30 / 04 / 2024

Mehmet Özhaseki:''Kentsel dönüşüme biz yıllar önce başladık''!

Mehmet Özhaseki:''Kentsel dönüşüme biz yıllar önce başladık''!

Birçok il kentsel dönüşümü daha yeni tartışırken Kayseri bu soruna yıllar önce neşter vurdu. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Kayseri’yi dünya kentleriyle yarışır bir noktaya getirdiklerini belirtiyor...



Türkiye'de bu sıralar en çok tartışılan konulardan biri kentsel dönüşüm. Hatta olası bir depremde yıkılma riski taşıyan binaların yıkımına 35 ilde başlandı. Özellikle İstanbul’un birçok ilçesinde yürütülen kentsel dönüşüm projeleriyle 17 Ağustos depreminde hasar gören binaların yerine daha güvenli binaların inşası amaçlanıyor.

Birçok ilde gecekondulaşmayı önlemek ve yeni deprem yönetmeliğine uygun konut üretimini hedefleyen kentsel dönüşüm projesini Kayseri yıllar öncesinden başlatan illerimizden. Hatta Kayseri için bu dönüşümü tamamlayan il de diyebiliriz.

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, 1994 yılında göreve gelir gelmez bu konuya el attıklarını belirtiyor. Nitekim bu çalışmaların sonucunda Kayseri’de gecekondu kalmadığı gibi şehre kültür, sanat ve spor alanında birçok kalıcı eser de kazandırılmış. Mehmet Özhaseki ile bu büyük dönüşümü nasıl gerçekleştirdiklerini konuştuk...


Kayseri'de kentsel dönüşüm konusunda ciddi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz. Bu kapsamda planlanan projeler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Ülkemiz gündemine son yıllarda giren ve bugünlerde biraz daha yoğun olarak üzerinde durulan kentsel dönüşüm projelerine biz yıllar öncesinden başladık. Hiç kimsenin aklında yokken Kayseri’de başlattığımız önemli projelerle kentsel dönüşüme yön veren ve bunu başarıyla uygulayan bir belediye olduk. Bu dönüşümü 3 etap şeklinde gerçekleştirdik. Bu çalışmalardan ilki Eskişehir Bağları Mevkii’nde oluşturduğumuz 16 bin 500 konutluk gecekondu önleme bölgesi. Böylece şehrin değişik yerlerinde gelişigüzel gecekondu yapılmasının önüne geçtik. Oldukça ucuz fiyata ve taksitle arsa satışı yaptığımız bu bölgede evlerin tip projelerini de vatandaşlara yine ücretsiz verdik. Bir yandan vatandaşlar

kendi imkanlarıyla bu tip projelere göre evlerini yaparken bir yandan da biz belediye olarak altyapı çalışmalarım yürüttük. Daha sonra yeşil alanları, spor sahalarını ve diğer sosyal donatıları tamamladık. Birinci yıl evin bodrum katını ya da birinci katını yapan vatandaş evine otururken, ikinci yıl da üst katı çıkarak evini tamamladı. Böylece kendisine maddi külfet olacak bir durum oluşmazken projenin ana hedefi olan Kayseri’nin değişik yerlerinde mantar gibi gecekondu bitmesinin önüne geçmiş olduk. Yani, Kayseri gibi sürekli büyüyen ve nüfusu artan bir şehirde 1995 yılından bu yana şehirde gecekondu yapılmıyor desek yeridir. Bu proje, Dünya Bankası tarafından da örnek kentsel dönüşüm uygulaması olarak ödüle layık görüldü.


Siz göreve gelmeden önce Kayseri'de gecekondu semtleri oluşmuştu. Bunları ortadan kaldırmak için nasıl bir politika yürüttünüz?


