23 / 12 / 2024

Mehmet Şimşek: Gayrimenkulde büyük imtiyazlar var!

Mehmet Şimşek: Gayrimenkulde büyük imtiyazlar var!

Şimşek, "Vergilendirme sistemini değiştireceğiz. Bu portföy yönetim şirketleri çerçevesinde kaynak yönetimi potansiyelini artıracak. Başta gayrimenkul olmak üzere belli alanlarda büyük imtiyazlar, istisnalar var. " dedi.



 Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, profesyonel portföy yönetim şirketlerinden beklentilerin olduğunu belirterek, "Sırtınızı Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) dayayıp yüksek ücretler, düşük performansla yolunuza devam edemezsiniz. Açık ve net olarak söylüyorum. Biz bu piyasayı yakından gözetliyoruz" dedi.


Şimşek, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) iş birliğiyle Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) tarafından düzenlenen portföy yönetimi sektörünün 100 milyar liraya ulaşması ve Türkiye ekonomisine katkılarına yönelik toplantıda yaptığı konuşmada, firmaların gelecek dönemde özkaynak ağırlıklı bir çaba içerisine girmeleri gerektiğini söyledi.


Bir devrin sonuna gelindiğini belirten Şimşek, küresel kriz sonrasında gelişmiş ülkelerin krizden çıkmak için büyük ölçekte para bastıklarını ve bu likiditenin bir kısmının gelişmekte olan ülkelere aktığını ifade etti.


Bunun hem maliyetleri aşağıya çektiğini hem de yatırımların rahat bir şekilde finansmanını sağladığını vurgulayan Şimşek, ama şimdi yeni bir döneme girildiğini belirtti.


Küresel para politikalarındaki normalleşme ile birlikte likiditenin eskisi kadar bol olmayacağına işaret eden Şimşek, "Fed'in tavrına ve oradaki gelişmelere göre sermayenin yönü zaten tersine dönmüş durumda. Önümüzdeki dönemde muhtemelen gelişmekte olan ülkelerden rezerv hariç net olarak 300 milyar doların üzerinde bir para çıkışı yaşanacak. Bırakın bol sermaye akışını, tersine bir akışla karşı karşıya olacağız" dedi.


Firmaların geçmişte olduğu gibi yabancı kaynak üzerinde bir modelle devam etmesi yerine halka açılmasını, sermaye piyasalarına gelmelerini teşvik edici ciddi adımlar attıklarını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:


"Zaten 2018 yılından itibaren bütün ülkeler arasında muhtemelen otomatik bilgi değişimi olacak. Türk vatandaşlarının, Türk şirketlerinin yurt dışındaki bütün ekonomik faaliyetlerine ve işlemlerine ilişkin veriler otomatik olarak Türkiye Maliyesi'ne aktarılacak. Bunun anlaşmaları G20 çerçevesinde oluşturuldu. Birçok ülke bu anlaşmalara taraf oluyor. Dolayısıyla sermayesini hangi saikle olursa olsun dışarıda tutmasının anlamı kalmadı. Buraya borç getirmenin de bir anlamı yok. Çünkü sermayeye güçlü destek veriyoruz. Sermayeyi koruyor ve teşvik veriyoruz. Özellikle halka açık şirketlerde bu oranları yüksek tuttuk. Çünkü şirketlerimizin halka açılmasını ve sağlıklı kaynaklarla beslenmesini istiyoruz."


- "BES'te devlet katkısı devam edecek"

Türk bankacılık sektörünün sağlam olduğunu ancak bankacılık sektöründe kredilerin mevduata oranının yüzde 120'leri aştığını kaydeden Şimşek, "Ciddi bir şekilde sistem büyümeden, kaynak artmadan kredilerin artırılmasının bir sınırı var. O nedenle sermaye piyasalarının gelişmesi kritik bir öneme sahip" dedi.


Yapısal büyümelerle potansiyel büyümeyi yükselteceklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Şimşek, sermaye piyasalarının gelişiminin sadece kurumsal alt yapının geliştirilmesi olmadığını, aslında bir bütün olarak bir kültürü gerektirdiğini dile getirdi.


