Mimari projeler Bursa'ya değer katıyor mu?
Yeni Dönem Gazetesi'nin yazarlarından H. Gül Kolaylı bugünkü yazısında Bursa'da yapılan mimari projelerin kente kattığı değeri kaleme aldı. İşte o yazı...
21. yüzyılın bilgi ve birikimlerine karşın günümüzde, yüzlerce yıl öncesinden bugünlere gelen eser niteliğinde binaların üretilemediği kamuoyunda uzun süredir konuşulan bir konudur…
Kosova’ya gittiğimde, savaş sonrası yeniden yapılaşan Priştine’de yeni yapılan özgün mimari ürünü binaları gördüğümde hayran kalmıştım…
Birbirine benzemeyen mimari kaygının ağır bastığı binalardı…
Bizde ise beş on yılda bir bina dış görünüm modası, renkleri değişir… Binalar birbirine benzer…
Gidin bakın… Millet Mahallesi’ndeki binalarla, Fethiye’de ya da Nilüfer’de herhangi bir mahallede yapılan binalar nasıl da birbirine benziyor…
Ya da Ataevler’de… Kooperatifleşme döneminde yapılan binaları, farklı kooperatif ve müteahhit tarafından yapılmasına karşın birbirinden ayıramazsınız…
Son yıllarda, varsıl kesime hitap eden binaların mimari kaygısı bir miktar farklılaştı… Yani dış görüntüsü hoş binalar da var…
Ancak…
Tamamen ranta ve kâra dayalı olan inşaat sektörünün imalatı olarak: Şu koca Bursa’da, son birkaç on yılda “Ya şu kamu binası, ya da şu kuruluşun binası muazzam, muhteşem” diyebileceğim tek bir eser niteliğinde bina görmedim…
Belki gözden uzak kent elitlerinin yaşadığı villaların ya da milyonluk lüks konutların olduğu bölgelerde vardır… Bilmiyorum…
KENTE ESTETİK DEĞER KATMIŞ MI? ESER Mİ?
Yarışma projesi denilince, şöyle bir dururum… Bursa bazında aklıma hiçbir iyi örnek gelmez.
Misal…
Kent Meydanı AVM bir yarışma projesidir…
Sizce Bursa’ya değer katan bir eser midir?
İddialara göre; herkesin takık olduğu o yıllardır silinmemiş, kirli görüntüsü veren camlar tamamen müellif mimarın projesidir; değişim talebini kabul etmediğinden öyle yapılmıştır…
Bulutlara atıfmış!
Kent Meydanı ile AVM bina ve düzenleme olarak sizce Bursa’ya değer katan bir eser mi? Güzel mi?
Keza…
Fazla uzağa gitmeye gerek yok.
Bursa Akademik Odalar Yerleşkesi binası da yarışma projesidir…
Estetiğinden fonksiyonel kullanımına dek birçok sorunu vardır. Yangın merpenleri bile sorunludur… Kullanım maliyetleri çok yüksektir. (Isınma, elektrik gibi…)
Sizce o kahverengi iç karartan dış görüntüye sahip olan bina şehre değer katan bir eser midir?
Akpınar Kültür Merkezi de yarışma projesidir.
Neresi estetik? Eser mi?
Yapımı süren Orhangazi Meydanı da yarışma projesi…
Bölgenin tarihi ve kültürel dokusuyla örtüşmediğini söyleyen uzmanlar var.
Biz Bursa ahalisi olarak proje bitince anlayacağız… Anladığımızda da iş işten çoktan geçmiş olacak…
Bursa’da yarışma projesi olup da 30, 40 yıl sonraki nesillerin hayranlık duyacağı eser niteliğinde bir bina yok…
Yanılmıyorsam… Bursa Cezaevi’nin yerine yapılan Adliye Sarayı da bir yarışma projesiydi… Açılır açılmaz girişteki havuza takılan insanlar içine düşmüş ve yaralanmışlardı…
Kullanışsız bir binaydı…
Bırakın gelecek kuşaklara kalmayı, yapımından sonra öyle onlarca yıl filan geçmeden şehre yetersiz kaldı, yenisi için yer arayışları başladı…
Eser midir sizce?
