Ofislerde koronavirüs dönüşümü!
Normale dönüşte ofislerin tasarlanması başlı başına bir iş haline geldi. Peki koronavirüs salgını ofisleri nasıl değiştirecek? Açık ofislere geçişte nasıl bir yol izlenmeli? İşte detaylar...
Normale dönüş olarak da adlandırılan yeniden hayata dönüşte beyaz yakalılar ve ofisler en ilgi çekici boyutlardan birini oluşturuyor. Dönülecek ofislerin tasarlanması başlı başına bir iş.
Evden çalışma modeli ve evden çıkmama kısıtlamalarına uyum sağlama çabası birçok çalışanı ciddi biçimde yormuşa benziyor. Fortune Dergisi'nden Kerem Özdemir'in haberine göre; bu koşullar altında beyaz yakalıların ofislere dönme konusunda sağlık güvenliği ve evde kalmanın yarattığı bıkkınlık arasında bir yerlerdeki motivasyonla farklı düşüncelere sahip olduğu görülüyor. Ancak ofise dönme isteği giderek artıyor. Yaşanan durumun ideal olmaması, başka tercihleri deneme isteğini artırıyor. Bu da son derece doğal. Ancak dönülecek ofislerin değişme zorunluluğunun insanları çok daha farklı bir noktaya taşıyacağı da unutulmamalı. Normale dönüş ifadesini kullansak bile döneceğimiz yerin eski normal olmadığını bilmemiz gerekiyor.
Dönecek insanların eski insanlar olup olmayacağı da tartışmalı. Araştırmaların ruh halleri konusunda ortaya koyduğu farklı tablolar insanların doğasını yansıtıyor. Hopi üzerinden gerçekleştirilen bir ankete katılan ve yüzde 60'ı kadın, yüzde 40'ı da erkek kullanıcılardan oluşan bir kitle ofise dönüş konusunda daha istekli çıktı. Ankete katılanlar arasında çalışanların oluşturduğu yüzde 76'lık kesimin yüzde 53'ü COVID-19 süreci sonrasında işe gitmenin kendilerine olumlu hissettireceğini belirtirken, yüzde 12'si aksini düşündüğünü ifade etti. Yüzde 18 lik bir kesim ise ofise dönüş konusunda kararsız olduğunu belirtti.
Kariyer.net'in "HR Pulse" araştırma serisi kapsamında Curiocity iş birliğiyle gerçekleştirdiği "Koronavirüs ve iş Hayati" araştırmasının dördüncü dönem raporunda ise, süreçle ilgili belirsizliklerin azalmasına paralel olarak evden çalışmaya devam etmek isteyenlerin oranının ise 8 puan artarak yüzde 42'ye ulaştığına işaret ediliyor. 855 beyaz yakalı çalışan ve 227 insan kaynakları (IK) yetkilisinin katıldığı araştırma, endişe edilen konuların başında çalışanların ailelerinin sağlığının gelmeye devam ettiğini ortaya koyuyor. Beyaz yaka çalışanlar arasında haziran sonuna kadar ofise dönüşün tamamlanmasını bekleyenlerin oranı ise yüzde 63.
Ofise geri dönme konusundaki tedirginlik düzeyi İK yetkilileri tarafında dördüncü dönemde de azalmaya devam ederken, beyayaka çalışanlarda ise 3 puan arttı. Bu, Twitter gibi şirketlerde karşılığım bulacak bir talep olabilir. Twitter CEO'su Jack Dorsey Mayıs 2020 ortasında "rolü uygun olan ve isteyen çalışanlarının sonsuza kadar evden çalışabileceklerini söylerken Twitter ofis düzenini büyük ölçüde bitiren ilk şirket oldu. Ancak bu modelin herkes için geçerli olacağını düşünmek yanıltıcı olur.
Geleneksel şirketlerin birçoğu COVID-19 sürecinde yeni ve değişen koşullara daha uygun iş modellerine geçmek yerine dijital olanakları kullanarak ofisteki iş modellerini sürdürmeyi tercih etti. Bu, çok konuştuğumuz dijital dönüşümün düzeyini de net bir biçimde ortaya koyan bir gösterge olurken ofislere dönüşün birçok şirket için kaçınılmaz olduğunu da ortaya koydu.
Dönüşün zorunlu olacağı ofislerdeki yaşamın eskisi gibi olmayacağını bu süreç ilerledikçe daha iyi göreceğiz. Cushman & Wakefield'in ofislerde yaşanacak dönüşüm ile ilgili açıklamaları ve yol haritası bu geçişin azımsanmayacak bir yeniden organizasyon gerektirdiğini ortaya koyuyor.
