Sadece yeşil yol değil mavisi de var moru da!
Karadeniz’de ‘Yeşil Yol’ olarak adlandırılan 2600 kilometrelik projede, 2’nci ve 3’üncü öncelikli yol olarak yer alan ‘mor ve mavi’ güzergâhlar da çevreye zararları açısından eleştiriliyor.
Karadeniz’de bölge insanını ayağa kaldıran ve kısaca ‘Yeşil Yol’ olarak adlandırılan 2 bin 600 kilometrelik projede, 2’nci ve 3’üncü öncelikli yol olarak yer alan ‘mor ve mavi’ güzergâhlar da çevreye zararları açısından eleştiriliyor. Uzmanlar, en büyük zararın en yoğun turizm merkezlerinin yer alacağı 1’inci öncelikli Yeşil Yol’da meydana geleceğini, 2’nci öncelikli yol olan mor ile 3’üncü öncelikli yol olan mavi güzergâhın da bölge doğasına zarar vereceğini savunuyorlar. Doğu Karadeniz Turizm Master Planı’nda detaylı olarak gösterilen üç güzergâh, 8 ayrı ildeki 38 turizm merkezini birbirine bağlayacak.
1’İNCİ ÖNCELİKLİ YOL, EN UZUNU
Projede en uzun yolu, planda yeşil olarak gösterilen birinci öncelikli güzergâh oluşturacak. Karadeniz’in cennet doğasını tırpanlayacak olan Yeşil Yol’un 1’inci öncelikli yol güzergâhı Samsun’dan başlayarak Artvin’de sona erecek. Proje, 8 şehrin yaylalarını birbirine bağlayacak. Karadeniz’in cennet yaylalarını bitirecek asıl güzergâhın, Doğu Karadeniz Turizm Master Planı’nda yeşille gösterilen bu yol olduğu belirtiliyor.
2’NCİ YOL 5 İLDEN GEÇİYOR
Bu güzergâhı haritada mor renkle gösterilen İkinci Öncelikli Yol izleyecek. Mor rota, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Bayburt’u kapsayan 5 ilden geçiyor. Mor yol, Ordu’daki Çambaşı Turizm Merkezi ile Bektaş Turizm Merkezi’ni, Bulancak ile Bicik Avlağı’nı, Giresun ile Ağaçbaşı Tabiat Parkı’nı, Tamara Tabiat Parkı ile Olucak Vadisi’ni birbirine bağlayacak. Aynı mor güzergâh, Giresun’u çevre yolu gibi çevresinden saracak. Şalpazarı Avlağı ile Limni Gölü Milli Parkı arasından da bu yol geçecek. Görele ile Sisdağı Yaylası’ndan geçirilecek aynı güzergâh, Sultan Murat Yaylası ile Çaykara’daki doğal alanları da kapsayacak.
3’ÜNCÜ YOL EN KISASI OLACAK
Projede Üçüncü Öncelikli Yol olarak belirlenerek maviyle gösterilen güzergâh ise Samsun, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize ve Artvin olarak sıralanan 6 şehirdeki yaylaları birbirine bağlayacak.
HEPSİ DE DOĞAYI TAHRİP EDECEK
Turizm Master Planı’nda yeşille gösterilen birinci güzergâh üzerinde 2018 yılına kadar rekreasyon alanları inşa edilecek. Projenin ana güzergâhını yeşille belirtilen yol oluşturacak. Diğer iki güzergâh, farklı kesimlerden birbirine bağlantılı olacak. Projedeki en yoğun turizm merkezleri, 1’inci Öncelikli Yol güzergâhındaki yaylalar. 2’nci ve 3’üncü Öncelikli Yol güzergâhlarında daha az turizm bölgesi planlanıyor. İklim Uzmanı Önder Algedik, güzergâhların, yaratacağı ranta göre belirlendiğini söyleyerek, “1’inci Öncelikli Yol, alanı daha büyük olduğu için daha fazla zarar verecek, ancak her 3 güzergâh da doğayı tahrip edecek” dedi.
38 NOKTADA TURİZM TESİSİ
Toplam 2 bin 600 kilometrelik yolun neredeyse tamamı el değmemiş doğal alanların içinden geçiyor. Proje kapsamında 2012 yılından beri 500 kilometrelik yolda iyileştirme yapıldı. Çevrecilerin tepki gösterdiği yollar ortalama 2 bin ile 2 bin 500 metre yükseklikten geçecek. Bazı yerlerde orman seviyesine inilerek ağaçlar kesilecek. 2018 yılında tamamlanması planlanan projeyle üç farklı güzergâhta bulunan 38 noktada oteller, çim kayak tesisleri, kayak merkezleri, özgün karakteristiği korunacak yaylalar, ekoturizm merkezleri, ev pansiyonculuğu merkezleri, su sporları merkezleri, av turizm merkezleri, mesire alanları, mola noktaları, potansiyel heliski alanları, akarsu vadileri ve kamping alanları geliştirilmesi planlanıyor.
