Niğde Endokrinoloji ve Obezite Polikliniği açıldı!
Çağımızın hastalığı olan Obezite günümüzde de bütün ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Niğde Devlet Hastanesi Endokrinoloji ve Obezite polikliniği hizmet vermeye başladı.
Niğde Devlet Hastanesi Endokrinoloji ve Obezite polikliniği hizmet vermeye başladı.
Çağımızın hastalığı olan Obezite günümüzde de bütün ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Obezite ile mücadele Ülke genelinde ve Niğde’de çeşitli çalışmalar yapılıyor. Mücadele kapsamında Niğde Devlet Hastanesi bünyesinde açılan Obezite Polikliniğini görevlendirilen Uzman Doktor tarafından hizmet veriliyor. Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Uzm. Dr. İdris kuzu, hasta kabülüne başladı.
Obeziteyle ilgili bilgiler veren Uzman Doktor İdris Kuzu, bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranın aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkması sonucu olduğunu söyledi. Dr. Kuzu, “Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin ögelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir. Karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek değildir. Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb. yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18’i, kadınlarda ise yüzde 20-25’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30’un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır. Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır. Buna paralel olarak, günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlamıştır” dedi. Obezitenin besinlerle alınan kalori harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması sonucu ortaya çıktığını, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edildiğinin altını çizen Kuzu, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır. Türkiye’de Obezitenin Görülme Sıklığı Yetişkinlerde: Ülkemizde de diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artmaktadır. Bakanlığımızca yapılan “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de obezite sıklığı, Erkeklerde yüzde 20, Kadınlarda ise yüzde 41,0 Toplamda yüzde 30,3 olarak bulunmuştur. Obezite, vücut sistemleri (endokrin sistem, kardiyovasküler sistem, solunum sistemi, gastrointestinal sistem, deri, genitoüriner sistem, kas iskelet sistemi) ve psikososyal durum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerden dolayı pek çok sağlık problemlerine neden olmaktadır. Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri ), Osteoartrit, Felç, Uyku apnesi, Karaciğer yağlanması, Astım, Solunum zorluğu, Gebelik komplikasyonları, Adet düzensizlikleri, Aşırı kıllanma, Ameliyat risklerinin artması, Ruhsal sorunlar, Toplumsal uyumsuzluklar, Kas-iskelet sistemi problemleri ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Obezitenin Tedavileriyle ilgili bilgi veren Doktor Kuzu, “Obezite oluşmadan korunma büyük önem taşımaktadır. Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidr. Obezite tedavisi, bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Obezitenin etiyolojisinde pek çok faktörün etkili olması, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisini son derece güç ve karmaşık hale getirmektedir. Bu nedenle obezite tedavisinde hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapistten oluşan bir ekip gerekmektedir. Obezite tedavisinde kullanılan yöntemler 5 grup altında toplanmaktadır. Bu yöntemler; 1.Tıbbi beslenme (diyet) tedavisi, Obezitenin tedavisinde tıbbi beslenme tedavisi anahtar rol oynamaktadır. Obezitede cerrahi yaklaşım temelde ikiye ayrılır. Besinlerle alınan enerjinin azaltılmasına yönelik ameliyatlarda hedef, besinlerin mide barsak sisteminden sistemde emilimlerini azaltmaktır. Bu amaçla bypass, gastroplasti, gastrik bantlama, gastrik balon vb. yöntemleri kullanılır. Diğer ameliyatlarda ise amaç; vücudun çeşitli bölgelerinde lokalize olmuş mevcut yağ dokularının uzaklaştırılmasıdır. Bu tedavi estetik ağırlıklıdır ve eğer hasta obezite tedavisinin gereklerini yerine getirmezse yağ birikimi tekrar gerçekleşmektedir.
Hürriyet