22 / 12 / 2024

Türkiye'de bina denetimleri yetersiz!

Türkiye'de bina denetimleri yetersiz!

17 Ağustos 1999 Depreminin 16. Yıldönümünde inşaat Mühendisleri Odası (İMO) Samsun Şube Başkanı Cevat Öncü, Türkiye'nin ve Samsun'un deprem riskine karşı büyük hasarlar vereceğini belirtti.



17 Ağustos 1999 Depreminin 16. Yıldönümünde inşaat Mühendisleri Odası (İMO) Samsun Şube Başkanı Cevat Öncü, Türkiye'nin ve Samsun'un deprem riskine karşı büyük hasarlar vereceğini belirtti. Öncü, "Samsun'da orta ve ağır hasarlı deprem olduğunda yüzde 60'tan fazla bina kullanılmaz hale gelir, bu Samsunlular açısından çoh tehlikeli bir risktir, ilimizde yüzde 70'ine yakın binaya mühendislik hizmeti yapılmamıştır" dedi.

 

"DEPREM ÇOK BÜYÜK SORUN"

17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 16 yıl geçti. 16 yıl önce bugün, merkez üssü Gölcük olan ve beraberinde tüm Marmara bölgesini etkileyen 7,4 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Binlerce insan yaşamım yitirdi, binlercesi yaralandı, ülke ekonomisi kısa zamanda telafi edilmesi mümkün olmayacak derecede etkilendi. Bilançonun yol açtığı acı, depremin toplumsal travma haline gelmesine neden olmakla kalmadı, başta yapı üretim süreci, mevcut yapılarrkentleşme politikası, afet sonrası önlemler, mevzuat olmak üzere yetersizliğimizi, hatalarımızı gün yüzüne çıkardı. Görmezden gelinen, yok sayılan sorunlar dramatik bir olayla varlığım hissettirdi. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin yok sayılmasının bedeli kelimenin gerçek anlamıyla ağır oldu. 


YÜZ BİN İNSAN HAYATINI KAYBETTİ 

Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu vurgulayan Öncü, "Türkiye, topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Türkiye topraklarında 1900'lü yılların başından günümüze otuza yakm büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 bin civannda insan hayatını kaybetmiştir. Türkiye, önemli deprem kuşaklan üzerinde bulunmaktadır. Ülke topraklarının yüzde 66'sı 1. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer almakta, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kent, ülke nüfusunun ise yüzde 70'i ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75'i deprem tehlikesi altındadır." dedi. 


"YETERSİZ KALINIYOR" 

Bina denetimlerinin yetersiz olduğunu da ekleyen Öncü, "Düzensizliğin hüsran getirdiğini söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkam Cevat Öncü, "Sağlıksız kentleşme, kaçak yapılaşma ve mühendislik hizmeti almadan ve yetersiz denetimlerle, yapı üretimi devam ediyor. 

Bunun sonucu olarak da 2011 yılında meydana gelen Van Depreminde yaşananlar; 17 Ağustos 1999 depreminin tekrarı olmuştur. Dolayısıyla başka da ispata gerek yoktur." şeklinde konuştu.

 

"ODALAR DEVRE DIŞI BIRAKILDI" 