Firmalar ve bireyler açısından gelecek dönemde şartların bunu zorlayacağını belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Vergilendirme sistemini değiştireceğiz. Bu portföy yönetim şirketleri çerçevesinde kaynak yönetimi potansiyelini artıracak. Başta gayrimenkul olmak üzere belli alanlarda büyük imtiyazlar, istisnalar var. Bunun düzeltilmesiyle birlikte kaynaklar profesyonel bir çerçeve içerisinde sermaye piyasalarında yönetilecek ve bu kaynaklar yatırımlara dönüşecek.


Tabi burada profesyonel portföy yönetim şirketlerinden de beklentiler var. Kamudan beklentilerinizi sıraladınız. Şimdi sırtınızı BES'e dayayıp yüksek ücretler, düşük performansla yolunuza devam edemezsiniz. Açık ve net olarak söylüyorum. Biz bu piyasayı yakından gözetliyoruz. Önümüzdeki dönemde de gerekirse düzenleme yapılır. Eğer hisse ağırlıklı ise bir endeks performansının tutturulması için aslında yöneticiye bile gerek kalmadan, pasif yönetim tarzıyla bir bilgisayar modeli bile yeterli olabiliyor. Bizim portföy yönetim şirketlerinin daha inovatif, daha verimli, daha düşük ücretlerle, daha iyi ve daha kaliteli, daha şeffaf bir şekilde hizmetler vermesi gerekiyor." 


Mehmet Şimşek, BES'in büyük bir başarı hikayesi olduğunu ve bunun devam edeceğini vurguladı.


Bir takım önerilerin ve ülke modellerinin olduğunu belirten Şimşek, bunlar üzerinde çalışmaların yapıldığını kaydetti.


BES'te yüzde 25'lik devlet katkısının bütçede çok önemli bir kaleme ulaşmaya başladığına dikkati çeken Şimşek, "Belki 2016 yılında 3-3,5 milyar liralık ilave bir yük demek. Bu birçok bakanlığın bütçesinden kat kat daha yüksek bir rakama tekabül ediyor. Beklentilerin o çerçevede oluşturulması lazım" dedi.


Şimşek, ayrıca söz konusu devlet katkısının devam ettirileceğini belirtti.


 - "Bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruyacağız"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, gelecek dönemde finansal okur yazarlığın, çok ön planda bir proje olarak tutulmasının önemine işaret ederek, SPK'nın, Borsa İstanbul'un ve diğer bütün paydaşların bu konuda ilave çaba göstermesi gerektiğini söyledi.


Finansal okur yazarlık arttıkça, ülkenin sorunlarının da azalacağını aktaran Şimşek, "Ama daha önemlisi de gerçekten fon yönetiminde bence çok daha büyük bir potansiyel kaynak üretme imkanımız olur" diye konuştu.


Şimşek, gelecek dönemde reformların güçlü bir şekilde yapılacağını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Yol haritası yakında açıklanacak. Türkiye'nin aslında temelleri sağlam. Kırılganlığına ilişkin bazı noktalara tabii ki biz zaten müdahale ediyoruz. Önümüzdeki dönem inanıyorum ki Türkiye'nin bu reformlarla birlikte tekrar yüksek büyüme patikasına oturması ve temellerinin sağlamlaşmasıyla birlikte not artırımının gündeme gelmesi, vadelerin uzamasına ve sermaye piyasasının sadece fon yönetim boyutuyla değil, aynı zamanda aslında devletin kaynak ihtiyacının azalmasıyla özel sektöre çok daha büyük alan açılması söz konusu olacak. 


