Türkiye'nin iç turizm harcamaları bu yıl 18 milyar lirayı aşacak!
Türkiye'de iç turizm, 1980 sonrasında gelişmeye başladı. Daha önceki yılların yaz aylarında İstanbul'un zenginleri Erdek'e, Ankara'nın yüksek bürokratları Amasra ve Akçakoca'ya, İzmirliler de Çeşme'ye giderlerdi. Ailelerin ezici çoğunluğu ise yolculukları
Tesis ve yatak sayısında hızlı bir artışın yaşandığı 90'lı yıllar dış turizm kadar iç turizmin de gelişmesini sağladı. Başta Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleri olmak üzere Türkiye'nin tüm bölgeleri seyahati sevenlerin hedefi oldu. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen memlekete yapılan ziyaretler, toplam iç turizm faaliyeti içinde önemli bir yere sahip oldu.
Son 30 yılda iç göçün sürmesi nedeniyle, halen memleket ziyaretleri, iç turizm faaliyetlerinin üçte ikisini oluşturuyor. Bu oran 1997'deki iç turizm araştırmasında yüzde 70 dolayındaydı.
Büyük kentlere göçen aileler, ilk kuşakta yıllık izinlerini doğdukları yerlerde geçirmeyi ve yakınlarını ziyaret etmeyi tercih ediyor. Bu tercih ancak ikinci kuşakta zayıflıyor ve seyahatler gezi ve tatil amaçlı olmaya başlıyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun AB standartlarına uygun olarak düzenlediği son "Hanehalkı Yurtiçi Turizm Araştırması"na göre halen her dört kişiden biri izinlerinde bir tatil yöresine gidebiliyor. TÜİK'in araştırması incelendiğinde şu sonuçlara ulaşılıyor:
• Sağlık turizmi, iç turizm faaliyetleri içinde yüzde 4.9 ile üçüncü sırada bulunuyor. Kültür turizmi yeterince gelişmiş değil. İş ve fuar gezileri ise ekonominin gelişmesine paralel olarak artıyor.
• Tatil için yola çıkanların yüzde 70'i akraba veya arkadaş evlerinde kalıyor. Kendi evinde veya yazlığında kalanların oranı yüzde 18.1'i buluyor. Tatilini bir otelde geçirenler oranı ise yüzde 5.4 olarak hesaplanıyor. Bu oranın düşüklüğünde, tatilcilerin otel fiyatlarını yüksek bulmasının da payı var. Tatilini pansiyonlarda geçirenlerin oranı ise yüzde 1.3'te kalıyor.
• Ortalama geceleme süresinde de artış görülüyor: Seyahatlerin yüzde 91'ini dört gün ve daha fazla sürenler oluşturuyor. Ortalama geceleme süresi ise 9.0 gün olarak hesaplanıyor. Uzun bayram tatillerinin yapıldığı yıllarda geceleme süresinde bir miktar artış ortaya çıkıyor.
• Aileler iç turizmi bir "yaz olayı" olarak görüyor. Seyahat sayısının yüzde 38.5'i toplam gecelemelerin yüzde 49.4'ü temmuz, ağustos ve eylül aylarında gerçekleştiriliyor. Bu üç ayın toplam iç turizm harcamalarındaki payı ise yüzde 42.9'u buluyor.
HARCAMALARDA YÜZDE 17 ARTIŞ VAR
Yurtiçi seyahatlerin sayısında bir duraklama görülse de yapılan harcamalar artıyor. İç turizm harcamaları 2011'in ilk dokuz ayında, 2010'un aynı dönemine göre yüzde 17.4 oranında arttı. Enflasyon oranının yaklaşık 7 puan üstünde olan bu oran, iç turizmde seyahat başına harcamanın reel olarak arttığını ortaya koyuyor. İç turizm harcamalarının 2011'de 16 milyar lirayı, bu yılın sonunda ise 18 milyar lirayı aşacağı tahmin ediliyor.
Otomobil sayısının 8 milyonu aşması iç turizm faaliyetini canlandıran etkenlerin başında geliyor. Uçak yolculuğunun fiyat açısından hesaplı hale gelmesi iç turizm üzerinde olumlu bir etki yapıyor. Seyahat acentelerinin indirimli ve taksitli turları da orta sınıfa çekici geliyor. Erken rezervasyon da iç turizmi daha hesaplı hale getirebiliyor.
Son yıllardaki artışa rağmen iç turizm, henüz Avrupa ülkelerindeki gelişmişlik düzeyinin uzağında bulunuyor. Bunda gelir düzeyinin düşüklüğü kadar bir seyahat kültürünün gelişmemiş olmasının da payı var. Yerel yönetimlerin doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri tanıtıcı çalışmalarını geniş kitlelere ulaştırması iç turizme yeni bir ivme kazandırabilir.
Orta sınıfın hesaplı fiyatlar üzerinden yararlanacağı yeni tesislerin yapılmasına öncelik verildiği takdirde iç turizm daha da gelişebilir. İç turizmin gelişmesi de hem istihdam artırır hem de bölgesel gelir dağılımının iyileşmesine az da olsa katkıda bulunabilir.
Para