09 / 05 / 2024

Türkiye'de 20 milyon konutun yarısı afetlere karşı yetersiz!

Türkiye'de 20 milyon konutun yarısı afetlere karşı yetersiz!

Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de bina denildiğinde akla önce yapının depreme dayanıklı olup olmadığı gelmiyor ancak deprem dayanımı güvenli bir yapının sahip olması gereken pek çok önemli özellikten biri...



Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de bina denildiğinde akla önce yapının depreme dayanıklı olup olmadığı gelmiyor ancak deprem dayanımı güvenli bir yapının sahip olması gereken pek çok önemli özellikten biri. Yapıların sadece depreme değil tüm doğal afetlere, yangın, sel gibi tehlikelere, rüzgar, nem, sıcak-soğuk gibi atmosferik şartlara da uygun tasarlanması ve oluşturulması gerekiyor. Çünkü ancak bu şekilde sağlıklı ve konforlu yaşam imkanı sunan, sürdürülebilir yapılara kavuşmak mümkün oluyor. Türkiye’deki mevcut binalara bakıldığında ortaya çıkan tabloda, 20 milyon konutun yüzde 45’i bu özelliklerin pek çoğunu hatta belki de hiçbirini taşımıyor. İşte bu noktada, doğru yönetilecek bir kentsel dönüşüm süreci umut ışığı oluyor. Tabi kentsel dönüşüm kadar kamuoyunun güvenli ve ideal konutla ilgili bilinçlenmesi ve konut alırken sorgulanması gereken noktalara dikkat etmesi gerekiyor.


Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü kutlanan Dünya Konut Günü’nde açıklamalarda bulunan Çukurova Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Cafer Kara, “Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 95’i deprem tehdidi altında yaşıyor, bunun yanı sıra özellikle bu yıl ülkemizde hortumlar, deniz taşmaları, su baskınları gibi birçok olay yaşandı. Ve maalesef tüm bu doğal afet manzaralarının sonunda harap olmuş evler görüyoruz. Oysa binalar deprem ya da olası başka bir afet anında kaçılacak değil sığınılacak yerler olmalı” şeklinde konuştu.

Güvenli yapıların kapısını açan en önemli anahtarlardan birinin kentsel dönüşüm olduğunu söyleyen Cafer Kara, “Kentsel dönüşümle ilk etapta 6 milyon konut yenilecek. 20 yılda ise hedef 14 milyon. Bu bizler için güzel bir şans, önemli olansa bu şansı iyi değerlendirebilmek. Kentsel dönüşüm, dar kapsamlı ve parselinde bina bazında dönüşüm olarak algılanmamalı. Kentleri uzun vadede geri dönüşü mümkün olmayan hatalara sürüklememek için kentsel dönüşüm; yolu, altyapısı, yeşil alanı ile daha kapsamlı, planlı ve sağlıklı yaşam alanlarına dönüşüm olarak ele alınmalı. Ayrıca devlet ve yerel yönetimler daha etkili ve yönlendirici rol oynamalı” diye konuştu.

İnşaat projelerinde üretimin yanı sıra kullanım ve dönüşüm süreçlerinin de göz önüne alınmaya başlandığını ifade eden Kara, kentsel dönüşümde sürdürülebilirlik, inovasyon ve Ar-Ge üçgeninde ilerlenirse sektörde kalite standartlarının yükseleceğini söyledi. Kara, bakış açısının odağına maliyetten öte kaliteyi ve sürdürülebilirliği yerleştiren bir yaklaşımla kentsel dönüşümün başarılı olabileceğini belirtti.


Sabah 


Geri Dön