Yapı yaklaşma mesafesi nedir?
Yapı yaklaşme mesafesi, kelime anlamı olarak "çekme mesafesi" ile aynı anlamı taşıyor. Peki Yapı yaklaşma mesafesi nedir? İşte yapı yaklaşma mesafesi ile ilgili esasların belirtildiği ilgili hükümler, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği...
Yapı yaklaşma mesafesi nedir?
Yapı yaklaşme mesafesi, kelime anlamı olarak "çekme mesafesi" ile aynı anlamı taşıyor. Buna göre yapı yaklaşma sınırı bir diğer ifade ile yapı yaklaşma payı, iki bina arasında olması gereken mesafe olarak tanımlanıyor.
Bu mesafenin ne kadar olması gerektiği ile ilgili hükümler, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde yer veriliyor. Yönetmeliğin 18. maddesine göre, iskan alanlarında yapılacak binaların ön bahçe ve yol kenarına rastlayan bahçe mesafelerinin en az 5 metre olması gerekiyor.
Bahçe mesafeleri
Madde 18 -1) Ön bahçe mesafeleri: İskan alanlarında yapılacak binaların ön bahçe ve yol kenarına rastlayan bahçe mesafeleri en az (5.00) metredir.
2) Yan bahçe mesafeleri: Bodrum katlarda iskan edilen katlar da dahil, 4 kata kadar (4 kat dahil) olan binalarda yan bahçe mesafeleri en az (3.00) m.dir. Fazla her kat için yan bahçe mesafeleri (0.50) m. artırılır.
3) Yan bahçe mesafelerinin hesabında dikkate alınacak kat adedi: Bodrumlarda iskan edilen katlar da dahil, binada yer alan iskan edilen katların toplam yüksekliğinin üçe bölünmesi ile bulunacak sayıdır. (Ek:RG-13/7/2000-24108) (2.50) m.'yi aşan artık değerler 1 kat adedine tekabül eder.
4) Arka bahçe mesafeleri: Bodrum katlarda tabii veya tesviye edilmiş zeminin üzerinde kalan bodrum katlar dahil 4 kata kadar olan binalarda arka bahçe mesafesi en az (3,00) m.dir. Fazla her kat için bu mesafe (0,50) m. arttırılır.
Bina yüksekliği hesabında, arkasında kullanılan hacim oluşturulmamış istinat duvarların yükseklik hesabına dahil edilmez. Bu Yönetmelikte yer alan kat adedine bağlı olarak bahçe mesafelerinin (0,50) m. arttırılmasına ilişkin hükümler yapıda bulunan her katta ayrı ayrı değerlendirme yapılarak uygulanır.
İmar planında aksine bir açıklama getirilmediği takdirde, binanın en düşük kottaki görünen yüksekliği (60,50) m. ise yan ve arka parsel sınırından en az (15,00) m. çekilmek durumundadır. (60,50) m. yükseklikten sonra artan her kat için ön ve yan bahçe mesafelerine (0,50) m. arka bahçe mesafesine (1,00) m ilave edilir.
Yüksek yapı, az katlı bir ana kitle üzerinde yükseliyorsa, parsel sınırı ile ana kitlenin parsele en yakın noktası arasındaki mesafe 10 metreye kadar düşürülebilir. Ana kitle yüksekliği dahil yapı yüksekliğinin (60,50) m olması durumunda yükselen blok ile parsel sınırı arasındaki mesafe en az (15,00) m. olup (60,50) m yükseklikten sonra artan her kat için bu mesafeye (0,50) m ilave edilir. Bu maddede ifade edilen ana kitle; en fazla 5 katlı olup kat adedi binanın en düşük kottaki cephesi esas alınarak belirlenir. Bir parselde birden fazla bina yapılması halinde yüksek olan bina esas alınarak binalar arasındaki en az mesafe, (20,00) m. olup, (60,50) m. yükseklikten sonra ilave her (3,00) m. yükseklik için bu mesafeye (0,50) m. ilave edilecektir.
Bir parselde az katlı ana bir kitle üzerinde birden fazla yükselen bloklar tertiplenmesi halinde, bloklar arasında en az yapının ana kitlesi üzerinde kalan bölümlerinin yüksekliklerine göre bu Yönetmelikte belirlenen iki bina arasındaki yan bahçelerin toplamı kadar mesafe bırakılmak zorundadır.
Bu şekilde inşa edilmeyen binalar için uygulanacak olan yaptırımlar ile ilgili Yargıtay Kararı örneği aşağıda bulunuyor:
T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
E:2003/13487
K:2003/13683
T:17.12.2003
• ELATMANIN ÖNLENMESİ - TAŞKIN YAPI
• ÇEKME MESAFESİ
• KOMŞULUK HUKUKU
ÖZET : Medeni Kanun'un 737. maddesi anlamında komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zarar söz konusu olmadığı sürece salt yapının imar mevzuatına uygun bulunmaması idareyi ve idari yaptırımı gerektiren bir husustur. Hal böyle olunca, çekme mesafesi içerisindeki inşaatın yıkımı yönündeki istek hakkında red kararı verilmesi gerekir.
( 4721 s. MK. m. 737 )
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu 1 parsel sayılı taşınmaza komşu 2 parsel maliki davalının taşkın bina yaparak elattığını ve imar planına aykırı olarak ortak sınırdan .5 metrelik çekme mesafesine uymadan inşaatlar yaptığını belirtip, davalının elatmasının önlenmesine, taşkın yapının ve davalı parselindeki sınırdan itibaren 5 rn2 lik mesafede bulunan yapıların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, elatmanın sabit olduğu ve davalının 2 parsel arasındaki çekme mesafesine uymadan yapılandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi N.Semra Soydaş'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, komşu parsel maliki davalı tarafından yapılan binaların taşkın bölümünün ve imar planına uygun olarak 5 metrelik çekme mesafesi gözetilmek suretiyle inşaatın yıkılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, yanlar arasında önceden görülen 1977/216 esas sayılı davada kadastral çaplar esas alınmak suretiyle taşkın kısmın elatmasının önlenmesine ve yıkıma karar verildiği, sonradan yapılan imar uygulaması sonucu, 316 ada 1 numaralı imar parselinin davacıya; 2 numaralı parselin ise davalıya verildiği, anılan uygulama sırasında kadastral çapların ( sınırların ) aynen korunduğu, diğer bir deyişle taşkınlığın devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece taşkın kısma elatmanın önlenmesi ve yıkım kararı verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, Medeni Kanun'un 737. maddesi anlamında komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zarar söz konusu olmadığı sürece salt yapının imar mevzuatına uygun bulunmaması idareyi ve idari yaptırımı gerektiren bir husustur.
SONUÇ : Hal böyle olunca, çekme mesafesi içerisindeki inşaatın yıkımı yönündeki istek hakkında red kararı verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.