Yine yanlış hatırlamıyorsam, BTSO’nun Bursa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki o tuhaf piramitsel binası da yarışma projesiydi…
MİMARLAR ODASI HAKLI OLMASINA HAKLI DA!
Öte yandan…
Şu da bilinen bir şey… Mimari proje yarışmalarının adil bir yanı vardır…
Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Can Şimşek dün yaptığı açıklamada, Nilüfer Belediyesi’ni Ataevler Kültürel Tesisler ve Meydan Projesi’nin yarışma projesi olmasını talep ediyor ve Belediye’yi yarışma projesi açmadığı için eleştiriyor…
Can Şimşek, Mimarlar Odası Bursa Şubesi olarak kamu binalarının projelendirilmesi sürecinde uygulanacak en doğru yöntemin proje yarışmaları olduğunu savunduklarını belirtiyor…
Diyor ki:
“Proje yarışmalarının; yüzlerce mimarın katkı sunduğu onlarca projenin arasından sıyrılan ve ortaya çıkan ürünün şaibeden uzak biçimde uygulanabildiği, meslek etiği açısından da tartışmasız en doğru yöntem olduğu hepimizin malumudur…”
Haa… Bursa’daki mevcut yarışma projelerini eleştiriyorum…
Ama… Yeri gelmişken değineyim… Nilüfer Belediyesi’nin mevcut binası oda lönk lönk betondan legolar üst üste konmuş gibi! İç mekanlar kullanışlı olabilir, ama dışarıdan bakıldığında soğuk bir görüntüsü var…
Belki zaman içerisinde, binanın çevresi yeşillendirilerek, meydan düzenlemeleriyle, biraz görüntüsü ısıtılabilir…
(O da doğru dürüst ağaçlandırmayla! Zira… Belediyelerin diktikleri o ağaca benzemeyen, ithal, bodur ağaçları Bursa’nın doğasına da kültürüne de yakıştıramıyorum... Çınar, meşe, çam, servi gibi geleneksel ağaçlarımız dururken… Valla hiç de iyi niyetli bakmıyorum. Sonradan kesmesi sorun olmasın diye o bize yabancı olan bastıbacak ağaçları diktiklerini düşünüyorum…)
Haa… Nilüfer Belediye binası yarışma projesi olsaydı da mevcuttan daha düzgün bir şey olur muydu? Yapılanlardan hareketle kişisel fikrim; olmazdı...
Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Can Şimşek kendi meslek disiplini açısından, oda üyelerine sahiplenerek, meseleye idealist ve doğru bir bakış açısıyla yaklaşıyor…
Bu bağlamda kendisine hak da veriyorum…
Ancak…
Bursa’da bu yarışma projeleri sonucunda geleceğe hiç iz bırakmayan, eser niteliği olmayan işler nasıl çıkıyor?
Fikir ve talep doğru…
Sorun nerede? Seçimde mi, yani jürilerde mi? Uygulamada mı? Nerede?
Bence, sadece mimarlık değil mühendislik meslek disiplinleriyle birlikte, yarışma sonucu yapılan kamu projelerinin kente değer katıp katmadığının, eser niteliğinde olup olmadığının, kullanım sıkıntılarının tartışılması lazım ki, sorunun nedeni ve çözümü ortaya çıksın…
Doğanbey için ne diyoruz? Mimarlık, mühendislik fakültelerinde ders konusu olabilecek en kötü uygulama… O’nu tartışıyoruz…
Kent içinde uygulanan Kent Meydanı, Adliye Sarayı, Akpınar Kültür Merkezi ve diğer yarışma projeleri de tartışılmalı… Artıları eksileri konulmalı ki, hatalar yinelenmesin. Kente değer katan estetik ve fonksiyonel eserler verilebilsin…
Yeni Dönem/ H. Gül KOLAYLI