Türkiye'nin 2023 hedefi: 2-4 milyon metrekarelik Küresel Lojistik Merkezler!
Asya, Avrupa ve Afrika'nın ortasında bulunması ve üç tarafının denizlerle çevrili olması sayesinde Türkiye, lojistik açıdan yabancı yatırımcılara önemli olanaklar sunuyor. İşte Türkiye'nin lojistikte 2023 hedefi...
Asya, Avrupa ve Afrika'nın ortasında bulunması ve üç tarafının denizlerle çevrili olması sayesinde Türkiye, lojistik açıdan yabancı yatırımcılara önemli imkanlar sağlıyor.
Anadolu Ajansı muhabirinin derlediği bilgilere göre, son yıllarda kara, hava ve deniz ulaşımına önemli yatırımlar yapılırken, yaşanan bu durum yük ve kargo taşımacılığı, dolayısıyla dış ticaret rakamlarına yansıdı.
Geride kalan 18 senede 930 milyar TL civarında lojistik yatırımı yapılırken, bunun yüzde 62'sini kara yolu yatırımları meydana getirdi. Bu dönemde kara yolu yatırımlarının yaklaşık tutarı 566 milyar TL şeklinde hesaplandı.
Lojistik merkezlerin kurulma amacı: Lojistikhattı'nda yer alan habere göre, lojistik merkezlerin tüm ulaşım sistemlerine, yer aldığı bölgeye, uluslararası ulaşım koridorlarına da büyük yararları vardır. Lojistik merkezler bulunduğu kentin ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunduğu gibi kent trafiğine de rahat bir nefes aldırmakta, şehir merkezi içinde kalmış olan yük garlarının; Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, etkin karayolu ulaşımı olan ve müşteriler tarafından tercih edilebilir bir alanda, yük lojistik ihtiyaçlarına yanıt verebilecek özellikte, teknolojik ve ekonomik gelişmelere uygun, modern bir şekilde kurulması mümkün oluyor. Modern yük taşımacılığının kalbi olarak görülen, diğer ulaşım sistemleri ile entegre olarak kombine taşımacılığı geliştiren lojistik merkezler, yük taşımacılığında bir dönüm noktası olma özelliğine sahip. Uluslar arası ulaşım koridorunda daha etkin olma yönünde de önemli katkılar sağıyor.
Lojistik merkezleri neler sağlayacak?
- Türk lojistik sektörüne yıllık 10 milyon ton ilave taşıma imkanı
- Karayolu-demiryolu-denizyolu entegrasyonu
- Ticaret imkanı sağlanması
- Trafik sıkışıklığının azaltılması
- Ekonomi sektöründe büyümenin teşvik edilmesi
- İş imkanları ve işe erişim sağlanması
- Çevre düzenlemesi ve korunması
- Arazilerin iyi bir şekilde kullanılması
-Çevrenin yeşillendirilmesi ve doğal kaynakların korunması
Türkiye’de lojistik merkez kurulması projesi ne zaman başladı?
TCDD’de tüm sistemlerin entegre olduğu, yük taşımacılığı ile ilgili tüm hizmetlerin en iyi şekilde verildiği, müşterilerin idari, teknik, sosyal, tüm ihtiyaçlarının karşılanabildiği yük merkezlerinin belli noktalarda oluşturulması, taşımaların ve taşıma kalitesinin arttırılması dolayısı ile müşteri memnuniyetinin sağlanması bakımından 2006 yılında lojistik merkezlerin kurulması çalışmalarını başlattı.
Lojistik merkezler nerelere kurulacak?
Karayolu, demiryolu, denizyolu ve yerine göre havayolu erişimi ile kombine taşımacılık imkanlarının olduğu depolama ve ulaştırma hizmetlerinin beraber sunulduğu lojistik merkezlerin önemi gün geçtikçe artıyor. TCDD farklı ölçeklerde 16 noktada benzer tesisler kurmayı hedefliyor. Bu merkezler; İstanbul (Halkalı/Yeşilbayır), İzmit (Köseköy), Samsun (Gelemen), Eskişehir (Hasanbey), Kayseri (Boğazköprü), Balıkesir (Gökköy), Mersin (Yenice), Uşak, Erzurum (Palandöken), Konya (Kayacık), Denizli (Kaklık), Bilecik (Bozüyük), Kahramanmaraş (Türkoğlu), Mardin, Kars, Sivas lojistik merkezleri şeklinde belirlendi.
Planlanan lojistik merkezlerle birlikte 2023 hedefleri içinde; Türkiye’nin coğrafi, tarihsel ve kültürel ihtiyaçlarına cevap verebilecek ölçüt ve büyüklüklerde İstanbul, Mersin, İzmir ve Samsun’da özel sektör işbirliğiyle 2-4 milyon metrekare büyüklüğünde “Küresel Lojistik Merkezler” kurulması planlanıyor.
