Yedikule'deki parkın yapımı UNESCO sözleşmesine aykırı!

Aralarında arkeolog ve mimarların da bulunduğu bir grup, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) bağlı yıkım ekiplerinin bostanları tamamen yok edeceği haberi üzerine sabah saatlerinden itibaren bölgede beklemeye başladı. Çevik kuvvet ekipleri, öğlen saatlerinde bu grubu zorla dışarıya çıkardı. Gruptakilerin, bu yıkımın hukuksuz ve yasalara aykırı yapıldığını belirtmesine rağmen, polisin tutumu değişmedi. Polis müdahalesinin ardından, yıkım araçları tekrar çalışmaya başladı. 

Polis müdahalesinden önce başka bir grubun bostanlara gelerek, yıkıma karşı çıkanlarla tartışması ve "biz bostanları istemiyoruz", "burası Taksim olmayacak" ve "Hükümet ne derse o olacak" sözleri üzerine gerilim yaşandı. Grubun bütün ikna çalışmalarına rağmen oldukça sert tepkiler vermeye devam eden şahısların olay yerinden ayrılmasının hemen sonrasında polisin bostandaki gruba "halk sizden rahatsız" diyerek müdahale etmesi dikkat çekti. Müdahale sırasında bir polis amiri, yıkıma karşı gelenlere "burası sizin babanızın malı değil, çekin gidin" diye bağırdı. 

YIKIM HUKUKA AYKIRI Yedikule Bostanları'nın tarihi Bizans dönemine uzanıyor. Osmanlı döneminde de tarım faaliyetleri yapılmış bölgede. Harvard Üniversitesi'nde Osmanlı'da tarım yetiştiriciliği üzerine doktorasını yapan Alexandar Sopov, dün sabah saaderinde polis müdahalesinden önce şöyle konuştu: "Buraları yıkmaya kalkıştığınızda elinizde tarih kalmaz." TMMOB Mimarlar Odası da Yedikule Bostanları'nda bulunan su kuyularını tescil etmek için 2 No'lu Koruma Kurulu'na başvurdu. Yedikule Bostanları, UNESCO'nun Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme gereği 2011 yılından beri İBB'nin koruması gereken alanlardan biri. Ayrıca Fatih Belediyesi 1 /5000 Ölçeldi Koruma amaçlı Nazım İmar planına göre koruma altında. İBB ise bunları hiçe sayarak, süs havuzlu bir park yapacağını belirtiyor. 

Bostanları kullananlar mağdur Bostanlarda ürünlerini bekleyen İsa, Osman ve Kezban ise çaresiz. 

İsa "Çiçeklerim toprağın altında kaldı. 23 Haziran'da İBB'ye 3 bin TL İşgaliye parası ödedim, 27 Haziran'da boşaltın yazan tebligat aldım" diyor. Osman ise günlerdir barakasında uyuyamıyor çünkü "Başıma yıkacaklar diye korkuyorum" diyor. Barakasını kendi söken Osman, "Elimizden gelen bir şey yok, siz olmasanız hemen yıkarlar. 

Siz zaten şimdi giderseniz, bunlar gelip gece yıkar" diye konuşuyor. 

Kezban ise Bağcılar'dan gidip geliyor. Üzgün, çok konuşmuyor; "Ne diyebilirim ki" sözleriyle yaşadığı durumu özetliyor. 20 bin TL borç çıkarılmış Kezban'a, "İki çocuğum okuyor, nasıl öderim bu saatten sonra" sözleriyle derdini anlatıyor. 

Sol Gazetesi/RIFAT DOĞAN