03 / 05 / 2024

Astaş Alüminyum üç yılda ihracat oranını yüzde 70'e çıkarmayı hedefliyor!

Astaş Alüminyum üç yılda ihracat oranını yüzde 70'e çıkarmayı hedefliyor!

İhracat oranının 2014'te yüzde 50 seviyesine gelmesini öngördüklerini söyleyen Astaş Yönetim Kurulu Üyesi Şefik Türker Kökhan, üç yıl içinde bu oranı yüzde 70'e kadar ulaştırmayı hedeflediklerini ifade etti.




Yaptıkları stratejik plan doğrultusunda satışlarındaki  ihracat oranının 2014'te yüzde 50 seviyesine gelmesini öngördüklerini söyleyen Astaş Yönetim Kurulu Üyesi Şefik Türker Kökhan, üç yıl içinde bu oranı yüzde 70'e kadar ulaştırmayı hedeflediklerini ifade etti. Kökhan, bu hedefe ilerlerken Balkanlar, Sahra Afrikası ve Almanya pazarında daha etkin rol oynamak istediklerini söyledi. 2013 yılında satışlarının yaklaşık yüzde 40'ım ihraç ettiklerini dile getiren Kökhan, "İhracat yaptığımız ülkeler arasında ağırlıklı olarak Almanya bulunuyor. Ayrıca, Batı Avrupa, eski Sovyetler Birliği, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri yer alıyor" dedi. 


Yaşanan ekonomik gelişmelerin üç sene öncesine kadar yüzde 50'ler seviyesinde olan ihracat oranlarını yüzde 40'ın altına çektiğini vurgulayan Şefik Türker Kökhan, 2013 yılından itibaren bu oranın yükselişe geçtiğini anlattı. Kökhan, bu süre zarfında ise canlı olan iç pazara hizmet ederek satışlarda bir düşüş yaşamadan yollarına devam ettiklerini dile getirdi. 


Şefik Türker Kökhan, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Gelecek yıllarda ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkların yavaş yavaş çözüleceğini de öngördük. İç piyasadaki etkinliğimizi de yaptığımız yatırım ve kapasite artışlarıyla koruyarak hedefimize ulaşmayı planlıyoruz." 2014 yılını, mimari sistem markaları olan 'Spectral'in yurtiçi ve yurtdışında satışlarım artırmaya adadıklarına değinen Kökhan, bu doğrultuda Hadımköy Alkop'ta depo, showroom ve mimari ekiplerini içinde bulunduran bir tesisi faaliyete geçirdiklerini söyledi.


Şefik Türker Kökhan, "Özellikle Afrika'da büyük ölçekli birçok projede 'Spectral' markamızın kullanılması için anlaşmalar imzaladık. Beklentimiz bu anlaşmaların artarak 50i içinde ve sonrasında devam etmesi yönünde. Ayrıca 2014 yılı son çeyreğinde netlik kazanacak 4 milyon dolar gibi bir yatırım maliyeti bulunan 2 bin tonluk depo projemiz için de detaylı çalışmalarımız sürüyor" açıklamasını yaptı. 


Yapılan uluslararası araştırmaların dünyadaki alüminyum tüketiminin artarak devam edeceğine işaret ettiğini söyleyen Şefik Türker Kökhan, bu doğrultuda yıllık 1 milyon TL tasarruf sağlayacak depo yatırımım 2015 son çeyreğinde faaliyete geçirmek istediklerini belirtti. 


Gelecek üç yıl içinde profil üretim kapasitelerini de artıracak bir hat yatırımı hedeflediklerini açıklayan Kökhan, "Bu yatırım şirketimiz için ek 60 milyon TL gelir anlamına geliyor. Türkiye için de 100'e yakın aileye iş olanağı yaratacağından bitt Çorlu'daki tesisimizde 350 kişiye istihdam sağlıyoruz. 


2013'te 22 bin tonun üzerindeki satışın yüzde 40'a yakını yurtdışına, yüzde 60'ı da yurtiçine yapıldı. 

zim için çok heyecan verici bir gelişme olacak" şeklinde konuştu. 


Firmalarının 1974 yılından beri alüminyum sektöründe faaliyet gösterdiğini vurgulayan Şefik Türker Kökhan, iki üretim hattıyla senelik profil üretim kapasitelerinin 24 bin ton olduğunu belirtirken, ayrıca 15 bin ton eloksal, 5 bin ton toz boya ve bin 200 tonun üzerinde kalıp üretim kapasitesiyle alüminyum profil üretiminde entegre bir tesise sahip olduklarım aktardı. Çorlu'daki tesislerinde 350 kişiye istihdam sağladıklarını anlatan Kökhan, "2013 yılında 150 milyon TL'nin üzerinde satış geliri elde ettik. 22 bin tonun üzerindeki satışm yüzde 40'a yakınım yurtdışına, yüzde 60'lık kısmı da yurtiçine yaptık. 2014 yılı başmda koyduğumuz hedeflerle önümüzdeki dört sene içinde Türkiye'nin en fazla alüminyum profil ihracatı yapan şirketi olmayı hedefliyoruz. Bunun için ilk etapta 2014 yılı sonunda ihracatın, satış oranlarındaki payım yüzde 50'ye çıkarmak doğrultusunda azimle ve yılmadan üretmeye devam edeceğiz" dedi. 


"Prim farkı ihracatçı firmalara rekabetçi ortam sunuyor" Sektörün sorunlarına da değinen Kökhan, şu an için en büyük problemin hammadde tedarikinde yaşanan sorunlar ve London Metal Exchange (LME) fiyatının üzerine eklenen primlerdeki çok hızlı yükseliş olduğunu söyledi. Geçmiş senelerde var olan Avrupa ile Türkiye arasındaki 150 dolara yakın prim farkının ihracatçı firmalara rekabetçi ortamlar sunduğuna işaret eden Kökhan, şöyle devam etti: "Son yıllarda tüm dünyada artan primler bu farkın kapanmasına ve Türk üreticilerin maliyetlerini artırmasına yol açarken, ihracat için önümüzde hızla yükselen bir engel olmaya başladı. 

Bu sorunun çözümü ile ilgili bütün firmaların ortak hareket etmesi, ortak ve net bir duruş sergilemesi gerekir." 



Dünya  Sektörel




Geri Dön