Siteler'in mobilya sektöründe etkisi yüzde 10!
Kuzen Mobilya'nın genç ve çalışkan patronu Halil İbrahim Doğan, "Siteler'in Türkiye mobilya sektörü istihdamındaki payı yaklaşık olarak %10 civarındadır. Tabi bu kayıtlı çalışanlar üzerinde verilen değer'' dedi.
Halil İbrahim Doğan, "Siteler'in Türkiye mobilya sektörü istihdamındaki payı yaklaşık olarak %10 civarındadır. Tabi bu kayıtlı çalışanlar üzerinde verilen değer. 1990'lı yıllarda bu rakamlar çok daha yukarıda iken ne yazık ki bugün Bursa İnegöl'ün gerisinde kalmıştır. Teknolojinin artması ve yoğun üretimler Kayseri ve Bursa'nın pazar içindeki paylarını yüksek oranda artırmıştır Siteler'in payını ise düşürmüştür" diyerek Siteler'in kan kaybettiğini söyledi.
Ahşaba hayat veren tasarımlar" şirket parolası ile Ankara Sitelerde doğan bir başarı öyküsü. Çıraklıktan patronluğa yükselen bir Ankara markasını yaratan Yılmaz Doğan ve kuzeni Halil İbrahim Doğanın öyküsü. Bu haftaki konuğumuz Kuzen Mobilya'nın genç ve çalışkan patronu Halil İbrahim Doğanla Kuzen Mobilyayı ve siteleri konuştuk.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1976 Erzurum doğumluyum. İlköğretimimi Erzurum'da, Ortaokulu Ankara'da okudum. İzmir Buca Lisesi'nden sonra Gazi Üniversitesi İktisat Bölümünü bitirdim. Üniversitede öğrenci iken aynı zamanda, Siteler 'de amcama ait olan mobilya atölyesinde çalışıyordum. Mobilya mesleki bilgimi bu süreç içerisinde geliştirdim. Mobilyacılıkla ilgili yeni şeyler öğrenmek, zamanla sektöre olan ilgimi artırdı. Ve 2003 yılında kuzenim Yılmaz DOĞAN ile birlikte sıfır sermaye ve kiralık makinalarla sadece ikimiz çalışarak üretim yapmaya başladık. Zamanla sektörün dinamiklerini tanıdıkça işimize profesyonellik kalma kararı aldık. Ve bu bilinçle 2008 yılında kendi markamızı yaratma kararı aldık. Bugün sahip olduğumuz teknik ekiple profesyonel bir yapılanma içerisinde, ancak amatör ruhumuzu da kaybetmeden Q'ZENS Furniture&lnterior Design olarak özgün tasarımlar projelendiriyor ve uyguluyoruz.
Q'ZENS mobilya piyasasına ne tür ürünler arz eder?
Q'ZENS; Ofis, villa, tiyatro, sinema, konferans salonları, kamu binaları, rezidans, nitelikli konut, otel, iş merkezi, cafe, restoran, hastane, mağaza uygulamalarında çözüm ortağı veya tamamen proje yüklenicisi olarak üzerine düşeni bugüne kadar başarıyla tamamlamıştır. Q'ZENS çok başarılı bir tasarım ve üretim ekibine sahip olmanın avantajlarını ürettiği ürünlerde fazlasıyla kullanmaktadır. Buda bizim bu sektörde rakiplerimizden önde olmamızı sağlıyor. Biz. birlikte çalışma kararı aldığımız her müşterimizi tanımaya, onların ihtiyaç ve beklentilerini anlamaya çalışıyoruz. Farklılığımız bu noktada başlıyor, çünkü biz hem üretimi hem de tasarımı aynı ortamda gerçekleştiriyoruz. Bu sayede müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamanın çok ötesinde onlara kendi tarzlarını yaratma fırsatı sunuyoruz. Üretim ve tasarım anlayışımızı etkileyen unsurlar da bizi benzerlerimizden ayırıyor. Tasarım aşamasında da üretim aşamasında da teknolojiden en üst seviyede yararlanıyoruz. Ancak bunları gerçekleştirirken ahşap üretiminin özünde sanat olduğunu ve onu sanat yapan şeyin aslında el işçiliği olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Bu sebeple üretimlerimizi el işçiliği ile besliyoruz. Bunu yapabilmek hem tasarım aşamasında bizi sınırlamalardan koruyor hem de üretimlerimize özgünlük ve değer katıyor.
Mobilya sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sizin hedefleriniz nedir?
Yaşam var olduğu sürece, insanlar yaşam alanlarını daha konforlu kılması için mobilyaya ihtiyaç duymaktadır. Dolayısıyla, mobilyacılık sektörü de her geçen gün kendini yenileyerek varlığını sürdürecektir. 1957'lerde kurulmuş olan Siteler bugün 5000 (beş bin) dönüm arazi üzerinde faaliyet gösteren sanayi statüsü olmayan büyük bir bölgedir. Ülkemizin içerisinde bulunduğu gelişim ve kalkınma süreci ne yazık ki uzun yıllardır hem çalışan hem de işveren olarak mobilya sanayisinin kalbi Siteler 'i çok etkilemedi. Siteler 'in sektöre kazandırdığı marka sayısı üç beş firmayla sınırlı kalmaktadır. Marka olmayı başaranlar da, kendi tarzlarını yaratan özgün olan firmalar oldu.
