Tarım alanlarının imara açılması cinayettir!
Türkiye'nin çok acil tarım ve teknolojide ciddi çalışmalar yapması gerektiğinin altını çizen Cem Seymen; BM raporuna göre dünyada 10 yıl sonra gıda krizi çıkacağını, Türkiye'deki tarım alanlarının imara açılmasının ölümcül hata olduğunu söyledi.
Türkiye'nin çok acil tarım ve teknolojide ciddi çalışmalar yapması gerektiğinin altını çizen Cem Seymen; BM raporuna göre dünyada 10 yıl sonra gıda krizi çıkacağını, Türkiye'deki tarım alanlarının imara açılmasının ölümcül hata olduğunu söyledi.
Akra Barut Otel'de gerçekleştirilen ANSİAD Olağan Toplantısı'na; MÜSİAD Başkanı Osman Kurt, Orta Anadolu Süs Bitkileri ve İthalat ve İhracatçılar Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Cahit Kaya, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır da katıldı.
GIDA KRİZİ ÇIKACAK
Televizyon programlarında sürekli tarım üretimini, büyümeyi ve kalkınma konularını ele aldığını söyleyen başarılı programcı Seymen, Türkiye'nin tarım karnesini dış ülkelerin tarım karnesi ile karşılaştırdı. Küresel ısınma ile birlikte tüm dünyanın gıda sıkıntısı ile baş başa kalacağına vurgu yapan Cem Seymen, gelişmiş ülkelerin gıda krizine karşı tarım bilimine odaklandığını söyledi.
ÜRETİME DAYALI EĞİTİM
Türkiye'nin eğitim konusunda dünyanın gerisinde kaldığına dikkat çeken Cem Seymen, ARGE odaklı bilim eğitimleri verilmesinin önemine değindi. Bilimde, Fende teknolojide Doğu ve Asya ülkelerinin ciddi sıçrama yaptığını, tarımda ise Avrupa'nın ise geriye gittiğini söyleyen Seymen, Türkiye'de çok acele üretime dayalı bir eğitim modeli oluşturulmasını önerdi. Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurulan köy enstitülerin kapatılmasıyla Türkiye'de eğitimin gerilediğini ifade eden Seymen; " Müthiş bir küresel ısınma var. Dünyada gıda çok önemli bir olgu haline gelecek. Birleşmiş Milletler Aile çiftçiliğine önem veriyor. Uçaktan gelirken seraları gördüm harika. Matematik de Çin yine birinci. Matematikte Türkiye 44'ncü. 5'nci sırada Tayvan var. Tayvan'ı sorsanız küçük bir ada Kıbrıs gibi. Çin'deki devrimden kaçan kişiler Tayvan'da ülke kurmuşlar. Samsung, iPhon'un bütün yazılım ve bilişim şirketleri Tayvan'da orada bir silikon vadisi var. THY geçen sene Tayvan'a bir hat açmak zorunda kaldı. Tayvan'daki okullarda eğitime müthiş bütçe ayrılıyor. Çocukları matematikte 44'ncü olan bir Türkiye katma değer ürün üretmezse gidecek yolu yok. Çünkü bilim adamları çalışıyor" dedi.
TARIM ALANLARININ İMARA AÇILMASI CİNAYET
CNN Türk'te yayınlanan Para Dedektifi Programının yapımcısı ve sunucusu Cem Seymen, küresel ısınma ile birlikte gelişmiş Avrupa ülkelerinin tarıma yöneldiğini vurguladı. Türkiye'deki tarıma elverişli toprakların Avrupa'nın çok çok üstünde olduğunu söyleyen Seymen, " Türkiye dehşet bir tarım ülkesi. 8 bin yıldır Anadolu bir tarım coğrafyası. Bu coğrafyada neden bir tarım ürünlerini ithal ediyoruz? " diye konuştu.