EL DEĞMEMİŞ ALANLARDAN GEÇİYOR
Yaylaları birbirine bağlaması hedefiyle başlatılan Yeşil Yol Projesi, Karadeniz’de Artvin, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize, Ordu ve Samsun olmak üzere 8 ili kapsayacak. Doğu Karadeniz Turizm Master Planı’na göre proje Samsun’da Vezirsuyu Tabiat Parkı, Nebiyan Yaylası, Amisos antik yeri, Hacı Osman Orman Tabiatı Koruma Alanı, Ladik Gölü; Ordu’da Elekçi Irmağı Vadisi, Gaga Gölü, Perşembe Yaylası, Ulugöl Tabiat Parkı, Topçam Barajı, Melet Avlağı, Beyağaç Yaylası; Giresun’da Taşbaşı Yaylası, Armutalan Yaylası, Bicik Avlağı, Ağaçbaşı Tabiat Parkı, Kulakkaya Avlağı, Koçkayası Tabiat Parkı, Göyani Obası; Gümüşhane’de Örümcek Ormanı Tabiat Koruma Alanı, Torul Barajı, Olucak Vadisi, Artebel Gölleri Tabiat Parkı, Kangel Avlağı, Karahava Yaylası, Taşköprü Yaylası, Limni Gölü Tabiat Parkı; Trabzon’da Çaycamili Tabiat Parkı, Kadıralak Yaylası, Figanoy Yaylası, Örnekalan Yaylası, Kulindağı Yaylası, Lişer Yaylası, Samandıra Yaylası, Altındere Vadisi Milli Parkı, Kayabaşı Tabiat Parkı; Rize’de Cimil Vadisi, Çağırankaya Yaylası, Handüzü Yaylası, Andon İçmesi, Kito Yaylası, Polovit Şelalesi, Elevit Yaylası, Amlakit Yaylası, Kaçkar Dağları Milli Parkı, Hazindak Yaylası, Ayder Yaylası, Huser Yaylası; Artvin’de Borçka Tabiat Parkı, Camili Gorgit Tabiat Koruma Alanı, Gorgit Yaylası, Efeler Tabiat Koruma Alanı, Karagöl Sahara Milli Parkı, Cehennem Kalyonu; Bayburt’ta Aydıntepe Göleti gibi yerlerin içinden ya da yakınından geçecek.
KARADENİZ'E TEHLİKESİZ ATIK
YEŞİL Yol’un kıskacında olan Karadeniz’in oksijen içermeyen ve canlı yaşamının olmadığı ölü tabakasında tehlikesiz maden atıkları bertaraf edilebilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Maden Atıkları Yönetmeliği ile maden atıklarının toprağa, denizlere, göllere, akarsulara dökülmesi ve doğrudan dolgu yapılması yasaklanıyor. Yönetmelikle atık karakterizasyonu sonucunda, tehlikeli olarak tanımlanan maden atıkları da denizlerde kesinlikle bertaraf edilemeyecek. Ancak, atık incelemesi sonucunda inert (çevreyi ve insanı zarar verecek derecede etkilemeyen) ve tehlikesiz olarak tanımlanan maden atıkları sadece Karadeniz’in oksijen içermeyen ve canlı yaşamı olmayan ölü tabakasında bertaraf edilebilecek. İnert ve tehlikesiz maden atıklarının Karadeniz’de bertarafı için madenciliğin yapıldığı yer merkez olmak üzere yaklaşık 30 kilometrelik bir yarıçapta kalan karasal bölgede coğrafik, topoğrafik ve jeolojik olarak uygun bir alanın olmaması gerekecek.
BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPILACAK
İnert ve tehlikesiz maden atıklarının Karadeniz’de oksijen içermeyen canlı yaşamının olmadığı ölü tabakada bertarafı planlandığında; depolanacak atığın taşınma ve deşarj yöntemi, deşarj derinliği, atığın yoğunluk hesaplamaları, atığın yükselme aralığı, denizin özümseme kapasitesi, akıntı gibi hidrodinamik koşullar ayrıntılı bir çalışma ile ortaya konulacak. Bu çalışmalar sonucunda faaliyetten etkilenmesi muhtemel deniz suyu kalitesi ve deniz ekolojisine etkilerini içeren bir bilimsel rapor Deniz Bilimleri Fakülteleri tarafından hazırlanarak bakanlığa sunulacak.Maden atıklarının depolandığı tesislerin tabanında yeraltı suyu bulunması ya da yeraltı suyunun yükselerek tabandaki geçirimsizlik sistemine zarar verme olasılığı olması durumunda, tabanda yeraltı suyunu drene edecek bir sistem oluşturulacak.