Q'ZENS 'in hedefleri nelerdir?
Biz aslında Ankara Siteler 'den bir 'Dünya markası çıkarmak' için çıktık yola. Sıfır sermaye, engin hayaller ve 160 m2'lik kiralık bir atölye ile başladığımız yolculuk bugün 3000 M2'lik üretim tesisi ile devam ediyor. Önümüzde kat etmemiz gereken çok uzun ve çok zorlu bir yol olduğunu biliyoruz, işte bu yüzden geldiğimiz yere değil gideceğimiz yere bakıyoruz her zaman. Gelişim ve değişim odaklı dinamik yapımız, kalite ve estetiğe tutkuyla bağlı özgün tarzımız, müşteri memnuniyeti konusundaki hassas tavrımız, değerlerimiz olan bağlılığımız, üretim ve tasarımı bir arada gerçekleştirebilme avantajımızla' sektörde söz sahibi olmak' ve 'fark yaratmak' arzusundayız.
Siteler demişken; Siteler 'in Türkiye ve dünya mobilya piyasasındaki yeri nedir?
Siteler'in Türkiye mobilya sektörü istimdamındaki payı yaklaşık olarak %10 civarındadır. Tabi bu kayıtlı çalışanlar üzerinde verilen değer. 1990'lı yıllarda bu rakamlar çok daha yukarıda iken bugün Bursa İnegöl'ün gerisinde kalmıştır. Teknoloji yoğun üretimler Kayseri ve Bursa'nın Pazar içindeki paylarını yüksek oranda artırmıştır. Sitelerin hammadde, enerji, nakliye, teknoloji, kalifiye iş gücü, pazarlama, tasarım çalışmaları, tanıtım faaliyetleri yetersizliklerinin yarımda standartlaşma, markalaşma ve kalite imaj sorunları mevcuttur. Bunların yanında sektöre ait uluslararası bir fuarın olmaması. Sektörde faaliyet gösteren firmaların ürün tanıtımları ve dış pazarlara açılmaları noktasında ciddi bir handikap oluşturmaktır. Ülkemiz mobilya sektöründe önemli bir potansiyele sahip olup bu potansiyeli yeterince geliştiremeyen bir konumdadır. Türk mobilya sanayinin dünya pazarlarına daha iyi tanıtılabilmesini teminen. uluslararası nitelik taşıyan tek bir mobilya fuarı ile tüm alt sektörlerin (ofis mobilyası, ev mobilyası, mutfak mobilyası ve dekorasyon ) bir araya getirecek şekilde tüm sektörü temsil etme yeteneğine sahip uluslararası bir fuar organize edilmesi, tanıtılması ve söz konusu organizasyonun sürekliliğinin sağlanması hayati önem taşımaktadır. Türk mobilya sektörü potansiyel açısından sektörün öncüleriyle mücadele edebilecek kapasiteye sahiptir. Türkiye mobilya sektörünün yıllar içinde gösterdiği gelişime rağmen sektörde kronikleşen sorunlarda tasarım ve markalaşma sorunudur. Yabancı pazarlarda ve özelliklede gelişmiş ülkelerin ürünlerinde görülen marka mimarisi, tasarım, patent gibi hususlar üretilen mal ne kadar nitelikli düzeyde olursa olsun tüketiciye ulaştırma noktasında bir takım sorunları da beraberinde getirmektedir. Gelişen pazarlardaki ürünlerde ürünlerin niteliklerinin artışına paralel olarak marka değeri yükselişte söz konusu olmaktadır. Üretilen her yeni ürün özgün bir tasarım ve patent korumasına sahiptir. Ancak ülkemizde bunlarla ilgili gelişmeler kaydedilse de teşvik ve yönlendirmelerin yetersizliği ve küçük ve orta ölçekli firmalardaki kurumsal yapıların gelişmemesi nedeniyle ürünlerin tüketici marka değeriyle birlikte pazarlanması söz konusu olmamaktadır.
Sizce Siteler bu sorunlarını nasıl aşacaktır?