Özel sektör tahvillerinin ve diğer bütün enstrümanlarının, çok daha güçlü bir şekilde sermaye piyasasında yer bulacağı bir döneme girmeyi biz ümit ediyoruz. Bunların hepsinin başında düşük tek haneli enflasyon, daha düşük cari açık ve daha yüksek büyüme ki bunların hepsi birbiriyle ilişkilidir ama bunların da ana girdisi sermaye piyasalarının daha da gelişmesi, derinleşmesidir. Tek boyutlu olarak değil. Bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruyacağız. Bu bizim için çok önemlidir ama sermaye piyasasının geliştirilmesi apayrı bir alandır. Sadece bankacılık sektörüne dayalı bir finans sektörü değil, tam aksine bankacılık sektörüne alternatif sermaye piyasası gelişim sürecini inşallah hep birlikte öngörüyoruz ve başaracağız."

 


AA


Haber Milliyet Gazetesi'nde şöyle yer aldı;


Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, profesyonel portföy yönetim şirketlerinden beklentilerin olduğunu belirterek, “Sırtınızı Bireysel emeklilik Sistemi’ne (BES) dayayıp yüksek ücretler, düşük performansla yolunuza devam edemezsiniz. Açık ve net olarak söylüyorum. Biz bu piyasayı yakından gözetliyoruz” dedi.



Şimşek, küresel kriz sonrasında gelişmiş ülkelerin krizden çıkmak için büyük ölçekte para bastıklarını ve bu likiditenin bir kısmının gelişmekte olan ülkelere aktığını söyledi.


Küresel para politikalarındaki normalleşme ile birlikte likiditenin eskisi kadar bol olmayacağına işaret eden Mehmet Şimşek, “Fed’in tavrına ve oradaki gelişmelere göre sermayenin yönü zaten tersine dönmüş durumda. Önümüzdeki dönemde muhtemelen gelişmekte olan ülkelerden rezerv hariç net olarak 300 milyar doların üzerinde bir para çıkışı yaşanacak. Bırakın bol sermaye akışını, tersine bir akışla karşı karşıya olacağız” dedi.


‘Şirketler halka açılsın’


Firmaların geçmişte olduğu gibi yabancı kaynak üzerinde bir modelle devam etmesi yerine halka açılmasını, sermaye piyasalarına gelmelerini teşvik edici ciddi adımlar attıklarını anlatan Şimşek, şöyle konuştu:


“Zaten 2018 yılından itibaren bütün ülkeler arasında muhtemelen  otomatik bilgi değişimi olacak. Türk vatandaşlarının, Türk şirketlerinin yurt dışındaki bütün ekonomik faaliyetlerine ve işlemlerine ilişkin veriler otomatik olarak Türkiye Maliyesi’ne aktarılacak. Sermayesini  hangi saikle olursa olsun dışarıda tutmasının anlamı kalmadı. Buraya borç getirmenin de bir anlamı yok. Sermayeye güçlü destek veriyoruz. Özellikle halka açık şirketlerde bu oranları yüksek tuttuk. Şirketlerimizin halka açılmasını ve sağlıklı kaynaklarla beslenmesini istiyoruz.”


Gayrimenkulde istisna kalkacak


Türk bankacılık sektörünün sağlam olduğunu ancak bankacılık sektöründe kredilerin mevduata oranının yüzde 120’leri aştığını kaydeden Şimşek, “Ciddi bir şekilde sistem büyümeden, kaynak artmadan kredilerin artırılmasının bir sınırı var. O nedenle sermaye piyasalarının gelişmesi kritik bir öneme sahip” dedi.


Firmalar ve bireyler açısından gelecek dönemde şartların bunu zorlayacağını belirten Şimşek, şunları söyledi:


“Vergilendirme sistemini değiştireceğiz. Bu portföy yönetim şirketleri çerçevesinde kaynak yönetimi potansiyelini artıracak.


Başta gayrimenkul olmak üzere belli alanlarda büyük imtiyazlar, istisnalar var. Bunun düzeltilmesiyle birlikte kaynaklar profesyonel bir çerçeve içerisinde sermaye piyasalarında yönetilecek ve bu kaynaklar yatırımlara dönüşecek.”


