönem biriyle tanıştım ve onun sayesinde base jump hayatıma girdi. Bu arkadaşım, beni serbest paraşüt atlayışlarına yönlendirdi. Bu deneyimler benim için o kadar keyifli geçti ki; bir süre sonra binalardan atlamaya başladım. Bu hobi hayatımda o kadar büyük yer tutmaya başladı ki; anaokulu öğretmenliğini bıraktım.
Küçükken neden doktor, mühendis ya da avukat olmanın değil de; paraşütle uçmanın hayalini kuruyordunuz?
Çocukluk kahramanlarım; Batman ve Süpermen gibi karakterlerdi. Evimizin bahçesindeki ağaçlarda asılı olan halatlarla, bir ağaçtan diğerine uçuyordum. Havada kalmak benim için çok güzeldi. Aileme de uçmak istediğimi sürekli söylüyordum.
ANNEM TEHDİT ETTİ
Aileniz bu fikrinizi nasıl karşılamıştı peki?
İlk başta annem, "Eğer böyle bir şey yaparsan, seni hayatımdan çıkarırım" dedi. Fakat bugün en büyük destekçim; annem ve babam.
Anneniz "Benim çocuğum neden diğer çocuklar gibi değil" diye düşünmüş müdür sizce?
Hiç bilmiyorum ama bu işi doğru yapabildiğimi ve hayatımı bundan kazanabildiğimi gördükten sonra, benimle gurur duyduğunu biliyorum. Üstelik yaptığım işte mutlu olduğumu gördükçe, o da mutlu oluyor. Bazen oturup bir şeyler ters giderse ne olacağını konuşuyoruz. Ama en azından benim bir hayalimin peşindeyken öldüğümü bilecek!
Uçarken hiç korku duymuyor musunuz?
Korkuyorum tabii ki! İlk başta çok fazla korkmuyordum ama bu işte ilerledikçe korkmaya başladım. Aslında birçok insan buna inanmakta güçlük çekiyor ama benim yükseklik korkum var! Binanın tepesinden aşağıya baktığım zaman, kalbim deli gibi atar. Bu durum şöyle bir şey; orada bilinmeyen bir şey var, ben o bilinmeze doğru gidiyorum ve orada kendimi buluyorum. Açıkçası o bilinmezlik, beni içine çekiyor.
ÖZEL MÖNÜMÜZ YOK
Base jump sporcularının özel bir diyeti var mıdır?
Hayır, yok! Benim de normal bir beslenme düzenim var. Tabii ki dağlardan atlayış yapacağımızda, dağa tırmanabilmemiz için özel besinler tüketiyoruz ama vücut geliştiriciler gibi özelleştirilmiş bir mönümüz yok!
Base jump dışında neler yaparsınız?
Birlikte büyüdüğümüz ama görüşemediğimiz arkadaşlarımla sık sık buluşuyorum. Sörf, kay kay ve snowboard da yapıyorum.
BİR DAKİKALIĞINA KAHRAMAN OLMAK
Paraşütle atlamayı ve uçmayı birkaç cümleyle nasıl özetlersiniz?
Benim için bir yerden atlayış yapmak; gerçekleştirilmiş bir hayal anlamına geliyor. Ben atladığım zaman kendimi mutlak bir sessizliğin içinde buluyorum. O an her şey yavaş çekime geçiyor. Birkaç cümle ile özetlemem gerekirse; uçmak bir dakikalığına süper kahraman olmaya benziyor. Mesela birçok insan "Doğaüstü bir güce sahip olmak ister misiniz?" sorusuna, "Evet, örneğin uçmayı çok isteriz" diyecektir.
SABAH