1994 yılında göreve geldiğimizde Kayseri’de 40 kadar gecekondu mahallesi vardı. Buralara ne altyapı hizmeti götürülebiliyordu ne de sağlıklı şekilde imar hareketi sağlanabiliyordu. Bu çerçevede ilk olarak buralardaki hisseli tapuları ferdi tapuya dönüştürdük. Ardından da imar ıslah planları ile dönüşümün önünü açtık. Buralarda yaşayan insanlar, gecekonduların kendi elleriyle yıkarak arsalarını müteahhitlere teslim ettiler. Onlar arsa karşılığı modern bir ev sahibi olurken özendirilen müteahhitler de bölgede hızlı değişime ön ayak oldular. Hani büyük şehirlerde zaman zaman gördüğümüz, insanların çatılara çıkıp iş makinelerinin önüne atladığı dehşet dolu görüntüler yaşanmadan bu değişim sağlanmış oldu. Yaklaşık 15 yıldır süregelen bu uygulama sayesinde günümüzde artık neredeyse gecekondu mahallesi kalmadı diyebiliriz. Kentsel dönüşümde uyguladığımız üçüncü etap ise eski evlerin ıslahı oldu. Şehir içinde kalan eski evlerin bulunduğu mahallelerde büyük bulvarlar açarak bölgenin canlanmasını ve hareketlenmesini sağladık. 18 uygulaması ve izaleyi şüyu ile desteklediğimiz bu proje kapsamında eski evler, mülk sahipleri tarafından konut alanına ya da iş merkezlerine dönüştürülmeye başlandı. Böylece şehir merkezinde çürük diş gibi duran eski bakımsız evlerin yerine modern yapılaşmaya geçilmiş oldu. 

Çeşitli bakanlıklarla protokoller imzaladınız....

Bu kapsamdaki çalışmalarımızın başında eski stadın yerinde gerçekleştirdiğimiz dönüşümü sayabiliriz. Aşağıdan bakınca tribünlerdeki deliklerden gökyüzünün göründüğü 1960’lardan kalma bir stad, yazın sıcaktan kışın soğuktan durulmayan, yağan yağmurun içeriye aktığı bir spor salonu ile artık yosun tutmaya yüz tutmuş bir yüzme havuzunun bulunduğu, üstelik de aydınlatma ve çevre düzenlemesi namına tek bir objenin olmadığı bir mekandan şimdi insanların gün boyu girip çıktığı, ticaretin ve sosyal hayatın kalbinin attığı ışıl ışıl bir alışveriş merkezine geçiş yapıldı.


Bu nasıl oldu peki?

Büyükşehir Belediyesi olarak eski stadın ve etrafındaki 3 spor tesisinin arsasına karşılık uluslararası standartlarda 33 bin kişilik bir futbol stadı, 7 bin 200 kişilik bir spor salonu ile değişik branşlar için 8 ayrı spor tesisinin yapılmasını sağladık. Gençlik ve Spor Genel Müdürlü- ğü’yle (GSGM) yaptığımız protokol ne

ticesinde biz eski stadın yerini 100 milyon 500 bin liraya sattık. Arsayı uluslararası iş yapan büyük bir firma aldı. Stadı ve diğer spor tesislerini yıkarak yerine AVM yaptı. Biz de arsanın satışından elde ettiğimiz parayla başka bir alana Kadir Has Stadı’nı, Kongre ve Spor Merkezi’ni, olimpik yüzme havuzunu ve diğer 7 spor tesisini yaptık. Böylece Kayseri, bu protokolle hem uluslararası standartlara sahip 10 adet spor tesisi kazandı hem de şehrin merkezinde haftada bir maçın oynanmasının dışında hiçbir getirisi olmayan, atıl, bakımsız ve çirkin görünüm arz eden mekandan kurtularak başarılı bir kentsel dönüşüm hareketi gerçekleştirilmiş oldu. Üstelik bu yeni mekan inşaat aşamasından bu yana fonksiyonel durumu sayesinde şehre önemli oranda katma değer kazandırıyor. Birçok insana iş imkanı sağlamış oldu. Bu protokol sonucunda bir başka kentsel dönüşüm de Kadir Has Stadı’nın etrafında yaşandı. Kadir Has Stadı’nın etrafındaki tek katlı eski evler son zamanlarda yerini çok katlı modern binalara bırakmaya başladı. Raylı sistemin de bölgeden geçmesiyle ev ve arsaların değeri arttı.


Şehre yeni kültür merkezleri kazandırmak amacıyla da bazı çalışmalarınız var. Bu konudaki planlarınızdan bahseder misiniz?

