Narmanlı Han eskimeyecek, bozulacak!
Narmanlı Han'ın özgün kimliğine zarar verilerek restore edildiği konuşuluyordu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde şehircilik ile ilgili ders veren yüksek mimar Korhan Gümüş, Narmanlı Han eskimeyecek, bozulacak!” dedi.
Mimar Korhan Gümüş, “Kozmetik bir yapı haline getirilen Narmanlı Han’ın makyajı akacak. Han, sentetik boyalarla kaplanmış ve kabarıyor. Yapının pırıltısını kaybetmemek için boyayıp duracaklar! Hanın eski izleri korunmayıp yepyeni yapıldığı için kısa zamanda kötü bir yeni taklit bina olacak. Narmanlı Han eskimeyecek, bozulacak!” diyor.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Ceren Çıplak'ın haberine göre; Narmanlı Han'ın özgün kimliğine zarar verilerek restore edildiği kamuoyunda çok tartışılıyordu. Beyoğlu Belediyesi, Narmanlı Han’ın tartışmalı restorasyonunu yapan mimar Sinan Genim’e “Beyoğlu Nişanı ve Üstün Hizmet Beratı” takdim etmişti.
Boyaları şimdiden kabarmaya başlayan Narmanlı Han’ın kabaran boyaları yapının eskimesi konusunda nasıl bir işaret veriyor?
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde şehircilik ile ilgili ders veren yüksek mimar Korhan Gümüş, Narmanlı’nın şekerleme gibi kaplandığını belirterek “Kozmetik bir yapı haline getirilen hanın makyajı akacak. Han, sentetik boyalarla kaplanmış ve kabarıyor. Yapıyı boyayıp duracaklar! Hana kozmetik boyalarla makyaj yapıldığı için akmaya başlamış. Hanın eski izleri korunmayıp yepyeni yapıldığı için kısa zamanda kötü bir yeni taklit bina olacak. Narmanlı Han eskimeyecek, bozulacak!” diyor. Gümüş, Narmanlı Han’ın son halini “Karşımızda Narmanlı Han yok, yalnızca beceriksizce yapılmış bir 3D canlandırma var. Bazı turizmcilerin inşa ettikleri kötü anıt replikalarından hiç farklı değil” diyerek eleştirdi.
Gümüş, ‘Evet Narmanlı Han’ı, bir replika olarak Miniatürk’e dahi konabilecek ‘bir bölü bir ölçeğinde bir maket’ bile değil. Ancak bu baştan da belliydi: Gerçekte projenin yönetim süreci, taşıdığı kamusal nitelikli yükümlülükler bu sonucu, bu imhayı görmeden de ne olacağına işaret eder: Eğer yapıya karşı şiddet uygularsanız, onun yaşamasını engelleyecek adımlar atarsanız, yapı can çekişir ve ölür. Beyoğlu için bu kadar önemli ve değerli bir hafıza mekânını bir şekerlemeye çevirmek, Beyoğlu’nu zehirlemektir. Yalnızca Narmanlı Han imha edilmemiştir. Beyoğlu kaybetmiştir” dedi.
‘Mimarlık diplomaları da iptal edilebilmeli’
Bu tarz önemli projelerde mimarlar piyasa koşullarına mı ayak uyduruyor? Mimarların “Ben ne yapayım? Piyasa koşulları bunu emrediyor” açıklamasına karşılık ne demek gerekir?
Gümüş şöyle yanıtlıyor: “Hayır, mimarlık tam da burada başlar. Başarılı mimari eserler ‘iş görülsün torba dolsun’ diye yapılan uygulamalar değil, tam da zorluklarla baş etme deneyimi ile ortaya çıkar. Eğer entelektüel sermaye, yaratıcı sınıf sermayeye ve iktidara bağımlı hareket ederse, işlevini yerine getiremez. Yalnızca kullanılan basit bir araca dönüşür. Bu da mimarlığın başka sermayelere dahil olmasını ve sonunu getirir. Bu durumda halk kaybeder, kamu yöneticileri görevlerini yerine getirmek yerine kendi patronajlarını güçlendirecek bir şekilde çıkarı için çalışmaya başlar. İstanbul’da artık öyle mimarlık uygulamaları ile karşılaşıyoruz ki, diploması var diye bunlara imza atanlar ‘mimar’ olarak kabul görüyorlar. Oysa mimarlık diploması sürücü ehliyeti gibidir. Zamanla bu ehliyetinizi, yapma kabiliyetinizi kaybediyorsanız, ya da bunu etkileyecek bir suç işliyorsanız, bunun iptal edilmesi gerekir. Narmanlı Han projesini yapan mimarın da yaptığı işler ortada.”
‘Mimarlık öldürmez, canlandırır’
“Bu karşımızdaki şey Narmanlı Han’ın bir canlandırmasıdır” diyen Gümüş, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Burada temsil yapının yerine geçmiştir, onu deyim yerindeyse öldürmüştür. Oysa mimarlık öldürme değil, canlandırma sanatıdır. Mimari yapıyı, (hele hele bir anıt eseri) kendisi için bir oyun çamuru gibi istediği gibi biçimlendireceği bir malzeme olarak görmez. Buradaki yaklaşım yapıyı konuşturmayı, keşfetmeyi değil, kendisini konuşturmayı hedefleyen bir yaklaşım.”