Bankacılık korunacak


Başbakan Yardımcısı Şimşek, gelecek dönemde finansal okur yazarlığın, çok ön planda bir proje olarak tutulmasının önemine işaret ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

“Özel sektör tahville-rinin ve diğer bütün enstrümanlarının, çok daha güçlü bir şekilde sermaye piyasasında yer bulacağı bir döneme girmeyi biz ümit ediyoruz. Bunların hepsinin başında düşük tek haneli enflasyon, daha düşük cari açık ve daha yüksek büyüme ki bunların hepsi birbiriyle ilişkilidir ama bunların da ana girdisi sermaye piyasalarının daha da gelişmesi, derinleşmesidir. Tek boyutlu olarak değil. Bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruyacağız. Bu bizim için çok önemlidir ama sermaye piyasasının geliştirilmesi apayrı bir alandır. Sadece bankacılık sektörüne dayalı bir finans sektörü değil, tam aksine bankacılık sektörüne alternatif sermaye piyasası gelişim sürecini inşallah hep birlikte öngörüyoruz ve başaracağız.” 


BES katkısı sürecek

BES’in büyük bir başarı hikayesi olduğunu belirten Şimşek, bir takım çalışmalar yapıldığını da kaydetti.


BES’te % 25’lik devlet katkısının bütçede çok önemli bir kaleme ulaşmaya başladığına dikkati çeken Şimşek, “Belki 2016’da 3-3.5 milyar liralık ilave bir yük demek. Bu birçok bakanlığın bütçesinden kat kat daha yüksek bir rakama tekabül ediyor. Beklentilerin o çerçevede oluşturulması lazım” dedi.


Şimşek, devlet katkısının devam ettirileceğini belirtti.


Milliyet


Haber Habertürk Gazetesi'nde şöyle yer aldı;


Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, BES'te ücreti yüksek, getiriyi düşük buldu. Portföy yöneticilerini “Sırtınızı BES’e dayadınız” diye eleştiren Şimşek, gayrimenkulü örnek gösterip “Getirilerinizi artırın” dedi


Türkiye’deki portföy yönetimi sektörünün büyüklüğü 100 milyar lira eşiğini aştı. Konuyla ilgili Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) işbirliğiyle düzenlenen ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in de katıldığı konferansta sektör temsilcileri ekonomi yönetiminden beklentilerini de dile getirdiler. Ardından kürsüye çıkan Şimşek’in sektöre yönelik bazı tespitleri ise salonda ‘buz’ gibi bir hava estirdi. Şimşek’in, sektör temsilcilerine “BES’e sırtınızı dayamayın. 2016’da bütçedeki yükü 3-3.5 milyar lirayı bulacak” sözleri bir anda ‘BES’e devlet katkısı kalkıyor’ algısı yarattı. Ancak toplantı sonrasında Şimşek, sözlerine gayrimenkul sektöründeki getirilerden örnek vererek, “Bu rakamlar yetersiz” diye açıklık getirdi.


"YAKINDAN GÖZETLİYORUZ"

Burada Şimşek’in tam cümlelerine yer vermekte yarar var. Şimşek konuşmasında, portföy yönetim şirketlerinden de beklentiler olduğunu belirterek “Kamudan beklentilerinizi açıkladınız. Ancak sırtınızı BES’e dayayıp yüksek ücretler, düşük performansla yolunuza devam edemezsiniz. Açık ve net olarak söylüyorum. Biz bu piyasayı yakından gözetliyoruz. Önümüzdeki dönemde de gerekirse düzenleme yapılır” ifadesini kullandı. Şimşek, portföy yönetim şirketlerinin daha inovatif, daha verimli, daha düşük ücretlerle, daha iyi ve daha kaliteli, daha şeffaf bir şekilde hizmetler vermesi gerektiğini kaydetti. Başbakan Yardımcısı Şimşek, BES’e sağlanan yüzde 25’lik devlet desteğinin bütçede çok önemli bir kaleme ulaşmaya başladığına dikkat çekerek, bu desteğin 2016 yılında 3-3.5 milyar liraya ulaşacak ilave bir yük anlamına geldiğinin de altını çizdi.