Hayata geçirilecek olan lojistik merkezler hangi coğrafik özelliklere ve stratejiye göre konumlandırıldı: Yapılması hedeflenen 16 adet lojistik merkeze bakıldığında ülkemizin her bölgesinde, öncelikle organize sanayi bölgeleriyle bağlantılı olarak, yük taşıma potansiyelinin yoğun olduğu bölgelerde yapıldığı görülüyor. Lojistik ve taşımacılık şirketleri ile ilgili resmi kurumların içinde bulunduğu her türlü ulaştırma moduna etkin bağlantıları olan, depolama, bakım-onarım, yükleme-boşaltma, elleçleme, tartı, yükleri bölme, birleştirme, paketleme v.b. faaliyetlerini gerçekleştirme imkanları olan ve taşıma modları arasında düşük maliyetli, hızlı, güvenli, aktarma alan ve donanımlarına sahip bölgeler.
Tamamlanan lojistik merkez sayısı: Samsun (Gelemen), Halkalı, Uşak işletmeye açılmış, Denizli (Kaklık), İzmit (Köseköy), Eskişehir (Hasanbey), Kayseri (Boğazköprü) inşaat çalışmalarının 1. etabı tamamlandı. Eskişehir (Hasanbey)’in 2. Etap işleri ile Erzurum (Palandöken)’in 1. etap ve Balıkesir (Gökköy)’ün tamamının inşaat çalışmalarına başlandı. Diğer lojistik merkezlerle ilgili çalışmalar sürüyor.
Lojistik merkez projelerinde özel sektör nasıl yer alacak?
Türkiye’de bu merkezlerin; demiryolu çekirdek ağı şeklinde değerlendirilen tren teşkil, manevra ve yükleme boşaltma alanları ile demiryolu taşımacılığı için zorunlu tesisler TCDD tarafından, depo, antrepo sosyal ve ticari tesisler ile diğer lojistik alanların özel sektör tarafından yapılması planlanıyor.
Lojistik merkez projelerine lojistik ve taşımacılık sistemi nasıl katkı sağlayacak?
Lojistik merkezler faaliyete alındıklarında; yük taşımacılığı ile ilgili hizmetlerin en iyi biçimde verilmesi, müşterilerin idari, teknik ve sosyal tüm ihtiyaçlarının karşılanabilmesi, taşımaların ve taşıma kalitesinin artırılarak müşteri memnuniyetinin sağlanmasının yanı sıra bulundukları bölgenin ticari potansiyeline, ekonomik, sosyal, kültürel gelişimine önemli katkı sağlayacak.
TCDD’nin lojistik merkez dışında yük taşımacılığında 2023 hedefi nedir?
Türkiye yük taşımacılığında demiryolu sektör payının göreceli olarak artırılarak seviyesine ulaştırılması 2023 yılı hedefleri arasında yer alıyor. Bu kapsamda planlanan yeni YHT hatları yapımlarının tamamlanarak yolcu taşımacılığının bu hatlara kaydırılması, mevcut konvansiyonel hatların bakım, onarım, yenileme projelerinin tamamlanması, elektrikli, sinyalli duruma getirilmesi ve bu biçimde kapasite artışlarının sağlanarak yük taşımalarına tahsis edilmesi ayrıca yeni yapılacak çift hatlar yeni teknolojili çeken çekilen araçlarla taşımalarda verimlilik ve kalite artırılarak müşteri memnuniyetinin sağlanması sonrasında demiryolunda taşınan yük miktarında artış sağlanacak.
Bu amaçla; TCDD tarafından lojistik merkezler, iltisak hatları, Marmaray, Kars –Tiflis-Bakü, Kars-Nahçivan-İran, Nusaybin-Musul-Basra Demiryolu Projesi, Van Gölü Feribot Geçişi, Kavkaz-Samsun ve Derince- Tekirdağ, Bandırma-Tekirdağ Feribot Projesi v.b. projelerin yapım çalışmaları sürdürülmektedir.
Sivil havalimanlarının yıllık toplam 317,85 milyon yolcu kapasitesi bulunuyor
Doğu-Batı ekseninde kıtaları birbirine bağlayan Türkiye, hava ulaşımına da önemli yatırımlar gerçekleştirdi.
Başta mega kent İstanbul Havalimanı olmak üzere, bu alanda ciddi projeler hayata geçirenTürkiye'nin geçen sene itibarıyla sivil hava trafiğine açık havalimanı sayısı 56 olurken, bu havalimanları senelik olarak toplam 317,85 milyon yolcu kapasitesine sahip.