Şirketin altı maddelik geçiş hazırlığı yol haritası yapılması gereken işleri sıralıyor:
Binaların hazır olması: Temizlik planları, dönüş öncesi gerekli denetimler, mekanik, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinin kontrollerinin yapılması
İş gücünün hazır olması: Kimin ne zaman döneceği ve iç iletişiminiz ile ilgili kuralları oluşturun
Erişim kontrolleri: Güvenlik ve sağlık kontrolleri, bina resepsiyonu, muhaberat, asansör ve ziyaretçiler için kurallar oluşturun
Sosyal mesafe planı: Yoğunluğu azaltmak için, zamanlama yönetimi ve ofis trafiği modelleri için yönergeleri takip edin
Temas noktalarının azaltılması ve temizliğin artırılması: Temassız giriş uygulamaları, çalışma alanlarının temizliği, yemek saatleri planlaması, ortak alanların temizliğine önem verin.
Güven odaklı iletişimin kurulması: Dönüş ile ilgili kaygıları kabul edin, şeffaf iletişim kurun, sıkça dinleyin, anketler yapın
CUSHMAN-WAKEFIELD'İN bu şekilde ifade ettiği yapılması gerekenler listesinin hazırlanmasında Çin'deki hayata geri dönüş sürecinin deneyimi önemli rol oynamış. Cushman & Wakefield'ın yakın zamanda Çin'de yönettiği toplam 80 milyon metrekare binada 10 bin şirketin yaklaşık 1 milyon çalışanı ile binalara geri dönmelerini sağlayarak önemli tecrübeler kazandığını vurgulayan Cushman - Wakefield Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tuğra Gönden, "Çin'de pandemi sonrası iş hayatına tekrar dönüş ile ilgili tecrübelerimizi şimdi Türkiye'de hayata geçiriyoruz. İş yerlerine dönüş her kuruluş için elbette farklı olacaktır ancak bazı işlevsel kurallar ile çalışma ortamlarına geri dönüş yönetilebilir" diyor.
Bu konudaki uygulamaları Türkiye'de de hayata geçirmeye başlayan Cushman-Wakefield Türkiye'nin, COVID-19 sonrası işe güvenli dönüş sürecini kapsayan ilk projesi Türkiye'de PUMA markası ile hayat buldu. PUMA'nın genel müdürlükleri için ofise dönüş sürecinde tüm çalışma alanlarını sosyal mesafe ve hijyen kuralları çerçevesinde ele alınıp tasarlanarak çalışanlar için güvenli bir çalışma ortamı ve düzeni oluşturuldu.
PUMA Türkiye Genel Müdürü Taner Seyis, çalışanların beğenisini ve övgüsünü kazanan "6 Feet" ofis uygulamasının çeşitli ögelerini perakende mağazalarımızda da kullanacaklarını kaydediyor. Bu konuyu ele alırken perakendenin asla eskisi gibi olmayacağını akılda tutmak gerekiyor. Bu değişimi "Bugün, online alışverişten satın alınıp mağazadan teslim alma ve eve teslimat dahil olmak üzere yeni satın alma yollarını deneme veya genişleterek sürdürme zamanı" sözleriyle ifade eden Günden, "Aynı zamanda, hem müşteri verilerini toplamak hem de mağaza içi deneyimi geliştirmek için yeni teknolojinin denenmesi için yakalanan bir fırsat anlamına da gelmektedir" diye ekliyor.
HAN Spaces'in öncülüğünü yaptığı ortak düşünce ve proje platformu RE-SET Workspace'in başlattığı inisiyatif, içinde bulunduğumuz salgın süreci sonrasında sosyal izolasyonun korunacağı yeni dönem için çok fazla ders çalışmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Platform, yeni normalde iş hayatının yeni düzene bir an önce adapte olmasını sağlamak, insanı odağına alan, sağlıklı, sürdürülebilir, teknolojiye entegre mekanlar ve çalışma standartları için yeni döneme yol gösterici olmayı hedefliyor ancak bu düşünme biçimini değiştirmeyi ve geçmiş ile geleceği buluşturmayı gerektiren zorlu bir süreç olacak.
HAN Spaces kurucu ortağı ve CEO'su Gizem Burteçin'in, "Biz HAN Spaces olarak çalışmayı verimli ve keyifli kılan, kurumlara uçtan uca hizmetler, deneyimler sunan bir Flex Space yönetimi ve Proptech (gayrimenkul teknolojileri) şirketiyiz. Yüzyıllar öncesinden gelen iş hanı kültürümüzü teknoloji ve tasarımla buluşturuyor, odağında insan olan, doğaya saygılı ve mutlu mekanlar kurguluyoruz" şeklindeki sözleri yeni tasarım düşünüşünün ne kadar geniş bir alandan beslenmesi gerektiğini gösteriyor.
Bu inisiyatifin aşması gereken en önemli sorunlardan biri de, geçmişten gelen alışkanlıkları ile sisteme katılacak insanların bu yeni modeli kabul etmesini ve uyum göstermesini sağlamak. Bu, bundan sonraki dönüşüm sürecinin her alanda en kritik boyutunu oluşturacak.