1.000 kişiden 4’ü müteahhit!
Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörü, her geçen yıl büyüyor. İnşaat sektörü büyümesini sürdürürken müteahhit sayısı da her geçen gün artıyor. Yetki belgelerine göre Türkiye’de her 1000 kişiden 4’ü müteahhit.
Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörü, her geçen yıl büyüyor. Sektördeki büyümeyi görenler de inşaat yapmak için kolları sıvıyor. Son dönemde başta sanayiciler olmak üzere pek çok sektörden inşaat sektörüne giriş oldu. Müteahhit sayısı her geçen gün artarken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetki belgesi uygulaması, Türkiye’de her 1000 kişiden 4’ünün müteahhit olduğunu ortaya koydu. Bugüne kadar 306 bin 520 yapı müteahhitliği, 431 bin 755 de geçici ustalık yetki belgesi verildi.
2012’de başladı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın inşaat sektöründe meslek standartlarının oluşturulması amacıyla 1 Ocak 2012’de başlattığı uygulama sayesinde müteahhitler ve yapı ustaları kayıt altına alınıyor. Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Türkiye’de inşa edilen yapıların yaklaşık yüzde 95’i özel sektör tarafından üretiliyor. Bu noktadan hareketle belgelendirme ve kayıt altına alma çalışmalarına önem veren Bakanlık, yetkinliğin sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapmayı da sürdürüyor. Düzenlemeler sayesinde ruhsata tabi inşaat yapan yapı müteahhitlerinin tescili, yetki belgeli ustaların çalıştırılmasıyla müteahhit, şantiye şefi ve inşaat ustalarının kayıt altına alınması, takibi ve denetlenmesi sağlandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 1 Ocak 2012’den itibaren ruhsata tabi bütün yapıların bir müteahhidin sorumluluğu altında inşa edilmesi ve her müteahhidin “yetki belgesi numarası” almasını zorunlu hale getirdi. Bu çerçevede bugüne kadar 306 bin 520 ‘Yapı Müteahhitliği Yetki Belgesi’ verildi. Uygulamayla müteahhitlik sisteminin düzenlenmesinin yanı sıra sektördeki kayıt dışılığın önlenmesi de amaçlanıyor. Bu rakamlara göre, Türkiye’deki her 1.000 kişinin 4’ünün müteahhitlik yaptığı görülüyor.
İmar Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgesi olmayan usta çalıştırılması da 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren engellendi. Düzenleme kapsamında 2012-2015 yılları geçiş dönemi olarak öngörüldü. Bu süreçte ustalık belgesi olmayanlara yönelik, müteahhit veya SGK’dan alınan belgelere dayanılarak geçici ustalık belgesi düzenlendi. Buna göre, 431 bin 755 Geçici Ustalık Yetki Belgesi verildi. Ustalık belgelerinin, 2017 yılından itibaren Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) aracılığıyla kalıcı belgeye dönüştürülmesi zorunlu olacak. Kalıcı belge, ustaların teorik ve uygulamadan oluşan sınavdan başarılı olmaları halinde veriliyor. Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü, ustaların gerekli eğitimi alabilmeleri ve kalıcı belgeye sahip olabilmeleri için konuyla ilgili diğer kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sektördeki sivil toplum kuruluşlarıyla da iş birliği yapacak.
İnşaatta macera dönemi bitiyor
EYG Grup İcra Kurulu Başkanı ve KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, gerileyen konut satışlarının sektörde sorun olduğunu değil sektörün dengeye oturduğunu gösterdiğini söyledi. Bu ortamda sektördeki risk algısının azalmaya başladığını anlatan Ömer Faruk Çelik, “Sektördeki maceracı ve gerçek oyuncuyu ayırt etme dönemi başlıyor” dedi.
Gerçek değerler
Türkiye’de dönem dönem bazı sektörlerin ön plana çıktığını ve herkesin o alana yöneldiğini ifade eden Çelik, şunları söyledi:
“Bir dönem otomotiv sektörü, bir dönem de tekstil sektörü ekonominin lokomotifiydi. Herkes tekstilci oldu, her sokakta bir atölye açıldı. Ancak Rusya krizi çıktığında tekstile sonradan girenlerin hepsi battı, gerçek oyuncular büyümeye devam etti ve bugün Türkiye’nin önemli markaları oldular. İnşaat sektörü de böyle. Artık bu sektördeki maceracı ve gerçek oyuncuyu ayırt etme dönemi başladı. Gerileyen konut satışları, sektörün stabil olduğunu ve dengeye oturduğunu gösteriyor. Artık bire üç vaad eden değerler değil gerçek değerler ortaya çıkacak.”
Şişmiş kâr yok
Konut fiyatlarındaki balon tartışmasını da değerlendiren Ömer Faruk Çelik, “Türkiye’de şişmiş bir fiyat yok, şişmiş bir kâr yok. İnşaat şirketleri bu kârlarla yönetilemez. Eğer fiyatlar o ülkedeki halkın ulaşamayacağı seviyeye gelir ve bir krizde fiyatlar çok aşağı düşerse balon oluşur” diye konuştu. Önümüzdeki yıllarda konut üretiminde adetsel olarak fazlalık olabileceğine dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti: “Bu dönemlerde fiyatların geriye gittiğini gördüğünüzde firmaların kârlarından feragat ederek indirim yaptıklarını düşünmeyin. Zararına mal satacaklardır, o zaman da batmaya mahkumlar.”
Vatan