Türkiye'de start up girişimleri gelişecek!
2018 yılında Türkiye'deki girişimlere yapılan yatırım miktarı 58,6 milyon dolar oldu.Ülkede start up ekosisteminin geleceğine dair 2018'de umut veren çıkışlar gerçekleşti. Uzmanlar, Türkiye’nin önünde fırsatlarla dolu uzun bir yol olduğu görüşünde hemfikir.
Türkiye’de start up ekosisteminde son yıllarda önemli gelişmeler yaşandı. 2015 yılında ekosistemde 18 hızlandırıcı, 13 STK, 4 devlet kurumu, 14 melek yatırımcı ağı ve 330 melek yatırımcı vardı. 2019’da ise ekosistemde 52 hızlandırıcı, 19 STK, 5 devlet kurumu, 16 melek yatırımcı ağı ve 476 melek yatırımcının yanı sıra 41 teknopark, 23 kurumsal girişim sermayesi, 5 kitlesel tonlama platformu ve 2 de fonların fonu bulunuyor.
Capital Dergisi'nde Özlem Aydın Ayvacı'nın haberine göre, 2018’de Türkiye’deki girişimlere yapılan yatırım miktarı 58,6 milyon dolar oldu. Yatırımlar bir önceki yıla göre önemli düşüş gösterse de 2009’da Türkiye’de yalnızca 5 girişimin 1,65 milyon dolar tohum yatırım alması, ilk melek yatırım ağının 2010 ve ilk girişim sermayesinin 2012’de kurulması, bugünlere hızlı bir ivmeyle ulaşıldığının ve giderek de iyileşeceğinin kanıtı. Üstelik Türkiye’deki start up ekosisteminin geleceğine dair 2018’de çok umut veren exit’ler de gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl Avrupa’da gerçekleşen en büyük 10 exit içinde iki Türk girişiminden Trendyol 728 milyon dolar, Gram Games ise 250 milyon dolarlık exit rakamlarıyla yer aldı. 2019’un başından itibaren de 4 Türk start up’ı önemli exit’ler gerçekleştirdi. OpsGenie 295 milyon dolar, Foriba 75 milyon dolar, Paraşüt 15 milyon dolar ve İyzico 165 milyon dolarlık exit’le ilham veren başarı hikayesine imza attı.
EKOSİSTEM NASIL BÜYÜDÜ?
Türkiye’de start up ekosistemi, bugün 10 yıl öncesine göre oldukça gelişmiş durumda. 2017, Türkiye girişimcilik ekosistemi için tarihi bir yıldı. O yıl 173 start up’a yapılan toplam 112,2 milyon dolarlık yatırımla bir rekora imza atıldı. Ayrıca 2017’de sağlıklı bir ekosistemin bütün aşamalarına yatırım yapıldı ve 23,3 milyon dolar Seri C, 17,4 milyon dolar Seri B, 22,4 milyon dolar Seri A ve 43,3 milyon dolarlık tohum yatırımı gerçekleştirildi. Her ne kadar 2018’de start up’lara yapılan toplam 58,6 milyon dolarlık yatırım 2017’nin çok gerisinde kalsa da yeni fonların toplanma aşamasında olduğu bir yıl olduğu biliniyor. Startups.watch Kurucusu Serkan Ünsal, “2019’dan ümidimiz, tohum yatırım alan birçok girişimin Seri A yatırım alacak seviyeye gelmesi ve Seri A yatırım bulması olacak” diyor.
2010 başından 2019 ilk yarısının sonuna kadar Türkiye’de start up’lara toplam 495,5 milyon dolar yatırım yapıldı. En önemlisi de ekosistemdeki paydaş sayısı inanılmaz derecede arttı. Startups.watch Kurucusu Serkan Ünsal, “Melek ağları, hızlandırma programları, devlet destekleri, fonlar... Girişimciler için neredeyse yok yok. Girişimcilerin tek yapması gereken kafa yapılarını değiştirip tüm dünyanın kullanabileceği ölçeklenebilir işler bulmak” diyor. 2010 başında bir girişimcinin gidebileceği fon, melek neredeyse bir elin parmaklarını geçmiyordu. Şimdi eğer girişim iyi bir fikir ve iyi bir ekiple yola çıkmışsa büyük ilgi görüyor. Ünsal, potansiyeli yüksek girişimler tüm hızlandırma programlarının yer, mentorluk, eğitim vererek kendilerine çekmek istediğini anlatırken, “Devlet daha fikir aşamasında 200 bin lira destek veriyor. Bu nedenlerle girişim ekosisteminin geldiği nokta 2010 ile kıyaslandığında inanılmaz derecede gelişmiş” diyor.
