Miras beklerken, üvey kardeşlerinin borcu çıktı!
İzmirli emlak zengini iş insanı Turgay Nişancı'ya karşı açtığı ve yaklaşık 40 yıl süren babalık davasını kazanan Recep Nişancı, babasının kendisine miras bırakmadığını öğrenince bir kez daha mahkemeye başvurdu.
Recep Nişancı, İzmir'li emlak zengini iş insanı Turgay Nişancı'ya karşı açtığı ve yaklaşık 40 yıl süren babalık davasını kazandı. Yasal varis olan Recep Nişancı, babasının kendisine miras bırakmadığını öğrenince bu kez de vasiyetnamenin iptali için tekrar mahkemeye başvurdu. Hukuk mücadelesini sürdüren Recep Nişancı, bu sırada gelen 1 milyon 600 bin TL'lik borç tebligatıyla şaşkına döndü. Sözcü Gazetesi'ndeki habere göre, Turgay Nişancı'nın diğer çocuklarının çektiği kredilerin borçlarını, Recep Nişancı'nın yasal varis olması nedeniyle ödemekle yükümlü tutulduğu öğrenildi.
Seferihisar’ın eski belediye başkanı Hamit Nişancı’nın arazi zengini olan babası Turgay Nişancı, 1964 yılında bekarken, o tarihte 17 yaşında olan M.S. adlı genç kız ile iddiaya göre, birlikte oldu.
M.S., ticaret ve çiftçilikle uğraşan Turgay Nişancı ile ‘evlenme vaadiyle’ birlikte olduğunu, bu ilişkiden de hamile kaldığını belirterek, Seferihisar Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu. Ancak savcılık Nişancı hakkındaki şikayetin, 6 aylık yasal süre içinde yapılmadığını belirtip, başvuruyu değerlendirmedi.
İLK DAVAYI ANNESİ AÇTI
Bunun üzerine M.S. dünyaya getirdiği erkek bebeğin adını ‘Yüksel’ koyup, kendi nüfusuna kaydettirdi. M.S., bebeğinin nüfus kaydındaki baba hanesine isim yazdırmak için 6 Ağustos 1965’te yeniden Turgay Nişancı’ya karşı babalık davası açtı ve 150 TL nafaka talebinde bulundu.
O dönemde DNA testi henüz yapılmadığı için dava kapsamında ‘Yüksel’ bebekten ve Turgay Nişancı’dan alınan kan örneği incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Verilen raporda da ‘Yüksel’ bebeğin babasının Turgay Nişancı olabileceği belirtildi. Ancak tanık ve başka delil bulunamadığı sebebiyle Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi davayı reddetti.
İş insanı Turgay Nişancı’nın, çocuğunun babası olduğunu ispatlamaya çalışan M.S., bu kez Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi de yerel mahkemenin verdiği kararı, 20 Kasım 1965’te onadı.
40 YIL SONRA YENİDEN DAVA
M.S. oğlunu büyüttü ve bir evlilik yaptı. Taksicilik yapan Yüksel de baba oldu. Annesi M.S.’nin açtığı babalık davalarını kaybetmesi nedeniyle yıllarca üzülen Yüksel, iş insanı Turgay Nişancı ile görüşmeye başladı.
Nişancı’nın maddi yardımda da bulunduğu Yüksel, Yargıtay’ın reddettiği davayı yeniden açmak için birçok avukat ile görüştü ancak görüşmeleri hep olumsuz sonuçlandı. Son olarak da avukat Varol Turbay ile görüştü. Dosyayı inceleyen Varol Turbay, 40 yıl önce verilen kararı Yargıtay’ın taraflara tebliğ etmediğini görünce davanın yeniden görülmesi için, Yargıtay 2’nci Dairesi Başkanlığı’na sunulmak üzere 13 Nisan 2005’te Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ‘yargılamanın iadesi’ talepli dilekçeyi sundu. 2’nci Hukuk Dairesi de talebini onayladı.
40 yıl boyunca babalık davası ile uğraşan Recep Nişancı milyonluk miras beklerken milyonluk borç ile karşı karşıya kaldı.
DNA TESTİ GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI, YASAL VARİS OLDU
Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yeniden açılan davada, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA testi sonucuna göre, Turgay Nişancı’nın, Yüksel’in babası olduğu anlaşıldı. Turgay Nişancı 2006’da verilen karara, itiraz etmek için Yargıtay'a başvurdu.
Dava dosyası, iki kez eksik yazışmalar nedeniyle usulden bozuldu. Son temyizde ise Yargıtay, Turgay Nişancı’nın Yüksel’in babası olduğu yönündeki kararı onadı. Kararın ardından Yüksel ismini ‘Recep Nişancı’ olarak değiştirdi ve Turgay Nişancı’nın yasal varisi haline geldi.
