Muharrem Yılmaz TÜSİAD'dan neden istifa etti?
Muharrem Yılmaz, son günlerde Sütaş-sendika ilişkileri hakkında gerçek dışı haberler yayılarak TÜSİAD’ın da yıpratılmaya çalışıldığını belirtti ve TÜSİAD’a zarar gelmemesi ve bu konunun istismar edilmemesi için başkanlık görevini bıraktığını açıkladı.
TÜSİAD ve Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, son günlerde Sütaş-sendika ilişkileri hakkında gerçek dışı haberler yayılarak TÜSİAD’ın da yıpratılmaya çalışıldığını belirtti ve TÜSİAD’a zarar gelmemesi ve bu konunun daha fazla istismar edilmemesi için başkanlık görevini bıraktığını açıkladı.
Muharrem Yılmaz, iş barışını bozarak, işçi-işveren kutuplaşması peşinde koşarak ve baskı kurarak işyerinde çoğunluk ve yetki elde etmeye çalışan sendikanın iddiaları hakkında şunları söyledi:
“Sütaş, evrensel yönetim ilkelerine ve etik değerlere bağlılıkla faaliyetlerini yönetmektedir. Bu ilke ve değerler doğrultusunda, çalışan haklarını korumaya, günün ve ekonominin gerekleri doğrultusunda iyileştirmeye büyük özen göstermektedir. Bu özen, işyerinde uzun yıllardır bir huzur ve barış ortamı yaratmıştır. Sütaş’ın sürekli olarak pazar lideri olma başarısını göstermesinin en önemli sebeplerinden biri de işyerindeki bu huzur ve güven ortamıdır.
Karşılıklı saygıya dayalı, güvenli, huzurlu ve verimli bir çalışma ortamının sürdürülmesi için gereken önlemleri alan Sütaş, sendika konusunda da tüm çalışanlarının özgür iradeleriyle hareket etmesini desteklemektedir. Çalışanın, özgür iradesi ile sendika tercihini yapması için gereken her türlü hukuki güvence mevcuttur. Üstelik, sendikaya kayıt sürecinin gizliliğini sağlamak için de özel düzenlemeler getirilmiştir. İşçinin sendika üyeliğinden işverenin haberinin dahi olması mümkün değildir. Sütaş yönetimi de bu süreçle ilgili bilgiyi, çalışanlarından gelen baskı ve tehdit şikayetleri ve işyerlerinde mesai saatleri içinde meydana gelen tartışmalar sonucu edinmiştir.
Sözü edilen şikayetler, Sütaş çalışanlarının bir sendikaya üye olmaları için baskıya maruz kaldıklarına, korkutulduklarına, hatta maksadını aşan ve şiddet uygulamasıyla sonuçlanan tartışmalarla taciz edildiklerine ilişkindir. Sütaş çalışanlarının çoğunluğu, kendilerini özdeşleştirdikleri müessese ile karşı karşıya getirmeye çalışan bu anlayıştan huzursuzluk duymaktadırlar.
Burada yaşadığımız durum, bir takım kötü niyetli kişilerin , işyerinde işçi üzerinde baskı kurarak onları yöneticileri ve arkadaşları ile; diğer yandan da sendika karşıtı olduğu algısı yaratarak işvereni kamuoyuyla karşı karşıya getirmeye çalışmasıdır.
Sütaş’ta katılımcı bir yönetim anlayışı benimsenmiştir. İşyerlerinde, çalışanlarımızın görüş ve düşüncelerini aktardıkları ortamlar yaratılmaktadır. Bununla birlikte, çalışanlarımız, bu ihtiyaçlarını sendikalaşarak karşılamak isterlerse, bunu özgür iradeleri ile sağlayacakları ortam da mevcuttur. Ancak, bugüne kadar, çoğunluğun bu yönde bir tercihi olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü; 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’yla belirlenmiş olduğu üzere sendikalı sayısı toplam çalışan sayısının yüzde 40’ına ulaştığında, herhangi bir sendika, iş yerinde çalışanı temsil etmek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetki alabilecektir.
Henüz bu noktaya ulaşılmadığı halde ulaşılmış gibi açıklamalar yapılmasını, asılsız iddialar ortaya atılmasını ve bu yolla çalışanlarımızın ve şirketimizin üzerinde baskı kurulmaya çalışılmasını şiddetle kınıyoruz. 40 yıldır, ülkemize hizmet etme azmi ile çalışan, toplumumuza mal olmuş bir değer haline gelen Sütaş’ı yıpratmaya yönelik bu çabayı iyi niyetli olarak değerlendirmenin mümkün olmadığını bildiririz.