POTANSİYEL ÇOK BÜYÜK
Girişimcilik, özellikle son yıllarda Türkiye’de giderek yükselen ve değerlenen bir kavram. Girişimcilik Türkiye’de özellikle artan internet penetrasyonu ve teknolojiyle birlikte hızla gelişiyor. Yakın zamanda girişimcilikle ilgili yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’ de kendi işini kurmaya ilgi duyanların oranı yüzde 32 ile ifade ediliyor. Üniversite son sınıf öğrencileri arasında girişimciliği kariyer seçeneği olarak görenlerin oranı ise yüzde 15. Şirket Ortağım Melek Ağı Başkanı Mehmet Buldurgan, bu oranların ülkemizde ciddi bir potansiyel olduğunu gösterdiğini söylüyor. Buldurgan, “Bu konuyla ilgili ülkemizin geleceğinde bizi yarınlara taşıyacak iki önemli unsur var. Bunlardan birincisi, iyi eğitim ve bu eğitim sonucunda girişimciliğin bir kariyer seçeneği olması. İkincisi ise gençlere ve girişimlerine sahip çıkmak ve onları girişimcilik konusunda olabildiğince desteklemek” diyor. Startupfon Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı, girişimciliğin 8-10 yıl önce üniversitelerde kurumsal alanda iş bulamayanların tercih ettiği bir kariyer olarak görülürken bugün en parlak gençlerin, start up kurmaya çalıştığını, kurumsal hayat yerine girişimci olmayı tercih ettiğini söylüyor. Çıracı, “Nitelikli girişimcilerin ekosistemde olmasıyla birlikte kamu, akademi ve yatırımcılar gibi oyuncuların da sayısı arttı” diyor. Çıracı, Türkiye’de start up pazarının her yıl büyüyüp geliştiğine değinirken potansiyeli şöyle anlatıyor: “2018 yılında Avrupa’daki en büyük 10 exit’in 3’ü Türkiye’de oldu. Bu da pazarımızın ne kadar fırsatla dolu olduğuna bir örnek. Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle de büyük bir pazara ulaşabilme fırsatı var.” Startups.watch Kurucusu Serkan Unsal, Türkiye’nin Avrupa ve Amerika’ya göre en büyük avantajının ucuz ve kaliteli iş gücü olduğuna dikkat çekiyor ve “Amerika’da 1 milyon dolarla 5-6 kişilik bir ekiple 1 yıl zor idare ederken, Türkiye’de o tutarlara aynı ekibi 2-3 yıl idare edip ürününüzü de pazarda büyütmüş olursunuz. O nedenle ekibin Türkiye’de olduğu, hedefin global olduğu girişimlerin başarı potansiyeli çok yüksek” diyor.
FIRSATLAR NEREDE?
Türkiye, 82 milyonluk dinamik nüfusuyla her zaman fırsatlar barındıran bir ülke. Bu nüfusun yaklaşık yüzde 50’sini gençler oluşturuyor ve bu nedenle mobil adaptasyon, kredi kartı penetrasyonu oldukça yüksek. Core Strateji Kurucusu İhsan Elgin, bu nedenle global bir iş modelinin Türkiye’de hızlı test edilebildiğini belirtiyor. Elgin, Türkiye’de yer alan start up’lar içinse Türkiye’nin bir tarım ülkesi olması, turizmin ve tekstilin gelişmiş olmasının önemli potansiyel yarattığı görüşünde. Elgin ayrıca, “Türkiye bir perakende ülkesi.Bu nedenle perakende dünyasında verimlilik çözümleri için büyük fırsatlar var. Perakende alanında özellikle talep üzerine kişisel üretim, mağaza içi drone ile stok yönetimi, gerçek ve sanal aynalar, müşteri davranışını takip eden akıllı göstergeler gibi alanlarda fırsatlar mevcut” diyor. Türkiye’nin bir KOBİ ülkesi olması nedeniyle küçük işletmeleri hedefleyen B2B girişimler için de fırsatların çokluğuna dikkat çekiyor.
Revo Capital Kurucu Ortağı Cenk Bayrakdar, Türkiye’nin özellikle bankacılık ve fınansal teknolojiler alanlarında dünya ortalamasına göre ileri bir seviyede olduğunu hatırlatıyor ve “Bu alanlardaki girişimcilerin donanımlı olduğunu görüyoruz. Bu trendin artarak devam edeceğini düşünüyorum. Giderek dijitalleşme ihtiyacı duyan KOBİ’ler ve işletmelerin de bu ihtiyaçlarına cevap verecek bulut tabanlı çözümlerin talep göreceğini düşünüyorum” diyor.
212 VC Yönetici Direktörü Ali Karabey, özellikle yapay zeka teknolojilerinin hayatımızda daha çok yer alacağını ve bu alandaki fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Karabey, blockchain teknolojisini de önümüzdeki yıllarda günlük hayat akışında farkında olarak ya da olmayarak kullanacağımızı belirtiyor ve “Son dönemlerde sağlık dikeyinde de pek çok girişimle karşılaşıyoruz ve çözdükleri sorunları hem lokalde hem globalde pek kıymetli buluyoruz’ diyor.
