Arabapazarı Hamamı'nın tarihi dokusu korunuyor!

Arabapazarı Hamamı, yıllardan gelen tarihi dokusunu koruyarak bugüne kadar şifa dağıtıyor. Osmanlı mimari yapılarından olan hamam gerçekleştirilen restorasyonun ardın 5 asırdır müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor. 

1515 yıllarında Nasrullah Kadı tarafından yaptırılan hamamın ismi faytonların toplandığı bölgede inşa edildiği için Arabapazarı Hamamı olarak biliniyor.

Hamam moloz taşı ve harçla yapılmış olup kapısı güneyden açılan soyunma yeri 100 metrekare civarında ve kubbe ile örtülü. 7-9 metre ölçüsündeki soğukluk kısmı ortada ve yanlarda birer olmak üzere üç küçük kubbe ile örtülü odalardan meydana gelmiştir. Hamam 1918 ve 1981 yıllarında restorasyon geçirilmiştir. 

“HAMAMLAR İNSAN SAĞLIĞI İÇİN ŞİFA KAYNAĞIDIR”

Arabapazarı Hamamı’nın işletmecisi Murat Tansever, tarihi hamamın iki ana bölümden oluştuğunu söyleyerek şunları ifade etti: “Kadınlar ve erkeklere ait bölümler var. Hamamlar insan sağlığı için şifa kaynağıdır. Bel ağrısı, boyun fıtığı, taş düşürme, eklem ağrıları, kas gevşemesi, kireçlenme, kabızlık, kadın hastalıkları, ortopedik ameliyat sonrası nekahet dönemlerine, şeker hastalığına, solunum yolu nezlelerine, bağırsak ve böbrek hastalıklarına, cilt hastalıklarına, stres gibi bin bir çeşit hastalığa karşı şifa dağıtmaktadır. Uzun süre kalmamak kaydıyla, sıcak su ve sabunla yapılacak temizlik için en uygun yer olan hamamda terleyen vücudun, lif ya da keseyle ovularak yıkanması, kan dolaşımını hızlandırdığı için rahatlık hissi verir. Hamamımızda sabah saat 8’den akşam 20’ye kadar hizmet veriyoruz. Kadınlar bölümünde gelin hamamı ve kahve masajı, erkeklerde ise sauna göbek taşı havuz ve köpüklü maşayla hizmet veriyoruz. Yüksek sıcaklıkta kese yapıldığı zaman ölü derilerin vücuttan arındırılması ve bünyenin ferahlaması sağlanıyor. Hamam bir Türk kültürü olduğundan dolayı onu korumalı ve yaşatmalıyız.”

Açıksöz