İnşaat Mühendisleri Odası'nm senelerdir deprem tehlikesi ve deprem önlemleriyle ilgili çalışmalarda bulunduğunu belirten Öncü, "Odamız mevzuattan yapı üretim sürecine kadar geniş bir yelpazede görüş, ve önerilerini defalarca kamuoyuyla paylaşmış, raporlar hazırlamış, ilgili bakanlıkların düzenlediği bilimsel içerikli etkinliklere katılarak değerlendirmelerde bulunmuş, toplum yararına gördüğü her türlü girişime destek verip katkı sağlamış, kendi olanakları çerçevesinde deprem ve ilgili konular bağlamında çok sayıda bilimsel-mesleki etkinlikler, meslek içi eğitimler düzenlemiş, depremin unutulmaması ve duyarlılığın artı-, rılması amacıyla kitlesel eylemler, yürüyüşler organize etmiştir. Ancak son birkaç yıldır siyasi iktidar mevzuatta kabul edilemez köklü değişiklilere imza atmış, meslek odalarının toplumsal yarar hassasiyetinden kaynaklanan kamu projelerine müdahale etme kanallarım kapatmış, üyelerini denetlemesini, sicillerini tutmasım, mesleki faaliyetlerini kayıt altına almasını engellemiş, "imzacılıkla" ve sahte mühendislerle mücadeleyi zayıflatmış, gelir kaynaklarını önemli ölçüde kısmış, bir taraftan da Meslek Odaları üzerinde mali ve idari denetim kurarak vesayet ilişkisini hayata geçirmek istemiştir. Değişikliklerin Meslek Odalarım güçsüzleştirecek ve Oda-üye ilişkisinin zayıflayacak içeriğe sahip olmasının yaratacağı handikap bir yana, mevzuatın yapı üretim sürecini denetimsizliğe mahkum edecek hükümler içermesinin ve siyasi iktidarın Meslek Odalarını devre dışı bırakmasının topluma pahalıya mâl, olacağı açıktır." diye konuştu. 


TÜRKİYE DEPREME HAZIR DEĞİL! 

Türkiye'nin orta ve büyük hasarlı bir depreme hazır olmadığını kaydeden Öncü, "Türkiye depreme hazır mı? 

sorusuna ne yazık ki olumlu yanıt veremiyoruz. Ülkemizin ne deprem önlemlerini ne de afet sonrası hazırlığını ikna edici bulmuyoruz. Ülkemizin ekonomik-sosyal-siyasal çalkantılı döneminde deprem tehlikesine dikkat çekmenin, deprem duyarlılığını artırmaya gayret etmenin toplumsal ve insani bir sorumluluk olduğunu biliyor ve bu sorumluluğu taşımaya kararlı olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. Şu nokta özellikle vurgulanmalıdır. İnşaat mühendisliği her zeminde ve her şart altında güvenli ve sağlıklı yapılaşmanın mümkün olduğunu kamtlayan bir bilim dalıdır. 

Odamız da, doğrudan insan hayatıyla ilgili üretimde bulunan meslek mensuplarınm tek ve merkezi örgütü olarak, inşaat mühendisliği hizmeti almadan yapı üretilmesine karşı çıkmakta, nitelikli olmayan projelere izin vermemekte ve kamu yararı gözetmeyen projelere karşı hukuki alanda mücadele etmektedir. Mühendislik meslefini önemsizleştirme ve meslek odalar nı güçsüzleştirme girişimlerinin yapı üretim sisteminde zaafa yol açma dışında başka bir sonucu olmayacaktır." dedi. 


Türkiye'nin deprem açısından, 1999 yılından daha iyi durumda olunmadığım vurgulayan Öncü, Sel ve su baskınları giderek artıyor, ısı adaları (insan faaliyetlerinden dolayı oluşan lokal -farklı ısı bölgeleri) oluşuyor, yaşam alanları daha da sorunlu hale geliyor, hava kirliliği her geçen gün biraz daha artıyor, Kentsel Dönüşüm uygulamaları sosyal ve toplumsal sorunları daha da arttırıyor diyerek depreme hazır olmak için uyanlarda bulundu. Öncü, Depreme hazır olmak için; Mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, onarılması ve güçlendirilmesi, onarım ve güçlendirme çalışmalan rasyonel ve ekonomik değilse yıkılıp yeniden yapılması, yeni yapılacak yapıların yeterli ölçüde Mühendislik Hizmeti alması, denetlenmesi ve deprem riskini gidermek için yapıların sigortalı olması gerekir." diye konuştu.



Geri Dön