Evet, GSGM ile yakın zamanda imzaladığımız bir başka protokolle Talas’taki Eski Amerikan Koleji’ni ve Kiçikapı’daki kiliseyi devraldık. Her iki bina da uzun yıllardır amacının dışında kullanılıyor. Bunlardan Amerikan Koleji’ni Gençlik Merkezi, Kiçikapı’daki kiliseyi de Kültür ve Sanat Merkezi yapacağız. Böylece hem bu binalar fonksiyon kazanacak hem de etrafıyla birlikte bir cazibe merkezi haline gelecek. Kayseri Kalesi’ni de kültür ve sanat merkezine dönüştürme projemiz var. Proje yarışmamız sonuçlandı, uygulama safhasına geçiyoruz. Burada çeşitli kültür sanat etkinliklerinin gerçekleştirileceği mekanların yanı sıra bir de Arkeoloji Müzesi yer alacak. Mevcut arkeoloji müzemiz çok kötü durumda. Bina hem eski hem de yetersiz. Birçok tarihi eser depolarda saklanıyor. Kale içindeki yeni müzeyi Kültür Bakanlığı’na devredeceğiz. Karşılığında da eski müze binasını alarak kentsel dönüşüm sağlayacağız. Böylece şehir yine önemli bir gelişime kapı aralayacak. Kayseri Lisesi, 100 yılı aşkın bir süredir eğitimin hizmetinde. Sakarya Savaşı esnasında son sınıf öğrencilerinin tamamı şehit olduğundan o yıl mezun veremeyen lisenin köklü bir geçmişi var. Kurtuluş Savaşı yıllarında başkentin Ankara’dan Kayseri’ye taşınması gündeme geldiğinde meclis binası olarak da düşünülmüş. İşte bu tarihi binayı Milli Mücadele Müzesi olarak tefriş edeceğiz. Ayrıca Kayseri Lisesi Turgut Özal ve Abdullah Gül gibi iki cumhurbaşkanı çıkarmış bir lise. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, malum olduğu üzere bizim gurur duyduğumuz bir hemşehrimiz. Cumhurbaşkanlığı süresince kendisine gelen tüm hediyeleri burada açılacak bir Cumhurbaşkanlığı Müzesi’nde sergileme teklifinde bulundu. Biz de gururla ve sevinçle kabul ettik. Milli Eğitim Bakanlığı’yla yapılan protokolle Kayseri Lisesi iki müzeye kucak açmış olacak. Biz de bu tarihi binaya karşılık yine okul bahçesi içerisine yeni modern derslikler yaptırıp eğitim camiasının hizmetine sunacağız.


Kayseri'de çok katlı, kule tarzı yapıların yapılması konusundaki düşünceleriniz nelerdir? Yakında kentin modern yüzüne katkı sağlayacak bu tarz yapılar görecek miyiz?

Kayseri hızla büyüyor ve gelişiyor. Hem sosyal, sportif ve kültürel açıdan hem de ekonomik anlamda çok büyük gelişmeler kaydediyor. Bu gelişmeler de yeni yapılaşmayı beraberinde getiriyor. Her kentsel dönüşüm, her yeni bina inşaat sektörüne iş kapısı açıyor. Sektöründeki canlanma da inşaat malzemecisinden boyacısına, sıhhi tesisatçısından camcısına kadar birçok alana sirayet ediyor. Yüzlerce aileye ekmek kapısı açılıyor. Bu açıdan inşaat sektöründeki gelişimi önemli buluyorum. Son yıllarda ülkemizde çok katlı kule tarzı binalar yaygınlaşmaya başladı. Bunlar şehre ayrı bin anlam katıyor ayrıca estetik olursa şehrin siluetine katkı sağlıyor. Kayseri’de de çok eski zamanlarda yapılmış, bugün artık fonksiyonunu tamamlayan, değişim ve gelişime ihtiyaç duyan bölgeler var. Bunlardan birisi Eski Sanayi Bölgesi, bir diğeri de Sahabiye Bölgesi. Her iki bölge üzerinde çalışıyoruz. İlerleyen dönemde bu iki bölgede bu tür binalar görebiliriz.

Kayseri'nin modern bir kent olması için birçok projeyi hayata geçirdiniz. Sizin için en önemli proje hangisi?

