10 / 10 / 2024

Site yaşamının getirdikleri!

Site yaşamının getirdikleri!

Tarafımıza iletilen sorunları kendi arasında grupladığımızda ilk sırada,   konutların alt katlarında yer alan işyerlerinden kaynaklanan sıkıntılar bulunuyor. Özellikle gece saatlerinde çalışan işyerleri ve yeme-içme mekanları, şikayetlerin odağında




Sizlerden gelen e-postalarda, birbirlerinin haklarına saygı göstermeyen komşular ile ilgili yakınmalar hatırı sayılır çoğunlukta. Oysa, başlangıçta üst sınıfa ait lüks yaşam biçimi olarak hayatımıza giren “site yaşamı ”, bugünkü   “mecburi yaşam ”ın adı. Ayrı kültürden gelen kişilerin bir arada yaşaması, aslında hiç de kolay bir şey değil. Bu konuda baştan önlem almamız, başka bir deyişle komşularımızın kimler olacağına karar vermemiz olanağı da yok.

Tarafımıza iletilen sorunları kendi arasında grupladığımızda ilk sırada,   konutların alt katlarında yer alan işyerlerinden kaynaklanan sıkıntılar bulunuyor. Özellikle gece saatlerinde çalışan işyerleri ve yeme-içme mekanları, şikayetlerin odağında. Garip olan şu ki; bu durumdan en çok zarar gören kat malikleri dahi, kendilerini konudan tamamen soyutlamakta, şikayetlerin çözümünü yerel yönetimlerden beklemekteler. Oysa Kat Mülkiyeti Kanunu 'nda, bir anlamda yaşam hakkına yapılan bu tür saygısızlıklara karşı yapılacak başvurularla ilgili hükümler yer almakta.

Kat Mülkiyeti Kanunundaki Düzenleme

Öncelikle konutlarda hangi iş yerlerinin açılabileceği kanunda belirtilmiştir.   Ama yazımızın konusu, yasal olarak bir engel olmamasına rağmen birlikte yaşama kültürünün gereklerini yerine getirmeyen işyeri sahipleriyle ilgili.

Kanundaki düzenlemeler, kat maliklerinin birbirlerinin haklarına saygı konusunda gerekli özeni göstermeleri temel prensibi üzerine kurulu. Kat malikleri; yükümlüklerini yerine getirmeyen komşu aleyhine tek başlarına ve birlikte dava açmaya, kanunun anlatımıyla hakimin müdahalesini istemeye yetkililer. Davranışları ile komşularını taciz eden bağımsız bölüm malikine karşı açılacak davada Hakim, kanun, yönetim planı ve iyi niyet kuralları çerçevesinde bir çözüm üreterek karar verecektir. Bir yıl boyunca verilen karara uymamakta direnen saygısız komşuyu, bu sürenin sonunda çok daha ağır bir sonuç beklemekte.

Hakim tarafından gürültü etmemesine, kanunsuz tadilatı kaldırmasına, faaliyeti sebebiyle oluşan kokuyu giderecek önlemler almasına vs. mahkum edilen işyerinin, bu davranışını bir yıl boyunca düzeltmediğini varsayalım. Malikler çoğunlukla karar alırsa, dileyen bağımsız bölüm malik veya malikleri, mahkemeye müracaatla, o bağımsız bölümün mülkiyetinin kendilerine devrini isteme hakkına sahipler. Hakim iddiayı doğru bulursa, o bağımsız bölüme bir kıymet takdir eder ve bedelin ödenmesi karşılığında şikayete konu işyerinin tapusunun davacılara devrine karar verir.

Haklarına Sahip çıkmak

Elbette ki uygulamada işler bu kadar basit değil. Hepimiz Türkiye 'de yaşıyoruz ve ülkemizde yargının işleyişi hepimizin malumu. Yıllar sürecek yargılamalar, duruşma kapısında beklenilen uzun saatler, gerekli- gereksiz bilirkişi incelemeleri için ödenen yüksek ücretler … En mühimi de bu uzun süre içinde, bütün haklılığımıza rağmen saygısız komşu ile aynı mekanda yaşama mecburiyeti, belki de onun dozu daha da artarak devam edecek saygısız davranışlarının hedefi olmak. Ne var ki, birlikte yaşamanın yolu başkalarının haklarına tecavüz etmemek kadar, kendi haklarını bilmek ve bu haklara sonuna kadar sahip çıkmakla mümkün.

Birilerinin bizi haksızlıklardan kurtarmasını beklemek, temel haklarımızı kullanmaktan açık açık feragat etmek değil mi Kanunlarla bize tanınmış bir hakkı kullanmamak bir anlamda; kendi kendini idare etmekten, sonuçta demokrasiden vazgeçmek demek değil mi

İnsan haklarına saygılı bir toplumda yaşamak istiyorsak, geç de işlese, güç de olsa hepimizin nihai sığınağı bağımsız yargı olmalıdır.  

Haftaya kadar sağlıcakla kalınız.

Nermin çiviciler/Milliyet Emlak


Geri Dön