Beyoğlu'nun yüz yıllık kitapçısı Librairie de Pera kapandı!
1900'lerin başında kurulan Librairie de Pera dün itibariyle kapılarını resmen kapattı. Kitapçı olarak varlığını sürdürmeyi başarmış mekân bundan üç sene öncesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne karşı açtığı mücadeleyi şimdilik kaybetmiş görünüyor...
Bir dönemin kültür sanat mabedi Pera'daki kentsel dönüşüm önemli mekânların kapısına kilit vurulmasına neden oluyor. Son kurban yüz yıllık Librairie de Pera oldu. Beyoğlu Tünel'de, Galipdede Caddesi üzerindeki kitapçı Librairie de kentsel dönüşümün kurbanlarından biri oldu.
1900'lerin başında kurulan Librairie de Pera dün itibariyle kapılarını resmen kapattı. Açıldığı günden itibaren el değiştirse de hep kitapçı olarak varlığını sürdürmeyi başarmış mekân bundan üç sene öncesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne karşı açtığı mücadeleyi şimdilik kaybetmiş görünüyor, fakat mekânın bugünkü sahibi Uğur Güracar mücadelelerinin hâlâ devam ettiğini ve umudunu yitirmediğini söylüyor.
1920'li yıllarda Alman Plathner tarafından açılan Librairie de Pera başlarda Almanca kitap, rehber, harita satmış. 1930'larda ise Rum asıllı Türk vatandaşı Patriarcha tarafından devralınmış. 10 yılın ardından devrin romantik şairlerinden olan Patriarcha dükkânını Bizantolog Militiadis Nomadis'e bırakmış. 1984'e kadar Militiadis Nomadis'in kızı Talya Nomadis tarafından işletilen kitapçı sonraki yıllarda ise dükkânın müdavimlerinden Uğur Güracar tarafından yaşatılmaya devam etti.
Eski Beyoğlu'nun yani Pera'nın düne kadar yaşayan son kitapçısı, Cumhuriyet tarihinde ilk kitap müzayedelerini yapan kurumdu aynı zamanda.
Yaklaşık bir asırlık geçmişiyle zengin bir mirasın da sahibi olan Libraire de Pera eski ve değerli kitap piyasasının da önderlerinden.
Mekânın hukuk mücadelesi üç sene önce Vakıflar İdaresi'nden gelen tebligatla başlamış. Restorasyon karşılığı kiraya verileceğine dair bir yazıyla durumun bildirildiği Güracar, "Restorasyon sonrası ihale söz konusuydu ve bu durumda bizim burayı tekrar geri alabilmemiz mümkün değildi, bunun farkındaydık" diyor. Bu döneme kadar da her yıl kiraları yenilenmiş. Güracar, restorasyonu kendisi üstlenip kira ödemeye devam etmeyi ve yerlerinde kalmayı telep ettiyse de bu talep bir reddedilmiş. Kamu yararı.atuuiiib =»U Ol nın gözetilmesine yönelik isteklerine aldıkları cevap ise "Kamu yararı muğlak bir şeydir" olmuş.
Kira on kat arttı Yerel mahkemede görülen davada karar Librairie de Pera'nın lehine sonuçlansa da Vakıflar Müdürlüğü'nün baskıları devam etmiş. Teknik hukuk açısından sorun olmamasından dolayı kendilerine güvendiklerini söyleyen Güracar, Yargıtay'ın yerel mahkeme kararını bozması üzerine hayal kırıklığına uğramış. îdare 3 ay içerisinde kararı bozduğu gibi Yargıtay'a itiraz süreci beklenmeden ihale de yapılmış.
Güracar'ın tarihi kitapçının yeni sahibini sorduğumuzda "CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun oğlu Ali Tanrıkulu çaycı yapmak için almış" diyor. İhaleyi kazanan dört ortaktan biri olan Ali Tanrıkulu mekân için 8 bin lira kira ödediklerini ve bu kirayı verebildikleri takdirde kitapçılığa devam edebileceklerini söylemiş. Fakat bu, kiranın neredeyse 10'a katlanması demek. "Böyle bir dükkânın başka bir yerde tekrar açılma ihtimali var mı" sorusuna "Kısa vadede söz konusu değil" şeklinde yanıt veriyor Güracar ama internet sitesi üzerinden geleneği sürdürmekte kararlı.