18 yıl önce göreve geldiğimizde, şehrimiz için bir hedef koyduk. Bu hedef neydi: Şehrimizi bir dünya kenti yapmak. Bu bir çırpıda söylenebilen, süslü bir söz olarak algılanabilir. Hemen hemen bütün şehirler hatta kasabalar bile kendilerine böyle bir hedef koyuyorlar. Buradan genel maksat şu: Dünyanın en gelişmiş şehirlerinin yakalamış olduğu kalkınmışlık düzeyini yakalayacağız anlamında bir temenni. Biz bu işi bir temenni olarak görmedik, bir ufuk, bir hedef olarak gördük ve buna giden yolun kilometre taşlarını titizlikle döşemeye başladık. Bunun için çeşitli adımlar attık. Bunu da temelde 3 merhalede gerçekleştirmeyi planladık. Kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenler. Bir şehrin dünya kenti olması için ayağa kalkması, yürüyor olması, koşuyor olması gerekir. Çünkü dünya kentleriyle şehrimiz arasında müthiş bir fark vardı. Biz bu gerçekten hareketle hemen yola koyulduk, dinlenmeden, usanmadan çalıştık. Çağdaş şehirleri boğan, onları hareketsiz hale koyan, gelişip serpilmesinin önünde en büyük engel olan kaçak yapılaşmayı, gecekondulaşmayı sona erdirerek ve şehre bir yön vererek bir plan, bir imarlaşma hareketine start vererek başladık. Ferdi tapuların dağıtılması, gecekondu önleme bölgesinin yapılması, kaçak yapıya kesinlikle imkan tanınmaması, eski mahalleler arasında çağdaş yollar açılması ve oralarda yeni imar alanları oluşturulması gibi bir dizi önlemler aldık. Nihayetinde gecekondulaşma sorununu çözdük.


Dünyanın gelişmiş şehirleriyle kıyasladığınızda Kayseri hangi noktada?

Şehrin hayatiyet kazanabilmesinin, beslenmesinin sağlıklı olabilmesinin temelinde su var. Suyun sağlıklı bir şekilde üretilmesi, evlere dağıtılması oradan da sağlıklı bir şekilde tabiata deşarjı gerekiyor. Bunun için tüm kuyular elden geçirildi, yeni kuyular açıldı. Şehrin ileriye dönük 50 yıllık su ihtiyacı giderilmiş oldu. Kanalizasyonsuz bir mahalle bırakılmadı. Arıtma tesisi kurarak atık suların tabiata temiz olarak salıverilmesi sağlandı. Şehrimizle ilgili sorunlardan birisi de yeşil alan eksikliğiydi. Oyun alanları, mesire alanları eksikliği vardı. Bunu gidermek için yine büyük adımlar attık. Kişi başına 2 metrekare olan yeşil alan miktarını kısa sürede 10 metrekareye çıkardık. Böylece gelişmiş dünya kentlerindeki kişi başına düşen yeşil alan miktarını yakaladık. îkinci dönemimizde gündeme aldığımız yatırımları aynı zamanda bir rüya yatırım olarak tanımlıyorum. Bunlar Kayseri’nin hava kirliliğinin kökten çözülmesi için düşünülen yatırımlardı. Örneğin Kayseri’nin yüzde 80’inde yakıt olarak şu anda doğalgaz kullanılıyor. Bunun yanında şehir içinde kalmış olan çevreyolunu şehir dışına taşıdık. Minibüs hatlarını kaldırarak, büyük şehirlerin yaşadığı en büyük sıkıntılardan birini kökten çözdük. Dünyadaki gelişmiş şehirlerin rekabetine ‘dünya şehirleri yarışıyor’ diye getirdiğimiz bir tanım var. O çerçevede baktığımızda yarışa geç de olsa geride de olsak başlamış olduk.

Bu yatırımların sosyal ve ekonomik açıdan şehre katkılarını değerlendirir misiniz?

Şehrimizi dünya şehirleriyle yarışacak bir noktaya getirmek için hedefler belirledik. Bunun adı ‘Ufuktaki Kent Kayseri Projesi’dir. Kayseri’in bu yarışta geri düşmemesi, diğer dünya şehirlerini yakalayıp onların önüne geçebilecek çeşitli adımlar atabilmesi için yeni bir vizyonun, yeni bir vitrinin oluşması gerekiyordu. Derli toplu olarak bunların ifade edilip algılanması, elimizdeki imkanların, verilerin neler olduğunun bilinmesi, buradan hareketle yeni bir startın verilmesi gerekiyordu. ‘Ufuktaki Kent Kayseri’ anlatımımızla bunu şehrimizin önüne koymuş, ufkuna sunmuş olduk. 10 ayrı başlıkta topladığımız bu vizyonun içini dolduracak gelişmeleri de sırasıyla kaydediyoruz. Sporda Kadir Has Stadı ile Kongre ve Spor Merkezi, turizmde Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi Projesi, eğitimde ‘İkinci Devlet Üniversitesi’, sağlıkta ‘Bölge Hastanesi’ somut adımlar atıp ilerleme kaydettiğimiz konular olarak karşımızda duruyor. Kadir Has Stadı’yla Kongre ve Spor Merkezi, başta Dünya Basketbol Şampiyonası olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası spor karşılaşmasına ev sahipliği yaptı. Hem ülkemizde hem de dünyada büyük ilgiyle takip edilen bu sportif etkinlikler sayesinde Kayseri’nin adı sürekli öne çıktı. Şehirde sosyal hayat canlandı ve ekonomik girdi sağlandı. Bilinçli bir program çerçevesinde şehre kazandırılan tesislerin yararlarını gördük ve görmeye devam ediyoruz.