TARIM ALANLARINI İMARA AÇMAK CİNAYETTİR
Türkiye'de borçlanarak büyüme algısının hakim olduğunu ve bunun son derece yanlış olduğunu söyleyen Seymen; Türkiye'nin ARGE yatırımına önem vermesi gerektiğinin altını çizdi. " Anadolu'dayız ama tohum ithal ediyoruz. Biz yerli tohum kullandığımız an dışarıdan almamız söz konusu olamaz. Tohum üretmemiz lazım. Anadolu insanı şuan toprak beslenemediği için büyük şehirlere göç etmek zorunda kaldı. Nefes alamıyoruz artık. Biz ABD bankasının para basmasıyla konfor yaşayamayız. İnsanlar tarım yapmak istiyorlar. BM'ye göre yıl içerisinde gıda savaşı çıkacak. Bu yüzden tarım alanlarını korumak çok önemli. Biz ne yapıyoruz, tarım alanlarını imara açıyoruz. Tarım alanlarını imara açmak cinayettir" şeklinde konuştu.
430 TON DEMİR SATIYORUZ 1 TIR CEP TELEFONU ALIYORUZ
Seymen bu konuda ki görüşlerini şu şekilde devam ettirdi: . "Çin sallanıyor diyoruz ama sallanırken bile yüzde 4 büyüyor. 2'nci sırada Kore var. Türkiye teknolojiye ve ARGE'ye önem vermeli. ABD , İspanya, Prag'a bakın, Almanya bir tarım ülkesi. Fransa AB'den tarım teşviki alabilmek için savaş veriyor. BM 10 yıl sonra gıda krizi çıkacak diyor. Fen'de Türkiye 44'ncü. 1'nci sırada Çin.. Bir tane Avrupa ülkesi var o da Finlandiya. Denizden doldurma toprakla kurulan Hollanda'da toprak yok. 8 bin yıldır tarım yapılan toprakları imara açıyoruz. Tarım alanları o kadar çok önemli ki. Bu bir cinayet. Anadolu'daki tarım toprağının ilk 10 santimlik kısmı dünyanın hiç bir yerinde yok. Bütün Anadolu toprağı çok önemli. Bunun üstüne imar izni vermek, bina çıkmak cinayet.Eğer bu eğitim kalitesini 44'ncü sıradan ilk 10'a sokmazsak bütün kaynağı eğitime ayırmamız lazım. 430 ton demir satıyormuşuz 1 Tır cep telefonu alabilmek için 582 tır satıyormuşuz 1 tır ilaç alabilmek için. ARGE önemli. Üretin, çıkarın. Bayer bugün dünyanın en büyük tarım şirketini alabilmek için dünyanın parasını verdi"
Antalya Son Haber
Haber Antalya Gazetesi'nde şu şekilde yer aldı
CNNTÜRK Ekonomi Editörü Cem Seymen, ANSİAD Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu. Akra Barut Otel’de düzenlenen toplantıya ANSİAD Başkanı Abdullah Erdoğan, ANSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri, ANSİAD Üyesi İş İnsanları, Süs Bitkileri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi & BAKSİFED Başkanı Ali Eroğlu, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya Ticaret Borsası Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan, Burdur Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Osman Kurt ile basın mensupları katıldı.
Toplantı Başkanlığını ANSİAD Tarım Sektörü Başkanı Argun Şahin’in yaptığı toplantıda konuşan CNNTÜRK Televizyonu Ekonomi Editörü Cem Seymen, “Türkiye'nin ekonomik gerçeklerini anlatırken; büyümeyi kalkınmayı, teknolojiyi ön plana alıyoruz. Tarım konusunun ülkemiz için ne kadar değerli olduğunun yeteri kadar farkında değiliz. 8 bin yıllık tarım geçmişi olan Anadolu’da bizler hala yabancı tohumlar kullanıyoruz. Türkiye, dehşet bir tarım ülkesi. 8 bin yıldır Anadolu bir tarım coğrafyası. Bu coğrafyada neden tarım ürünlerini ithal ediyoruz? Bunu hala anlamış değilim. En çarpıcı örnek olarak şunu söyleyebilirim ki Diyarbakır karpuzunun tohumunu Meksika’dan alıyoruz. Artık ülke olarak kalkınıp kendi tohumlarımızı üretir hale gelmeliyiz” şeklinde konuştu.