MESAJ NET: GETİRİLERİ ARTIRIN

Özetle, Başbakan Yardımcısı Şimşek, konuşmasında sektör temsilcilerine net bir şekilde “Ücretleri düşürün, getirileri artırın” mesajı verdi. Ancak her ne kadar Şimşek’in mesajı gayet net olsa da, salondaki sektör temsilcileri arasında ‘BES’e devlet katkısı 2016’da sona mı eriyor’ homurtuları yükseldi. Toplantı sonrasında gazetecilerin bu yöndeki sorularına Şimşek, “Benim konuşmamda öyle bir anlam yok” diyerek bu kapıyı kapattı. Şimşek aracına binerken kendisini uğurlayan Habertürk’ün de orada bulunduğu sırada sektör temsilcilerine, “Getirilerinizi artırmanız gerekiyor. Gayrimenkul kadar kazandırın ki , insanlar paralarını gelip BES’e yatırmalı” diye net bir örnek de verdi.


"BUNU BİLGİSAYAR BİLE GETİRİR"

Şimşek, getirileri eleştirirken “Hisse ağırlıklı ise bir endeks performansının tutturulması için aslında yöneticiye bile gerek kalmadan, pasif yönetim tarzıyla bir bilgisayar modeli bile yeterli” yorumunda bulundu.


TWITTER’DAN ‘DEVAM EDECEK’ MESAJI

BES’e devlet katkısı sona mı eriyor haberleri üzerine Şimşek sosyal medya hesabından “BES’e Hazine desteği devam edecek. Ama yüksek ücret ve düşük performans, sektörün gelişmesini sınırlıyor” diye yazdı.


"MERKEZ BANKASI’NIN ELI GÜÇLÜ OLMALI"

Cari açığı yüzde 3 ve altına çekme çabası içinde olacaklarını kaydeden Şimşek ayrıca, Türkiye’nin ikiz açık sorunuyla karşı karşıya kalmaması için de mali disiplini devam ettireceklerini ifade etti. Merkez Bankası’nın elinin güçlü olması gerektiğini de kaydeden Şimşek, “Maliye politikasındaki bu güçlü duruş devam ederse para politikasında bir miktar alan açılıyor ve Merkez Bankamızın enflasyonla mücadelede eli güçlendirilmiş oluyor. Bu konuda da hassasız” dedi. Şimşek enflasyonu düşük tek haneye çekmek ve bunu yapısal reformla gerçekleştirme çabası içinde olacaklarını da belirtti.


"İMAR RANTLARININ VERGİLENDİRİLMESİ ÖNEMLİ ADIMLARDAN"

Türk bankacılık sektörünün sağlam olduğunu ancak bankacılık kredilerinin mevduata oranının yüzde 120’leri aştığına dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Şimşek, sermaye piyasalarının gelişiminin bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini söyledi.


Şimşek, “Vergilendirme sistemini değiştireceğiz. Bu portföy yönetim şirketleri çerçevesinde kaynak yönetimi potansiyelini artıracak. Başta gayrimenkul olmak üzere belli alanlarda büyük imtiyazlar, istisnalar var. Bunun düzeltilmesiyle birlikte kaynaklar profesyonel bir çerçeve içerisinde sermaye piyasalarında yönetilecek ve bu kaynaklar yatırımlara dönüşecek” dedi. Şimşek ayrıca, Türkiye’deki hanehalkının varlıklarının önemli bir kısmının arzuladıkları kanallarda yönetilmediğini veya verimli alanlarda bulunmadığını kaydederek, “O nedenle önümüzdeki dönemde imar rantlarının vergilendirilmesi, şehir rantlarının vergilendirilmesi çok çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda da bir reform hem gelir vergisi reformu çerçevesinde hem de şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele çerçevesinde atacağımız adımlardan bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Habertürk


Haber Hürriyet Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı;