Şehrin hayatiyet kazanabilmesinin, beslenmesinin sağlıklı olabilmesinin temelinde su var. Suyun sağlıklı bir şekilde üretilmesi, evlere dağıtılması oradan da sağlıklı bir şekilde tabiata deşarjı gerekiyor. Bunun için tüm kuyular elden geçirildi, yeni kuyular açıldı. Şehrin ileriye dönük 50 yıllık su ihtiyacı giderilmiş oldu. Kanalizasyonsuz bir mahalle bırakılmadı. Arıtma tesisi kurarak atık suların tabiata temiz olarak salıverilmesi sağlandı. Şehrimizle ilgili sorunlardan birisi de yeşil alan eksikliğiydi. Oyun alanları, mesire alanları eksikliği vardı. Bunu gidermek için yine büyük adımlar attık. Kişi başına 2 metrekare olan yeşil alan miktarını kısa sürede 10 metrekareye çıkardık. Böylece gelişmiş dünya kentlerindeki kişi başına düşen yeşil alan miktarını yakaladık, ikinci dönemimizde gündeme aldığımız yatırımları aynı zamanda bir rüya yatırım olarak tanımlıyorum. Bunlar Kayseri’nin hava kirliliğinin kökten çözülmesi için düşünülen yatırımlardı. Örneğin Kayseri’nin yüzde 80’inde yakıt olarak şu anda doğalgaz kullanılıyor. Bunun yanında şehir içinde kalmış olan çevreyolunu şehir dışına taşıdık. Minibüs hatlarını kaldırarak, büyük şehirlerin yaşadığı en büyük sıkıntılardan birini kökten çözdük. Dünyadaki gelişmiş şehirlerin rekabetine ‘dünya şehirleri yarışıyor’ diye getirdiğimiz bir tanım var. O çerçevede baktığımızda yarışa geç de olsa geride de olsak başlamış olduk.


Bu yatırımların sosyal ve ekonomik açıdan şehre katkılarını değerlendirir misiniz?

Şehrimizi dünya şehirleriyle yarışacak bir noktaya getirmek için hedefler belirledik. Bunun adı ‘Ufuktaki Kent Kayseri Projesi’dir. Kayseri’in bu yarışta geri düşmemesi, diğer dünya şehirlerini yakalayıp onların önüne geçebilecek çeşitli adımlar atabilmesi için yeni bir vizyonun, yeni bir vitrinin oluşması gerekiyor

du. Derli toplu olarak bunların ifade edilip algılanması, elimizdeki imkanların, verilerin neler olduğunun bilinmesi, buradan hareketle yeni bir startın verilmesi gerekiyordu. ‘Ufuktaki Kent Kayseri’ anlatımımızla bunu şehrimizin önüne koymuş, ufkuna sunmuş olduk. 10 ayrı başlıkta topladığımız bu vizyonun içini dolduracak gelişmeleri de sırasıyla kaydediyoruz. Sporda Kadir Has Stadı ile Kongre ve Spor Merkezi, turizmde Erci- yes Kış Sporları ve Turizm Merkezi Projesi, eğitimde ‘İkinci Devlet Üniversitesi’, sağlıkta ‘Bölge Hastanesi’ somut adımlar atıp ilerleme kaydettiğimiz konular olarak karşımızda duruyor. Kadir Has Stadı’yla Kongre ve Spor Merkezi, başta Dünya Basketbol Şampiyonası olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası spor karşılaşmasına ev sahipliği yaptı. Hem ülkemizde hem de dünyada büyük ilgiyle takip edilen bu sportif etkinlikler sayesinde Kayseri’nin adı sürekli öne çıktı. Şehirde sosyal hayat canlandı ve ekonomik girdi sağlandı. Bilinçli bir program çerçevesinde şehre kazandırılan tesislerin yararlarını gördük ve görmeye devam ediyoruz.


İş ve Yaşam


Geri Dön