“BİNA DEĞİL, TARIM YAPILSIN”
Üniversitelerde tohum üretimi noktasında bilimsel çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Seymen, “Ülke olarak şunu anlamalıyız. Sadece inşaat sektörü ile büyüyemeyiz. Ülke olarak bina değil; artık tarım yapmalıyız. İnsanlarımız tarım yapmak istiyor. Bunun için gerekli çalışmaları yapmalıyız. 8 bin yıldır Anadolu'dayız ama tohum ithal ediyoruz. Tohum üretmemiz lazım. Özellikle üniversitelerimizde tohum konusunda ileriye dönük çalışmalar yapılıp kendi tohumlarımızı üretir hale gelmeliyiz. Anadolu’da yaklaşık 2500 üründen sadece 2 ürünümüz Avrupa Birliği tescilinde. Bunlar Aydın İnciri ile Gaziantep Baklavası. Bu tablo tarım ve üretim anlamında ne kadar alt sıralarda olduğumuzu gösteriyor. Ülke olarak tarıma yönelmeliyiz. Tarım alanlarını imara açarak üretim yapamayız. Tarım alanları imara açılarak zaten bir cinayet işleniyor. Birleşmiş Milletler’in 10 yıl sonraki öngörüsü gıda sektöründe krizin çıkacağı yönünde” diye konuştu.
Anadolu’daki tarım toprağının ilk 10 santimetrelik kısmındaki verimin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını vurgulayan Cem Seymen, “Bütün Anadolu toprağı en verimli tabakayla kaplı. Orada imar izni vermek cinayet. Orada tarım yapılmalı. Ben hikayemi topraktan seçtim. Türkiye’de dehşet bir tarım devi olabilir, hikayesini tarımdan yaratabilir.” diye konuştu.
“SORU SORMALIYIZ”
PISA olarak kısaltılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nda Türkiye’nin Matematik, Türkçe ve Fen derslerinde çok aşağı sıralarda olmasını soru sormamaya bağlayan Cem Seymen, konuyla ilgili şunları söyledi: “New York Üniversitesi’nde siyasal ekonomi üzerine eğitim alırken hocaya sürekli soru soran bir arkadaşım vardı. Profesör, ona cevap vermek için uğraşır ve ders bana göre kaynardı. Bir gün yine saçma diye nitelendirebileceğimiz sorular sormaya başladı. Ben de güldüm. Güldüğümü gören hoca beni sınıftan attı. Benim için çok utanç verici bir andı. Defalarca özür diledim. Sonra bana niye güldüğümü sordu. Önemli bir şey değil, dedim. Suratınızda alaycı bir ifade vardı. Merak ediyorum, söyleyin birlikte gülelim, dedi. Ders bitiminde sadece ikimizin olduğu bir ortamda “O öğrencinin Ne kadar aptal, ne kadar manasız sorular sorduğunu ben de biliyorum. Ama gülerek, alay ederek hiç kimsenin merak etme, soru sorma hakkını elinden alamazsınız. Buna izin vermem. Geldiğin yerde nasıl bir eğitim sistemi var, bilemem. Neye tolerans gösteriyorsunuz, bilemem. Kimsenin öğrenme hakkını elinden alamazsınız. Gülersen cesareti kırılır. Bir daha soru sormaz.”
“TÜRKİYE SORU SORUNCA GÜLEN ÖĞRENCİLERLE DOLU”
Matematikte 45.olan Türkiye’nin katma değerli ürün üretemezse gideceği yer olmadığını savunan Seymen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tamamen Türkiye’ye özgü eğitim projesi köy enstitüleri matematikten, edebiyata, sanattan, müziğe her alanda çok nitelikli eğitimlerin verildiği kurumlarmış. Dünyanın pek çok ülkesinde farklı eğitim modellerini inceleme fırsatı bulduk. Köy enstitüleri kadar özgün bir modele dünyanın hiçbir yerinde rastlamadık. Şimdi ki eğitim sistemimizde maalesef kavrama ve muhakeme kısmında eksiğiz. Okullar, biri soru sorduğu zaman gülen öğrencilerle dolu. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’ne (NASA) gittik. Hoş geldiniz (Welcome) yerine Keşfet ( Explore) yazıyordu.3 yaşındaki çocuk, kapıdan girer girmez sorgulamaya başlıyor, merak ediyor. Sorgulayan, merak eden sisteme geçmeli, çocuklarımızı o şekilde eğitmeliyiz”
Antalya Gazetesi