23 / 12 / 2024

Ulvi Alacakaptan: Yeni AKM gıptayla bakılacak bir proje!

Ulvi Alacakaptan: Yeni AKM gıptayla bakılacak bir proje!

İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin yenilenmesiyle ilgili açıklama yapan Sinema ve tiyatro oyuncusu Ulvi Alacakaptan, "AKM'nin yapılacak olmasına çok sevindim" dedi.



 

Sinema ve tiyatro oyuncusu Ulvi Alacakaptan, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) yenilenmesi projesiyle ilgili olarak, "Çok güzel bir proje olduğunu en başından söyleyeyim. Kültür Sarayı, daha ben doğmadan düşünceleri başlayan bir yapıdır. 60 seneyi aşan bir mazisi var." dedi.

 

"Yeni Atatürk Kültür Merkezi" projesini AA muhabirine değerlendiren oyuncu Alacakaptan, AKM'nin ilk adının "Kültür Sarayı" olduğunu belirterek, "AKM'nin yapılacak olmasına çok sevindim. Ben de davetliydim o gün. Çok güzel bir proje olduğunu en başından söyleyeyim. Kültür Sarayı, daha ben doğmadan düşünceleri başlayan bir yapıdır. 60 seneyi aşan bir mazisi var. Eskiden adının Kültür Sarayı olduğunu herkes bilmiyor ama 1969'da açılıyor ve maalesef 1970'te Arthur Miller'in 'Cadı Kazanı' isimli oyunu oynanırken yanıyor. O zaman çok büyük bir olay oldu bu. Zaten Türkiye'nin sağ-sol kavgalarının yaşandığı çalkantılı yıllardı. O günlerde olay haline gelen, Kültür Sarayı'nın yanmasının dışında, 4. Murat'ın gerçek kaftanı ve gürzünün de yanmasıydı." dedi.

 

Alacakaptan, AKM'nin en başından beri opera binası olarak düşünüldüğünü kaydederek, şöyle konuştu:

"Fakat bu durum Devlet Operası ve Devlet Tiyatroları arasında bir çekişme konusu oldu. İkisi de rahmetli oldu, Cüneyt Gökçer Devlet Tiyatrolarının, Aydın Gün ise Operanın Genel Sanat Yönetmeni idi. Bunlar sürekli bir çatışma halindelerdi. Üstüne bir de 12 Mart 1971 darbesi geldi. Bina Aydın Gün'ün sorumluluğundaydı ve birdenbire o senelerde sabotajlar davası diye bir dava uyduruldu."

 

Tiyatroya 1969'da Dostlar Tiyatrosu'nda başladığını söyleyen Alacakaptan, Kültür Sarayı'nın tamir ve bakım çalışmalarının yapıldığı yıllarda da çeşitli tartışmalara tanıklık ettiğini söyleyerek, "O zamanlar burjuvanın ve elit kesimin gittiği, sol kesimin veya diğer muhalif kesimlerin boykot ettiği bir yerdi. Hatta Kültür Sarayı'nı protesto eden oyunlar, onun (AKM) önünde oynanırdı. Belli bir azınlığın yeri olarak gözükürdü ve öyleydi de. Çünkü halk davet edilse bile gidebilecek durumda değildi." dedi

 

- "Sahneye kar yağmur yağıyordu"

 

Ulvi Alacakaptan, AKM'de 7 yıl süren inşaat çalışmalarında çok büyük hatalar yapıldığını da belirterek, şunları söyledi:

"Şöyle bir yanlış yapıldı, özellikle büyük salondaki bütün ahşap malzeme yerine metal ve ahşap olmayan malzeme konuldu. Böylece akustik berbat oldu. Daha önce çok güzel bir akustiği vardı. Ana salonda büyük sıkıntılar yaşanıyordu. Mesela yukarda oyun oynarken aşağıda konser verilemiyordu. Çok tuhaf bir salon haline geldi. İkinci sıradan dinleyemiyordunuz. Alttan duyabiliyorsunuz ama soldan duyamıyordunuz veya sağdan diyebiliyorsunuz sol kısımda sıkıntı yaşıyordunuz. Bu gibi tuhaflıkların yaşandığı bir duruma gelmişti." 

AKM ile ilgili tartışmaların yeni olmadığının ve nedensiz eleştirenlere karşı sürekli mücadele verdiğini de belirten Alacakaptan, "AK Parti iktidarıyla birlikte garip bir muhalefet anlayışı başladı. AK Parti ne yaparsa, Cumhurbaşkanımız ne tavsiye ederse, hemen onun karşısına, hayatta ne yaptığını bilmeyen bir grup çıkıyor. Kültür Sarayı artık AKM olmuştu ve AKM öyle garip bir hale dönüşmüştü ki sahneye kar, yağmur yağıyordu. Bilgisayar sistemi, delikli kart sistemiyle çalışıyordu. Asansörler, kaloriferler çalışmıyordu ve yapı köhne bir haldeydi." dedi

Oyuncu Alacakaptan, yapılan eleştirilerle ilgili olarak, "Bu proje (AKM) eğer düşünce namusları varsa muhaliflerin bile hayretle ve gıptayla bakacağı bir proje olmuş. Eski yapının ön cephesi, bir vefa örneği olarak, biraz daha güzelleştirilerek aynen muhafaza edilecek. Çünkü çok hoş bir şey var ve dünyada çok olan bir şey değil bu. Son mimarı rahmetli Hayati Tabanlıoğlu'ydu. Şimdi ise onun oğlu yapıyor AKM'yi. Bu hem babasına, hem de toplumun mimarına karşı bir vefa örneğidir. Mimar, bir sanatçıdır. Mimarına vefa olarak, o görüntü muhafaza ediliyor. Bununla kalınmıyor, şu an otopark olarak kullanılan yanındaki büyük arazide çeşitli ek binalar halinde düzenleniyor." diye konuştu.

Yeni AKM'nin kafelerinden kütüphanesine İstanbul'a yakışır bir yapı olacağını da söyleyen Alacakaptan, tiyatro ve bale salonunun yanı sıra 2 bin 500 kişilik bir opera salonu yapılacağını belirtti. Alacakaptan, AKM'nin çok katlı bir yapı olacağını söyleyerek, "İnşallah, ona layık eserler sahneye konulur çünkü yapılar çimentoyla, taşla, camla falan yapılabiliyor ama içine sanat eseri koymak, sanatçılar yetiştirmek öyle kolay bir şey değil. Yıllar gerektiriyor." dedi.

Yeni AKM binasının tiyatroyu daha da geliştireceğini ve bir prestij kaynağı olduğunu savunan Alacakaptan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bütün dünyada her şehirde tiyatrolar var ama tiyatronun mekanı, büyük ve başşehirlerdir. Diğer yerlerdeki tiyatrolar da onu besler. Bizim, kendi tiyatromuzun, Türk tiyatrosunun inşaası için böyle bir yer olmalıdır. İnşası için diyorum çünkü biz Fransızlar kadar güzel Moliere, İngilizler kadar güzel Shakespeare oynuyoruz fakat kendimiz gibi oynadığımız, kendi üslubumuzu taşıyan bir tiyatromuz yok."

 

 


Geri Dön