Promosyonda yok böyle bir adım! Banka hesabına tek seferde 27 bin TL yatacak
İşçilere verilen promosyonlarla ilgili şok önemli bir gelişme yaşandı. Bir kurum tarafından önemli açıklama gerçekleştirildi.
PROMOSYON ÖDEMESİ İŞÇİNİN HAKKI
Bir yandan bankalar promosyon ile müşteri toplama yarışı içerisine girerken diğer yandan işçisinden emeklisine kadar emekçiler bu promosyondan yararlanarak az da olsa bir miktar gelir elde etmek istiyor. Bankaların, emekçilerin maaş hesaplarının kendilerinde olması, toplu yatırılan maaşlar üzerinden yapılan işlemler (işlem hacmi), maaş hesabı ile birlikte kredi kartı kullanımı, kredi kullanımı gibi birçok işlemin yapılması anlamına geliyor. Böylece bankalar promosyon adı altında verdikleri miktarların fazlasını kazanıyor.
Bu konu tabii ekonomistlerin derinlikli olarak ele alacakları bir konu ancak bilindiği gibi emekliler bireysel olarak maaş hesaplarını istedikleri bankaya taşıyabilmekte ve yeni bir banka ile çalışmaya başladıklarında ise promosyonlarını direkt alabilmektedir. Fabrikada çalışan işçiler için ise durum biraz karışık. Bazı fabrika veya işletmelerde işçilere promosyon paraları ödenirken bazılarında ise ödenmemekte ve bu durum haklı olarak işçilerin tepkilerine yol açmaktadır.
Öncelikle promosyon uygulamasının İş Kanunu’nda yeri yoktur. Yani İş Kanunu’muz banka promosyonları ile ilgili herhangi bir düzenleme yapmamıştır. Ancak kamu personeli ise bundan yararlanabiliyor. Çünkü banka promosyonları ile ilgili 10 Ağustos 2010 tarihinde yayımlanan bir genelge ile kamu personelinin maaş hesaplarına promosyonların tamamının yatırılması kararlaştırılmıştır. Resmi Gazete’de yayımlanması ile birlikte kamu personeli için bu uygulama yasal dayanağı olan bir uygulamaya dönüşmüştür.
Ancak özel sektörde çalışan işçiler için durum böyle değildir. Patronlar bankalarla kendileri anlaşma yaptıkları için promosyon haklarının kendilerinde olduğunu savunmaktadır. İşçi işe başladığı zaman işçiye “Şu bankada hesap aç” denilmekte ve üstelik bu kişisel hesap üzerinden adeta promosyon rantı elde edilmektedir. Evet promosyon hakkı İş Kanunu’nda düzenlenmemiştir ancak bu promosyonun işçiler için bir hak olmadığı anlamına gelmez. Hak olanın da yasal düzenlemesinin yapılması gerekir.
Aslına bakılırsa uzun yıllardır uygulamada olan promosyon meselesinin bugünlerde sık gün deme gelmesinin nedeni geçim şartlarının giderek ağırlaşmasıdır. Alınan maaşlar sendikalı sendikasız her sektörde nerede ise asgari ücretle eşitlenmiştir ve açlık sınırı ile elimize geçen maaş arasındaki makas giderek büyümektedir (Açlık sınırının artış oranı ücretlerden daha fazladır). Böyle olunca promosyon hakkımızdan elde edeceğimiz küçük bir gelir de dün gözümüze gözükmezken bugün kıymetli olmuştur.
Peki promosyonu işçiye doğrudan dağıtan patronla dağıtmayan arasındaki fark nedir? Biri daha vicdanlı diğeri vicdansız olduğu için midir? Elbette hayır. Buradaki farkı yaratan o fabrikadaki işçilerin kendileridir. Bazı fabrikalarda yasada yer almasa da hak olan promosyona işçiler sahip çıkmakta, patronun ödemekten başka çaresi kalmamaktadır. Dolayısıyla her konuda olduğu gibi sihirli sözcük birlik olup hakkımıza sahip çıkmamızdır. Bu mücadele de sadece kendi fabrikamızda sınırlı kalmamalı. Aynı zamanda bu uygulamanın İş Kanunu’nda düzenlenmesini de talep eden topyekün bir mücadelenin içerinde yer almalıyız. Sendikalarımızın da bu konuda harekete geçmesini ve bu talebi ifade edecek eylem ve etkinlikleri planlamasını talep ederek hareket etmeliyiz. Promosyon bir haktır ve her işçinin şahsi hesabına düzenli olarak yatırılmalıdır.