BAŞBAKAN Yardımcısı Mehmet Şimşek, portföy yönetim şirketlerini yüksek ücret ve düşük performans konusunda uyararak, “Sırtınızı Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) dayayıp yüksek ücretler ve düşük performansla yolunuza devam edemezsiniz. Açık ve net olarak söylüyorum. Biz bu piyasayı yakından gözetliyoruz. Önümüzdeki dönemde de gerekirse düzenleme yapılır” dedi. Şimşek’in bu sözlerin ardından “BES’te yüzde 25’lik devlet katkısı bütçede çok önemli bir kaleme ulaşmaya başladı. Belki 2016 yılında 3-3.5 milyar liralık ilave bir yük demek. Bu birçok bakanlığın bütçesinden kat kat daha yüksek bir rakama tekabül ediyor” demesi, akıllara ‘BES’teki yüzde 25’lik devlet desteği uygulamasına son mu verilecek?’ sorusunu getirdi. Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) konuşmasının ardından konuyla ilgili sorulara, BES’teki devlet desteğinin süreceği cevapını veren Şimşek ayrıca Twitter hesabı üzerinden de, devlet katkısının süreceğine ilişkin açıklama yaptı. Şimşek geçen yıl da BES’teki devlet katkısına yönelik bütçeye getirdiği ek yükten söz etmiş, daha sonra sorular üzerine katkının devam edeceğini belirtmişti. 


VERGİLENDİRME DEĞİŞECEK

TKYD’nin Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) işbirliğiyle, portföy yönetimi sektörünün 100 milyar liraya ulaşması vesilesiyle düzenlenen toplantıda konuşan Şimşek, portföy yönetim firmalarının gelecek dönemde özkaynak ağırlıklı bir çaba içerisine girmeleri gerektiğini vurguladı. Vergilendirme sistemini değiştireceklerini ve bunun portföy yönetim şirketleri çerçevesinde kaynak yönetimi potansiyelini artıracağını söyleyen Şimşek, “Başta gayrimenkul olmak üzere belli alanlarda büyük imtiyazlar, istisnalar var. Bunun düzeltilmesiyle birlikte kaynaklar profesyonel bir çerçeve içerisinde sermaye piyasalarında yönetilecek ve bu kaynaklar yatırımlara dönüşecek” diye konuştu. 


DAHA İNOVATİF OLMALI

Bu noktada profesyonel portföy yönetim şirketlerinden de beklentiler olduğunu kaydeden Şimşek şöyle devam etti: “BES’teki portföy eğer hisse ağırlıklı ise bir endeks performansının tutturulması için aslında yöneticiye bile gerek kalmadan, pasif yönetim tarzıyla bir bilgisayar modeli bile yeterli olabiliyor. Bizim portföy yönetim şirketlerinin daha inovatif, daha verimli, daha düşük ücretlerle, daha iyi ve daha kaliteli, daha şeffaf bir şekilde hizmetler 

vermesi gerekiyor.” 

Şimşek, BES’in büyük bir başarı hikayesi olduğunu ve bunun devam edeceğini vurguladı. Bir takım önerilerin ve ülke modellerinin olduğunu belirten Şimşek, bunlar üzerinde çalışmaların yapıldığını kaydetti.


SERMAYEYİ DIŞARIDA TUTMANIN ANLAMI YOK

FİRMALARIN geçmişte olduğu gibi yabancı kaynak üzerinde bir modelle devam etmesi yerine halka açılmasını, sermaye piyasalarına gelmelerini teşvik edici ciddi adımlar attıklarını anlatan Mehmet Şimşek, şöyle devam etti: “Zaten 2018 yılından itibaren bütün ülkeler arasında muhtemelen otomatik bilgi değişimi olacak. Türk vatandaşlarının, Türk şirketlerinin yurtdışındaki bütün ekonomik faaliyetlerine ve işlemlerine ilişkin veriler otomatik olarak Türkiye Maliyesi’ne aktarılacak. Bunun anlaşmaları G20 çerçevesinde oluşturuldu. Birçok ülke bu anlaşmalara taraf oluyor. Dolayısıyla sermayesini hangi saikle olursa olsun dışarıda tutmasının anlamı kalmadı. Buraya borç getirmenin de bir anlamı yok. Çünkü sermayeye güçlü destek veriyoruz. Sermayeyi koruyor ve teşvik veriyoruz.”



Hürriyet


Geri Dön