22 / 11 / 2024
fuzul

Türk çelik sektöründe tüketim arttı, üretim azaldı!

Türk çelik sektöründe tüketim arttı, üretim azaldı!

Çelik sektöründe 2011-2015 döneminde tüketim yüzde 27,5 artmasına karşın üretim yüzde 7,6 daraldı. Bu nedenle artan tüketim Çin, Rusya ve Ukrayna'dan yapılan ithal ürünlerle karşılandı.




Türkiye'de çelik sektöründe, dampingli  fiyatlarla satılan ithal ürünlerin yanı sıra enerji maliyetleri ve cevherden  üretimin daha avantajlı hale gelmesi gibi nedenlerle sıkıntı yaşanıyor.


Son dönemde bazı çelik firmalarının işçileri ücretsiz izne ayırma ve  iflas erteleme başvurusu gibi durumlarla karşı karşıya kalmaları sektörde yaşanan  sıkıntıları yeniden gündeme getirdi.


AA muhabirinin Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) verilerinden  derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi son olarak 2012 yılında  bir önceki yıla göre yüzde 5,2 artış gösterirken, söz konusu yıldan itibaren  sürekli geriledi. Bu açıdan bakıldığında 2011-2015 döneminde üretim yüzde 7,6  daralarak 34 milyon 107 bin tondan 31 milyon 520 bin tona düştü.


Son 5 yılda üretimdeki azalmaya karşın, nihai mamul tüketimi yüzde  27,5 artarak 27 milyon tondan 34,4 milyon tona yükseldi.


Türkiye, söz konusu dönemde 91,6 milyar dolarlık çelik ürünleri  ihracatı gerçekleştirirken, bu dönemde yapılan ithalat ise 72,2 milyar dolar  oldu. Buna karşın 2011-2015 döneminde miktar bazında çelik ihracatı yüzde 9  azalırken, ithalat yüzde 78 arttı. Bunun sonucunda da önceki yıllarda net çelik  ihracatçısı olan Türkiye, ithalatçı ülke konumuna düştü.


ARTAN İTHALAT SORUN YARATIYOR


Son yıllarda yerli üreticinin en fazla sıkıntı çektiği konuların  başında Çin, Rusya ve Ukrayna'dan yapılan ithalat geliyor.


Üreticiler özellikle devlet destekli Çinli firmaların üretim  maliyetlerine yakın fiyatlarla Türkiye dahil dünyanın diğer ülkelerine mal  satmaları nedeniyle gerek yurt içinde gerekse ihracat pazarlarında rekabette  zorlanıyor.


Avrupa Kömür Çelik Topluluğu ile imzalanan serbest ticaret anlaşması  gereği hiçbir devlet desteği alamayan yerli firmalardan bazıları, Çin ürünleri  ile rekabet edemediklerinden vardiya azaltma, işçilerini süresiz izne çıkarma ve  iflas erteleme başvurusu gibi durumlarla karşı karşıya kalıyor.


Sektörün dış ticaret rakamlarına bakıldığında 2011-2015 döneminde  toplam 70,3 milyon ton çelik ürünleri ithal edildi.


Söz konusu dönemde Çin'den yapılan ithalat 6,5 katına çıkarak 464 bin  112 tondan 2 milyon 992 bin 553 tona yükseldi. Bu dönemde Rusya'dan yapılan  ithalat 2 milyon 140 bin 916 tondan 4 milyon 303 bin 996 tona çıktı. Ukrayna'dan  yapılan ithalat aynı dönemde yüzde 27 artışla 2 milyon 57 bin 690 tondan 2 milyon  606 bin 93 tona ulaştı.


ENERJİ MALİYETLERİ


Çin'in uyguladığı fiyat politikasının yanı sıra yurt içindeki enerji  maliyetleri de çelik sektörünün üretim yapmak yerine ithalatı tercih etmesinin  nedenleri arasında yer alıyor.


Özellikle elektrik tüketim miktarı üzerinden alınan TRT payı ile Çevre  Katkı Payı gibi uygulamalar, sektör temsilcilerince üretim maliyetlerini artıran  unsurlar olarak değerlendiriliyor.


Bu arada sektörün yoğun olarak kullandığı enerji tarifesi olan gece  tarifesine bu yılın başında yüzde 16 zam yapılmasının yanında sistem kullanım ve  işletim tarifelerine yapılan zammın çelik üreticilerinin bu kalemlerdeki  faturalarının yüzde 60-70 yükselmesine yol açması üretimi baskılayan faktörler  arasında yer alıyor.


Çin, Rusya ve Ukrayna'ya uygulanan gümrük tarifelerinin düşük olması  nedeniyle ithal edilen bir birim ürünün, üretimi yapılan ürüne göre daha ucuz  olması dışarıdan alımı daha cazip hale getiriyor.  


Son yıllarda çelik üreticilerinin karşı karşıya kaldığı en büyük  problemler arasında ham madde olarak kullanılan hurda fiyatlarının cevher  fiyatlarına göre daha yavaş düşmesi ön plana çıkıyor.


Küresel ölçekte bakıldığında 2011-2015 döneminde ton başına hurda  fiyatları yüzde 58,6 gerileyerek 460 dolardan 190 dolara düştü. Buna karşın aynı  dönemde cevher fiyatları yüzde 68,7 azalarak 138,6 dolardan 43,4 dolar düzeyine  indi. Son verilere bakıldığında ise mart ayı itibarıyla hurda fiyatları yüzde 11,  cevher fiyatları da yüzde 23,5 arttı.


Türkiye'deki çelik üreticilerinin yüzde 70'den fazlasının hurdayı ham  madde olarak kullanan ark ocaklı tesisler olduğu düşünüldüğünde, hurda  fiyatlarının cevher fiyatlarına göre daha yavaş düşmesi sektörün genelini  sıkıntıya soktu. Aksi şekilde cevherden üretim yapan tesisler diğerleri  karşısında daha avantajlı bir konuma geldi.


'FİYATLAR BASKI ALTINDA'


Çelik sektöründeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan TÇÜD  Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün 2000'li yıllarda her yıl yüzde 6-7  civarında büyüdüğünü, buna karşın son üç yıldır üretimde daralma yaşandığını  söyledi.


Bu yılın ilk iki ayına bakıldığında tüketimin arttığı bir dönemde  üretim artışının yüzde 1-2 seviyelerinde kaldığını belirten Yayan, "İhracatımızda  da miktar açısından bir miktar iyileşme söz konusu. Değer açısından ihracatta ise  yüzde 25 civarında gerileme yaşandı. Bu, iki şeyi gösteriyor. Birincisi  ihracatımızdaki miktar açısından iyileşmenin üretimdeki iyileşmeye benzer şekilde  çok sınırlı seviyede kalması. İkinci husus, son bir ayda fiyatlarda ortaya çıkan  dalgalanmanın ve mevzi iyileşme fiyatlara henüz yansımadı. Bu da fiyatların ne  kadar baskı altında olduğunun bir ifadesi" dedi.


İthalatı teşvik edici mekanizmaların terk edilmesinin önemine dikkati  çeken Yayan, "Türkiye ekonomisi düşük petrol fiyatları sebebiyle şu an  kaldırabiliyor olsa bile bunu orta vadede kaldıramaz" ifadesini kullandı.


AA


Geri Dön