23 / 11 / 2024

Yeni alanlar imar planına uygun sınıflandırılmalı!

Yeni alanlar imar planına uygun sınıflandırılmalı!

Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkana Hakan Şekerci, Türkiye'de depreme hazırlıklı olunması gerektiğini hatırlattı. Şekerci, ''En baştan yeni yerleşime açılacak alanlar uygun sınıflandırılmalı dedi.




Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkana Hakan Şekerci, Denizli ve çevresinin, Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasına göre 1. derece deprem bölgesinde yer aldığını ve depreme hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. Başkan Şekerci, "Denizli'mizde medeniyetler değişse de depremlerin Denizli'yi terk etmediği görülmektedir. Bundan sonra da ilimizde depremler olacaktır. Bizler gelişen teknolojiyle birlikte, kaliteli mühendislik hizmeti almış güvenli yapılarla depremlere hazırlıklı olmalıyız. Deprem ile ilgili bilinçlendirme çalışmaları öğrenciler için okullarda, çalışanlar için kurumlarda periyodik olarak her an deprem olacakmışçasına yapılmalıdır" dedi. 


YENİ YERLEŞİM ALANLARI 

Depreme hazırlıklı olma adına bilgiler veren Şekerci, "En başta yeni yerleşime açılacak alanlarda yapılan imar planına esas jeolojik-jeoteknik etütler ile bu alanların yerleşime uygunluk sınıflandırılması yapılmaktadır. Buna göre yerleşime uygun olmayan alanlar belirlenerek bu alanlarda yapılaşmanın önüne daha ilk aşamada geçilmektedir. Önlemli alanlarda da yapılaşma sırasında gereken önlemler belirtilerek bu önlemler göz önünde bulundurularak yapılaşmaya geçilmektedir. Daha sonraki aşama yapılacak binaların depreme dayanıklı yapılar olması gereklidir. Bu aşamada inşaatların hem proje 

aşamasında hem de imalat aşamasında denetimlerinin iyi yapılması gerekliliğini bir daha belirtmek istiyorum. Gereken yerlerde zeminlerin iyileştirilerek güvenli bir zemin oluşturarak, binanın imalat aşamasına geçilmelidir. Ülkemizde meydana gelen son depremlerde hasarların ilk belirlemelere göre yer altı suyunun yüksek olduğu, gevşek alüvyal zeminler üzerine kurulmuş olan yerleşim birimlerinde meydana gelmiştir. 


Bunun yanında mühendislik hizmeti almamış ya da yeterince yararlanamamış eski yapılarda da hasar gözlenmiştir. 23-26 Temmuz 2003 'de Buldan da gerçekleşen 5,2 ve 5,6 büyüklüğündeki depremlerde ve artıcılarının da etkisiyle oluşan ağır hasarların genelde eski yığma yapılarda oluştuğu gözlenmiştir. Betonarme yapılarda yüzeysel hasarlar gözlenmiştir. Burada devreye kentsel dönüşüm giriyor. İlimizde bu dönüşüm daha çok bina dönüşümü şeklinde gerçekleşmektedir. Ancak güvenliğinin sorgulandığı yenilenen yönetmeliklerden uzak denetim hizmetini yeterince almamış binaların ortadan kaldırılması ve yerine zemin ve temel etütlerinin yapıldığı gerektiğinde zeminlerinin iyileştirildiği, son yönetmeliklere göre çözümlenmiş binaların yapılması sevindiricidir. Muhakkak ki bu dönüşümlerin daha geniş ölçekte olması ve daha planlı olması herkes tarafından istenen bir durumdur. Ama bunun için daha fazla zamana ihtiyaç olduğu ve kültürel yapının da buna izin verip vermeyeceği göz ardı edilmemelidir. Bu sebeple olası bir depreme karşı, sağlamlığı sorgulanan yapı stokunun zaman kaybetmeden ortadan kaldırılması gerekmektedir" diye konuştu. 


YÖNETMELİKLER 

Denizli'de bir depremin ne zaman meydana geleceği ilgili bir şey söylemenin mümkün olmadığını dikkat çeken Denizli Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hakan Şekerci, "17 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen Marmara Depremi 'nden sonra çıkan yönetmeliklerde, güvenli yapılar için binanın oturacağı zeminin özelliklerinin de bilinmesi gerekliliği zorunlu hale getirildi. Jeoloji Mühendisleri olarak bizler bu süreçte zemin özelliklerini, zemin ve temel etüt raporlarıyla ortaya koymaya başladık. 


Zemin ve temel etüt raporları, yeni yapılacak binanın zeminine ait parametrelerin çeşitli arazi ve laboratuvar çalışmaları ile belirlendiği raporlardır. Elde edilen parametrelere göre binanın statik hesaplamaları gerçekleştirilir. Bu çalışmalarda zeminin jeolojik ve fiziki verileri saptanarak çevresel faktörlerle beraber değerlendirilmektedir. Zemin ve temel etüdü raporu, zemin üzerine yapılacak binanın projelendirilmesi aşamasında büyük bir öneme sahiptir. Bu rapor, deprem sırasında oluşan yüklerin etkisini daha önceden belirlenerek, binanın bu yükleri taşıyabilecek malzemelerden yapılmasına rehber olur. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bizler, bu raporların formatını, parsele ait bilgileri, arazi çalışmalarındaki fotoğrafları ve parsel bilgilerini içeren laboratuvar eklerini kontrol ederek, raporu hazırlayan jeoloji mühendisine ait sicilini gösteren belgeyi vererek bu kontrol hizmetini sağlamaktaydık. Ancak 2013 yılında Temmuz ayında çıkan Torba Yasadan sonra bu kontrol hizmetinin zorunluluğu ortadan kalktı. Bu da bir tek bizim jeoloji mühendisleri odası için değil diğer mühendislik ürünlerinin de oda denetiminden çıkmasına neden oldu. Böylelikle inşaat projelerinin denetlenmesini sağlayan en önemli ayaklardan birini oluşturan mühendislik odaları devre dışı kalmıştır" dedi. Başkan Şekerci sözlerine şöyle sürdürdü: 


"Bizler oturduğumuz ya da yeni alacağımız yapıları, düzenlemesi-dekorasyonu, göze hitap etmesi ile değil, binanın oturduğu zemin, temel tipi, kullanılan beton sınıfı, demir donatıları ve gerekli denetimlerin yapılıp yapılmadığı ile beraber bir bütün olarak sorgulamalıyız. Yapılan her çalışma ekonomik kaygılardan uzak can güvenliği düşünülerek yapılması gerekir. İnsanların içerisinde yaşadığı yapılar korktukları değil güven duyulan, her türlü afete karşı korunabilecekleri sığınakları olmalıdır."



Yeni Olay Gazetesi 


Geri Dön