Siteler'i bu pazarlardan ayıran temel özellik, el işçiliği yoğun ürünlerin üretiliyor olması; bununla birlikte teknoloji yoğun üretim tekniklerinin kullanılmasının gittikçe çoğalmasıyla da eski o canlı günlerini yeniden yakalayacağına inanıyoruz. Tabi mobilya sektörünün gelişmesi için iç piyasa dışında dış piyasada da ciddi söz sahibi olması gerekir. Bugün, Türkiye dünyada mobilya ihraç eden ülkeler içinde % 1 gibi bir paya sahiptir. Oysa biz, Türkiye'nin dünyada İtalya'dan soma ikinci olduğu sözlerini duyarak büyüdük. Belli ki yanlış. Bir an önce Organize Sanayi statüsüne kavuşturulmalıdır. Bugün dünya mobilya piyasasını ihtiyacının üçte birini Çin karşılamaktadır. Biz ise, ülke olarak ancak 21.sıradayız. Bütün bu sıkıntıları aşmak için sektörün; gittikçe artan teknoloji transferi ile gelişime açık olması, kaliteyi yükseltme çalışmalarına hız verilmesi, ürün çeşitliliğinin olması, son yıllarda mobilya tasarım çalışmalarına hız verilmesi, hedef pazarlara yönelik ihracat çalışmalarının artırılması, ucuz işgücü, büyüme potansiyeline sahip olan iç piyasa, sektörde firmalar arasında iş birliğinin sağlanması gibi sektörün bu yönleri düşünülürse mobilya sektörü önemli bir gelişme kaydedebilir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin Halkbank ve KOSGEB tarafından desteklenmesi, yeni üretim metotlarının gelişiminin teşvik edilmesi, ihracatın desteklenmesi sektörde eğitimli personel, vizyoner yönetici çalıştırılmasının teşvik edilmesi kalifiye eleman yetiştirilmesi için eğitim programlan ve seminerler düzenlenmesi meslek örgütlerinin öncü olması (değişime ve gelişime) , yerel yönetimlerin alt yapı sorunlarının çözümü noktasında katkıları hayati önem arz etmektedir. İşveren için karlı çalışan için avantajlı ve cazip bir sektör haline getirilmesi ancak bunlarla mümkün olabilir. Bir diğer taraftan SSK primlerinin yüksek olması kayıt dişiliği artırmaktadır. Oysaki SSK primlerinin piyasa koşullarına uygun hale getirilmesi hem işveren, hem işçi hem de SSK için çok daha karlı bir hale gelecektir. Yani tabana yayarak toplamda daha yüksek oranda prim toplamak mümkündür. Bir diğer taraftan son iki yıl içinde sosyal güvenlik yasasında yapılan değişikliklerin sektörde faaliyet gösteren bütün firmaların bunları yerine getirmesi sağlanmalıdır. Eşitlik ilkesi ve rekabet koşullarının eşdeğerliği de böyle sağlanmış olur. Piyasa da standartlaşma mutlaka sağlanmalıdır, önemlidir. Örgütlü bir sektörde standartlaşma sektör karlılığını, verimliliğini ve güvenilirliğini artıracaktır. Yine bu da sektör bileşenlerinin karlılığını artıracaktır. Üretken işletmelerin çoğalmasını sağlayacaktır. Emeğin karşılığını alan işveren ve çalışan daha bir istek ve arzuyla işine sahip çıkacaktır. Bütün bunlar sadece işletmeleri ve bireyleri değil aynı zamanda devleti de karlı kılacaktır. Daha fazla vergi, prim ve istihdam artışını beraberinde getirmesi kaçınılmazdır.
Ekonomi piyasalarındaki değişimler sektörü nasıl etkiliyor?
Paranın kullanım maliyetinin artması; biz üreticilerin üretim maliyetlerinin artmasına sebep oluyor. Dolayısıyla, artan üretim maliyetleri karşısında fiyatlarınızı artıramadığınızda kâr marjlarınızın düşmesine sebep oluyor. Bu sebeptendir ki; yüksek faiz oranlarıyla makine yatıranı yapmak ve finansman sağlamak üreticileri zor durumda bırakıyor. İstikrarın sağlandığı piyasa koşullar nida üreticiler daha düşük maliyetlerle finansman sorunlarım çözebilirler. Temel alıcı durumundaki inşaat sektörü içinde bulunduğu ekonomik daralma ile beraber mobilya talebinde de ciddi düşüşlere sebep olmaktadır. Döviz kurundaki artışlar, faizlerdeki yükselişler özellikle konut faizlerindeki yükselişler ev satışlarının düşmesine sebep olmakta. Bununla beraber hane halklarının tasarruf ve satın alma alışkanlıklarında değişikliklere sebep olmakta bu da mobilya sektörüne olumsuz yansımaktadır. Geçen yıllarda sivil toplum kuruluşlarının önderliğinde ve devletin KDV oranlarında yaptığı indirimlerle bankaların ev tadilatı için verdiği kredilerde başarılı olmuştur. Nihayetinde inşaat sektöründeki ve para piyasalarındaki olumlu değişiklikler mobilya sektörünü de olumlu yönde etkilemektedir. Mobilya sektörü ithalat-ihracat dengesinde ülke ekonomisine pozitif katkı yapmaktadır. Böyle potansiyele sahip olan bu sektör kamu kaynaklarından faydalandırılmalıdır. Dünya mobilya piyasasında % 10'lar civarına ihracatını çıkarmış bir Türkiye cari açığını kapatma ve hedeflenen ihracat rakamlarına ulaşma noktasında, sektörden önemli bir destek almış olacaktır. Oysa son yıllarda Çin'den ithal edilen ucuz mobilyalar (bunlar aksesuar, aydınlatma, bahçe mobilyaları, ofis mobilyaları) sektörde olumsuz yansımalara sebep olmaktadır.
Anadolu