YÜKSEL, ‘RECEP NİŞANCI’ OLDU, VASİYETİ İPTAL ETMEK İÇİN DE DAVA AÇTI
Recep Nişancı (Yüksel), avukatı Varol Turbay ile birlikte 2014 senesinin Mayıs ayında da ‘yaşlılığa bağlı sebeplerden ve manevi baskılardan ötürü mallarını kötü yönettiği’ gerekçesiyle Turgay Nişancı’ya karşı Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi’nde ikinci bir dava açtı.
Bu davada Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda ise Turgay Nişancı’ya ‘erken demans’ teşhisi konuldu. Mahkeme, Turgay Nişancı’nın kısıtlanmasına ve kendisine bir yıl süreyle yasal danışman atanmasında karar kıldı. Davanın itiraz süresi devam ederken, Turgay Nişancı hayatını kaybetti.
Turgay Nişancı’nın ölümünden sonra Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 2006 ve 2016 yıllarında iki vasiyetname hazırlandığı ortaya çıktı. Vasiyetnamelerde, Recep Nişancı’ya mirastan pay verilmediği anlaşıldı. Bunun üzerine Recep Nişancı ve avukatı, geçen yıl Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi’ne vasiyetnamenin iptali için başvurdu.
ONLARCA MİLYONLUK MİRAS BEKLERKEN, BORÇ ÇIKTI
İptal davası devam ederken, Recep Nişancı bir bankadan evine gelen 1 milyon 600 bin TL’lik borç tebligatı ile büyük şaşkınlık yaşadı. Recep Nişancı, Turgay Nişancı’nın diğer çocuklarının kurduğu şirket üzerinden bankadan kredi çekildiğini ve bu krediler için de Turgay Nişancı’ya ait bazı arazilerin ipotek edildiğini, yasal varis olması sebebiyle de borcu ödemekle yükümlü tutulduğunu anladı.
RECEP NİŞANCI: HAKKIMI ARARKEN, BORÇ ÇIKTI, MİRAS ALAMADIM
Recep Nişancı, “Hakkımı ararken 1 milyon 600 bin liralık borçla karşılaştım. Banka haciz kararı alsa evim, işim her şey elimden gidecek. Bu borcun yapılmasında hiçbir katkım olmadığı gibi, hakkım olan mirası da alamadım. Çünkü babamın diğer çocukları bana hakkım olanı vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu yaşımdan sonra bu kadar borçla karşılaştığım için ailecek hepimiz çok üzüldük” diyerek yaşadıklarını ifade etti.
Nişancı, kendisine mirastan hiçbir pay bırakılmamasına itiraz ettiğini ve dava açtığını belirterek, “Babama ait 12 arazi elden çıkarılmış. Kalan diğer arazilere de tedbir kararı aldırdık, onların kaçırılmasını engelledik. Beni neden bu kadar uğraştırıyorlar? Herkes hakkı olan ne varsa alsın ve işine gücüne baksın. Babamın mezarda kemiklerini sızlatıyorlar. Babam korkusundan, torununun sünnetine bile gelemedi. Bu çilelerin artık son bulmasını istiyorum” dedi.
AVUKAT TURBAY: VASİYETNAMENİN İPTALİ İÇİN BİRÇOK SEBEP MEVCUT
Avukat Varol Turbay ise, vasiyetnamenin iptali davasının devam ettiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Vatandaşlarımız, vasiyetnamenin iptal edilebilmesi konusunda yeterli bilgi sahibi değil. Bir kere, iptal sebepleri medeni kanunda açıkça yazılıdır.
Buna göre, vasiyetçi vasiyet işlemini yaptığı sırada akli melekeleri yerinde değilse ve bu kanıtlanırsa vasiyetname iptal edilir. Bizim, dosyamız Ankara Adli Tıp Kurumu 4’üncü İhtisas Dairesi’ne gönderilecek, orada rapor tanzim edilecek. Akli melekelerinin yerinde olmadığına dair rapor gelirse yine vasiyetname iptal edilebilir.
Bir diğer iptal sebebi de vasiyetnamenin manevi cebir yoluyla yaptırılması. Bu kanıtlanırsa yine vasiyetname iptal edilebilir. Bizim somut olayımızda, iki adet vasiyetname söz konusu, şayet iki vasiyetname arasında çelişki varsa önceki vasiyetname yasa gereği geçersiz kalıyor.
Yine, vasiyetname tanzim edildikten sonra vasiyetçi, vasiyet ettiği malları satar ya da farklı tasarruflarda bulunursa yine vasiyetname iptal edilebilir. Tüm ihtimalleri göz önünde tutuyoruz ve çalışmalarımızı bu yönde yapıyoruz.”