1955 yılında İstanbul'da taş devri hayatı yaşayanlar varmış!

İstanbul şehrinde taş devri hayatı yaşayan insanlar var

Bizans devrinden kalma ışıksız ve rutubetli mahzende yaşamaktan aile reisi verem oldu

   ''- Yedi seneden beri burada oturuyoruz. Bu yüzden erkeğim verem oldu. Oğlumun da benzinde kan kalmadı'' diye anlatan kırk yaşlarındaki kadın, oturduğu mahzenin karanlık dehlizlerini işaretle, ''Bir ucu dedi, Edirnekapı surlarına, bir ucu da Sultanahmet'e uzanırmış, öyle derler. Yıkılıp yolları kapandıktan sonra sadece burada gördüğünüz altı kubbeli göz kaldı''

   Fatih Cami'nin medreseleri arkasındaki sokakta, üzerinden toprak bir patika geçen Bizans'tan kalma bir mahzenin içinde oturan bir ailenin kadını dertli dertli anlatıyordu:

   -''Erkeğim burada verem oldu. Rutubet içinde gün ışığı görmeden yaşamak kolay mı?''

   Hüsniye Özür, 18 yaşlarındaki oğlu Yılmaz'ın pazarlarda küfe ile hamallık yaptığını ve kendisinin de öteye beriye çamaşır yıkamak için gittiğini ve bu suretle geçindiklerini söyledikten sonra, kocasının son müracaatını şöyle anlattı:

   -''Son olarak bundan bir ay kadar evvel kaymakamlığa gidip bir oda istemişti. Durumumuz kira vermeyecek kadar bozuk olduğu için sadece bizi bu mahzenden çıkarmayacaklarını vadetmişler. Oradan geldikten sonra erkeğim daha ağırlaştı. Boyuna ''Ölmeden mezar içinde yaşıyoruz'' diye söyleniyordu. Sonra kan tükürdü. Yedikule Verem Hastahanesi'ne kaldırdılar.''

   Kırk sekiz yaşında olan aile reisi İsmail Özür, hastahaneye kaldırıldıktan sonra oğlu Yılmaz'la mahzenin küf kokan ve gün ışığı görmeyen hücrelerinde kendi mukadder akıbetlerine terk edilmiş olan bu insanlar bir son bekliyorlar.

Hürriyet Gazetesi 3 Ocak 1955

Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com