Yolcu trafiği, 2019 yılı sonu itibarıyla 208,9 milyon TL şeklinde gerçekleşirken, bu sayı geçen yıl tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının olumsuz etkilerine rağmen, kesinleşmemiş verilere göre 81,7 milyon oldu.
Demir yolu yatırımları
Demir yolu yatırımları da Türkiye'nin son senelerdeki lojistik kapasitesini artıran faaliyetler arasında bulundu.
Avrupa yönüne doğru Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya, Avusturya, Slovakya, Çekya ve Almanya'ya, Bakü-Tiflis-Kars Hattı üzerinden Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan'a ve yine bu hat üzerinden Rusya ve Çin'e blok yük trenleri işletiliyor.
Van/Kapıköy sınır garı üzerinden İran ve ötesi ülkelere de blok yük trenleri işletilirken, Pakistan ve Afganistan'a tren işletilmesi yönünde çalışmalar yapılıyor.
Limanlarda geçen yıl 139 milyon ihracat yükü elleçlendi
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye limanlar üzerinden yapılan ticaret açısından da önemli bir ülke konumunda.
İstanbul ve Çanakkale boğazları Karadeniz'e kıyısı olan ülkelere daha güneydeki bölgelere inme imkanı sağlarken dünyanın geri kalanıyla da bu ülkelerin deniz yoluyla temasını sağlıyor.
Yurt genelinde Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu (ISPS) sertifikasına sahip ve ticari yük taşımacılığı hizmeti veren 182 kıyı tesisi mevcut.
Bu tesislerde geçen sene 486 milyon 702 bin 168 ton yük elleçlendi ve bunun 138 milyon 902 bin 823 tonunu ihracat yükleri oluşturdu. Aynı sene 226,5 milyon tonu ithalat, 138,9 milyon tonu ihracat olmak üzere 365,4 milyon ton dış ticaret taşıması yapıldı.
"Türkiye, dünyanın üretim ve tedarik merkezi olma yolunda güçlü bir aday"
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede koronavirüs salgınının dünyanın ticaret dengesini değiştirirken Türkiye için fırsatları da beraberinde getirdiğini belirtti.
Gürsel Baran, salgınla mücadele sürecinde sağlık ve ekonomi alanında başarılı mücadele yürüten Türkiye'nin, bir taraftan dünyadaki görünürlüğünü artırdığını, diğer taraftan üretim için alternatif arayışına giren yatırımcıların dikkatini çektiğini söyledi.
Türkiye'nin, coğrafi konum, işgücü kaynağı ve potansiyel bakımından bakıldığında da dünyanın üretim ve tedarik merkezi olma yolunda güçlü bir aday olarak öne çıktığını dile getiren Baran, şunları dile getirdi:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde ülkemizde gerçekleştirilecek ekonomi ve hukuk reformlarının yatırımcıların güvenini daha da artıracağına inanıyorum. Riski az, güveni yüksek, kazancı tatminkar, coğrafi olarak avantajlı bir ülke durumundaki Türkiye'de yatırımcılar birçok sektöre yatırım yapma olanağına sahip."
Türkiye'nin, gelişmiş ulaşım olanakları, yeni inşa edilmiş köprüleri, havaalanları, ticareti, gelişmiş turizmi, kongre turizmi ve eğlence hayatı ile yabancı yatırımcılar için çekici bir ülke olduğunu dile getiren Baran, Türkiye'den Avrupa, Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki müşterilere kolay erişim imkanı bulunduğunu söyledi.
"Doğrudan yatırımlar portföyü genişletecek"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ise Türkiye'nin ihracat yapmaya gereksinimi olduğunu, bunun için de yabancı yatırımcıya ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Özdebir, firmaların, Türkiye'den Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika’ya kolayca dağıtım yapabileceklerini belirterek, "Artık 'İpek Demiryolu' dediğimiz tren ile de sadece Çin'e değil, o güzergah üzerinde bulunan Türk cumhuriyetlerine de demir yoluyla bağlanıyoruz." şeklinde konuştu.
Bazı firmaların "bizim teknolojimizi alıp kendi sanayilerine katarlar" düşüncesiyle Türkiye pazarı hakkında çekimser davrandıklarına değinen Özdebir, "Pandemi dönemindeki ilk kapanma halinin geçmesiyle, bize teklif bile vermek istemeyen firmaların tekrar yan sanayi kuruluşlarıyla bağlantılar kurduğuna şahit olduk. Burada doğrudan yatırımların da artmasıyla yatırım portföyümüzün genişleyeceğini düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Başkent OSB'de lojistik merkezi kuruluyor!
EBRD ve ICBC’den Kocaeli lojistik merkezine 30 milyon dolar kredi!