NÖBETTEKİLERE BAKLAVA
ARTVİN Cerattepe’de, madencilik faaliyetlerine karşı halkın verdiği mücadele, bayramda da devam etti. Cerattepe’ye çıkan Artvinliler mücadeleye devam mesajı verdi, ardından da bayramlaştı. Baklava yiyen yöre sakinleri, ardından horon oynadı. Valilik ve belediyenin bayramlaşmasına katılmayan Artvinliler, 1800 metre yüksekliğindeki Cerattepe’ye çıkarak maden çalışmasına karşı nöbet tutanlara destek verdi. Bazı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ile vatandaşlardan oluşan yaklaşık 1000 kişi, “Kutlu mücadelemizde bize güç ver. Mücadelemize karşı gelen insanları, ıslahları mümkünse ıslah eyle yarabbi” duası üzerine hep birlikte ‘amin’ dedi. Duanın ardından Yeşil Artvin Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan ile STK’lar ve siyasi parti temsilcileri katılanların bayramını kutladı. Daha sonra da madene tepki ve direnişe destek için Cerattepe’ye çıkan vatandaşlara tepsilerle baklava dağıtıldı, semaverde demlenen çaylar ikram edildi. Ardından da horon oynanarak, “Mücadeleye devam” mesajı verildi.
ÇILGIN HES'E MÜHÜR
ARDAHAN’da Arhavi Belediyesi, ilan verip miting düzenleyerek sahip çıktığı MNG Holding’e ait hidroelektrik santralı (HES) inşaatını, mahkeme kararlarıyla mühürlemek zorunda kaldı.
Arhavi Doğa Koruma Platformu (ADOKOP), suyu 5 kilometrelik mesafeden dağ aşırılarak getirileceği için ‘Çılgın HES’ olarak anılan ‘Kavak HES’ projesine karşı açtığı davayı 18 Eylül 2014 tarihinde kazandı. Mahkeme, ‘hileli’ olduğu gerekçesiyle Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu iptal etti. Arhavi halkı HES karşıtı eylemle ÇED iptal kararını kamuoyuna duyururken, Belediye Başkanı Coşkun Hekimoğlu partilileri yanına alarak “Arhavi işadamına sahip çıkıyor” mitingi düzenledi, Arhavili müteahhit MNG Holding’in sahibi Mehmet Nazif Günal’a sahip çıktı.
Bu süreçte projenin yapılacağı arazilerle ilgili Bakanlar Kurulu tarafından alınan acele kamulaştırma kararları da Danıştayca iptal edildi ve inşaat durdu.
İMAR PLANI DA İPTAL
ADOKOP, Arhavi Belediyesi’ne başvurarak, imar izni, iptal edilen ÇED raporu gereği verildiği için, imar planının iptalini istedi. Ancak Belediye Meclisi, AK Partili üyelerin oylarıyla bu talebi reddetti. Bunun üzerine şehir içinde yapılacak ilk HES olarak da bilinen projenin imar planlarının iptali için Arhavili Yaşar Abay ve Atilla Küçükkaya ayrı ayrı iptal davası açtı. Rize İdare Mahkemesi, 11 Mayıs 2015 tarihinde projenin belediye sınırları dahilinde kalan imar planlarını iptal etti. Belediye Başkanlığı’na ortak dilekçeyle başvuran Abay ve Küçükkaya, Kavak Regülatörü ve HES projesine ait imar planlarının ayrı ayrı açılan davalar sonucu iptal edildiğini belirterek, inşaatların mühürlenmesini istedi. Zabıtalar ve imar müdürü, önceki gün iki ayrı inşaat sahasını mühürledi. ADOKOP, yaptığı açıklamada, “Firmanın bir ay içinde gerekli imar planı ve ruhsat işlemlerini tamamlayamaması halinde, yasa gereği yıkım kararı alarak araziyi eski haline getirmesi gerektiğini” vurgulayıp, sürecin takipçisi olacaklarını duyurdu. ADOKOP üyeleri, “Adalet böyle bir şey. Halkına karşı müteahhide sahip çıkan başkan, mührü vurmak zorunda kaldı” dedi.
Hürriyet