Türkiye'de semboller üzerinden politika yapıldığını, böyle bir şeye dahil olmak istemediği için basın ve halkla ilişkiler kampanyası yürütmeyi özellikle reddettiğini aktaran Güracar "Kent rantları yükseldikçe bu doğal bir süreç ama uygar kentlerde bunlar kamusal önceliklerle kurulur. Şehre karakter veren, insan boyutunu muhafaza eden dükkânlar vardır" diyor.
Radikal
1900'lerin başında kurulan Librairie de Pera dün itibariyle kapılarını resmen kapattı. Açıldığı günden itibaren el değiştirse de hep kitapçı olarak varlığını sürdürmeyi başarmış mekân bundan üç sene öncesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne karşı açtığı mücadeleyi şimdilik kaybetmiş görünüyor, fakat mekânın bugünkü sahibi Uğur Güracar mücadelelerinin hâlâ devam ettiğini ve umudunu yitirmediğini söylüyor.
1920'li yıllarda Alman Plathner tarafından açılan Librairie de Pera başlarda Almanca kitap, rehber, harita satmış. 1930'larda ise Rum asıllı Türk vatandaşı Patriarcha tarafından devralınmış. 10 yılın ardından devrin romantik şairlerinden olan Patriarcha dükkânını Bizantolog Militiadis Nomadis'e bırakmış. 1984'e kadar Militiadis Nomadis'in kızı Talya Nomadis tarafından işletilen kitapçı sonraki yıllarda ise dükkânın müdavimlerinden Uğur Güracar tarafından yaşatılmaya devam etti.
Eski Beyoğlu'nun yani Pera'nın düne kadar yaşayan son kitapçısı, Cumhuriyet tarihinde ilk kitap müzayedelerini yapan kurumdu aynı zamanda.
Yaklaşık bir asırlık geçmişiyle zengin bir mirasın da sahibi olan Libraire de Pera eski ve değerli kitap piyasasının da önderlerinden.
Mekânın hukuk mücadelesi üç sene önce Vakıflar İdaresi'nden gelen tebligatla başlamış. Restorasyon karşılığı kiraya verileceğine dair bir yazıyla durumun bildirildiği Güracar, "Restorasyon sonrası ihale söz konusuydu ve bu durumda bizim burayı tekrar geri alabilmemiz mümkün değildi, bunun farkındaydık" diyor. Bu döneme kadar da her yıl kiraları yenilenmiş. Güracar, restorasyonu kendisi üstlenip kira ödemeye devam etmeyi ve yerlerinde kalmayı telep ettiyse de bu talep bir reddedilmiş. Kamu yararı.atuuiiib =»U Ol nın gözetilmesine yönelik isteklerine aldıkları cevap ise "Kamu yararı muğlak bir şeydir" olmuş.
Kira on kat arttı Yerel mahkemede görülen davada karar Librairie de Pera'nın lehine sonuçlansa da Vakıflar Müdürlüğü'nün baskıları devam etmiş. Teknik hukuk açısından sorun olmamasından dolayı kendilerine güvendiklerini söyleyen Güracar, Yargıtay'ın yerel mahkeme kararını bozması üzerine hayal kırıklığına uğramış. îdare 3 ay içerisinde kararı bozduğu gibi Yargıtay'a itiraz süreci beklenmeden ihale de yapılmış.
Güracar'ın tarihi kitapçının yeni sahibini sorduğumuzda "CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun oğlu Ali Tanrıkulu çaycı yapmak için almış" diyor. İhaleyi kazanan dört ortaktan biri olan Ali Tanrıkulu mekân için 8 bin lira kira ödediklerini ve bu kirayı verebildikleri takdirde kitapçılığa devam edebileceklerini söylemiş. Fakat bu, kiranın neredeyse 10'a katlanması demek. "Böyle bir dükkânın başka bir yerde tekrar açılma ihtimali var mı" sorusuna "Kısa vadede söz konusu değil" şeklinde yanıt veriyor Güracar ama internet sitesi üzerinden geleneği sürdürmekte kararlı.
Türkiye'de semboller üzerinden politika yapıldığını, böyle bir şeye dahil olmak istemediği için basın ve halkla ilişkiler kampanyası yürütmeyi özellikle reddettiğini aktaran Güracar "Kent rantları yükseldikçe bu doğal bir süreç ama uygar kentlerde bunlar kamusal önceliklerle kurulur. Şehre karakter veren, insan boyutunu muhafaza eden dükkânlar vardır" diyor.
Radikal