YIĞILMAYA DİKKAT
Pek çok yatırımcı, rekabetin yoğun ama farklılaşmanın düşük olabileceği alanlardan uzak duruyor. Buna rağmen yığılma olan pek çok alan da söz konusu. Örneğin 212 VC Yönetici Direktörü Ali Karabey, “Gün içinde e-mail üzerinden ortalama 15 başvuru alıyoruz. Bu başvuruların belli bir kısmı e-ticaret siteleri ve sosyal medya uygulamaları oluyor. Bu alanlarla ilgilenmediğimizden görüşmüyoruz” diyor. Özcan Tahincioğlu da “E-ticaret gibi alanlardan fonun başından beri uzak durmaya çalışıyoruz” diyor.
Core Strateji Kurucusu İhsan Elgin, daha çok fintek ve e-ticaret alanlarında yığılma olduğunu ifade ediyor.
“Yığılmadan kastım sektörde çok oyuncu olması değil, o sektörün aynı problemine odaklanan oyuncu sayısının çok olması” diye konuşan Elgin, bu anlamda fınteklerin çok geniş bir alanı kapsamasına rağmen daha çok ödeme sistemlerinde yığılma olduğunu belirtiyor. Elgin, e-ticarette ise birbirine benzeyen birçok büyük ve küçük oyuncu olduğunu ve bu alanda çok fazla yaratıcılığın da olmamasının yığılmaya neden olduğunu düşünüyor.
KONSOLİDE OLACAKLAR
DCP Yönetici Ortağı Haluk Zontul, özellikle akıllı mobil cihazların ve hızlı internet altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte mobil uygulama pazarı geliştiriciler alanında yığılma olduğunu söylüyor. Zontul, “Uygulama pazaryerleri dağıtım engellerinin aşılmasında büyük kolaylıklar sağlıyor. Bu da her alandaki mobil uygulama için pazara giriş bariyerlerini aşağıya çekiyor. Aracıları ortadan kaldıran, satıcılar ve müşterileri bir araya getiren pazaryeri uygulamaları da tüm dünyada giderek yaygınlık kazanıyor” diyor.
Startups Watch Kurucusu Serkan Ünsal, kripto ticareti alanında yığılma olduğunu söylüyor ve “Birçok girişim çıktı, fakat önümüzdeki dönem ya kapanarak ya da konsolide olarak sayılarının azalacağını düşünüyorum” diyor.
GELECEK NE VADEDİYOR?
Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi her dönem büyüyor, gelişiyor ve yepyeni bir ekonomi oluşturuyor. Peki Türkiye’deki start up ekosisteminin geleceği ne vadediyor? Esas Ventures Kurucu Ortağı Fethi Sabancı Kamışlı, “Dijital dünyanın oluşturduğu bu yeni ekosistem, geleneksel sektörlere her açıdan meydan okuyor. Türkiye’deki start up’lar son dönemde ivme kazanmış durumda ama bu global ölçekte yeterli değil” diyor. Türkiye’den çıkan exit sayısını artırmak için hem girişimcilere hem yatırımcılara önemli görevler düştüğüne değinen Kamışlı, “Önemli olan bunları sürdürülebilir kılmak yani her yıl daha fazla exit’in olması gerekiyor” diyor. Türkiye’de start up pazarının geleceğinin ciddi bir potansiyeli olduğunu düşünen Kamışlı, şöyle anlatıyor: “Yatırımlarımızdan yapay zeka alanında faaliyet gösteren Tarentum’un girişimcileri tersine beyin göçüyle Türkiye’ye gelip bu şirketi kurdu. Çünkü aynı işi Amerika’da yapmak 10 kat daha pahalı. Buradaki ekosistem orası kadar gelişmemiş olabilir ama fırsatlardan yararlanmak lazım. Önemli olan bizim bu fırsatları dünyaya ne kadar iyi anlattığımız. Türk girişimcilerin de çok daha fazla dünyayı takip edip global hareketlerle entegre olması gerekiyor. Mart ayında katıldığım Y Combinator’da hiç Türk girişimci yoktu. Girişimcinin disiplini ve isteği çok önemli.” ACT VC Kurucu Ortağı Gökhan Güner ise Türkiye’nin 80 milyonluk nüfusuna, 800 milyar dolarlık ekonomisine, kalitesi yüksek doktor ve mühendis kadrolarına atıfta bulunuyor ve geleceğin girişimciler açısından çok daha başarılı olacağını söylüyor. Güner, şöyle anlatıyor: “Türkiye her ne kadar ekonomik olarak zor bir dönemden geçse de düşük maliyetleri ve hem Ar-Ge hem girişimcilik için ayrılmış yüksek miktardaki devlet ve kurumsal desteklerle start up’lar için ideal bir kuluçka imkanı sunuyor. Kriz dönemlerindeki iş gücünün geçişkenliği de aslında girişimciliğin gelişmesi ve global ölçekte başarılı start up şirketleri için çok iyi bir fırsat.”